Gençler hiç okuyup meslek sahibi olacağım diye uğraşmayın…
Düşünsenize 4 yıllık bir üniversiteyi kazanmak için gireceğiniz stres, sonrasında vizeler, finaller derken bitirebilirseniz 4 yılın sonunda üniversiteli işsizler ordusuna katılacaksınız.
Ailenize de yazık...
Siz sınavlara hazırlanın diye yapacakları masrafları, eğitiminiz süresinde okul masraflarını, harçlıklar derken ocaklarına incir ağacı dikilecek.
Üniversitelerimizin eğitim kalitesinden bahsetmeye bile gerek yok. Mantar gibi çoğalıyorlar ama eğitim de bir o kadar kalitesizleşiyor…
Mezun olduğunuzu varsayalım…
Üniversite mezunu işsizler ordusuna katılacak ve üç harfli marketlerden birinde kasiyer olarak iş bulmak için tanıdığa ihtiyacınız olacak!
Diyelim ki zehir gibisiniz ve Tıp Fakültesi kazandınız…
İşte asıl o zaman yandınız.
En az 6 yılda mezun olacaksınız.
2024 yılında pratisyen hekim maaşı en düşük 46 bin 900 lira… Aşağı yukarı 2,7 asgari ücrete denk geliyor.
Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu’nun araştırma sonuçlarına göre, mart ayında dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 20 bin 98 liraya, yoksulluk sınırı ise 57 bin 280 liraya yükseldi.
Hayata yoksul bir doktor olarak başlayacaksınız.
Tabii tek mesele bu da değil. Her an hasta yakınları tarafından darp edilmeyi de göze almanız lazım.
“Peki, okumayıp ne yapalım” diyeceksiniz…
‘24 Saatte İş Platformu'nun hazırladığı verilere göre, Türkiye’de istihdam piyasasının en çok aranan meslekleri açıklandı. İlk sırada döner ustası var. İkinciliği ise protez tırnak uzmanlığı kimseye kaptırmamış…
Döner ustası için en düşük maaş 40 bin lira seviyesinden, protez tırnak uzmanı için 39 bin liradan başlıyor.
Bu iki meslekten sonra sırasıyla elektrik ustası 37 bin lira, ızgaracı 34 bin lira, şoför 32 bin lira civarında maaşlar ile en çok aranan işçiler olarak göze çarpıyor.
Çırak olarak birkaç yıl çalışsanız zaten bu mesleklerde başarılı olma ihtimaliniz yüksek. 4 yıl okuyarak su ürünleri mühendisi çıkıp üç harfli marketlerde kasiyer olarak 17 bin lira maaşla çalışmaktan iyidir değil mi?
Sabahattin Zaim Üniversitesi eski Rektör Yardımcısı olan hatta sonra YÖK Denetleme Kurulu üyeliğine atan şu anda halen İstanbul Üniversitesi Siyasi Bilimler Fakültesi’nde öğretim üyeliği görevini icra eden Profesör Doktor Bülent Arı ne demişti?
“Bizde de şimdi okuma oranı arttıkça beni afakanlar basıyor. Ben daha çok cahil ve okumamış, tahsilsiz kesimin ferasetine güveniyorum bu ülkede” demişti.
Yani koskoca profesör zaten yol göstermişti okumayın diye…
Şimdi gençler pek bilmez ama Anavatan Partisi’nin kurucusu, 1983-1989 yılları arasında başbakanlık yapmış ve Türkiye Cumhuriyeti’nin 8. Cumhurbaşkanı merhum Turgut Özal’ın meşhur bir sözü vardı; “Çağ atlıyoruz” diye…
O günlerde çağ atladık mı tartışılır. Dönemin muhalefet lideri Erdal İnönü, Özal’ın bu iddiasına, “Ne çağ atlaması ip atlıyoruz, ip” diyerek karşılık vermişti.
Fakat bugün çağ atladığımız su götürmez bir gerçek!
Ama geriye doğru…
Bilimin, eğitimin para etmediği ülkemizde el işçiliği, ustalık para ediyor. Elbette bu meslekler de çok değerli ve önemli ama uzun eğitim hayatı gerektiren mesleklerin içi o kadar boşaltıldı ki, yakında ‘Ortaçağ’daki en değerli meslekler yeniden popüler olursa şaşırmayalım.
Çok Okunanlar
'Narin, ahırda Türk toplumunun kaldıramayacağı bir şey gördü'
Yayınlamadığı röportajı başsavcıya mı verdi?
Narin'in cansız bedeninin bulunduğu an ortaya çıktı
Yıkıma ve felakete doğru hızla koşan ülke
Enflasyonun tek sorumlusu devlet!
Miras ve tapu işlemlerinde yeni dönem
Trendyol Süper Lig'in 11 haftalık programı açıklandı
Çuvalın içindeki din ve Narin
Haşim Paşa’dan Hulusi Paşa'ya eğitim
Milyonlarca asgari ücretli bu kararı bekliyor