Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.550

Ancak kızkardeşlikle kırabiliriz eşitsizliğin zincirlerini!

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü Haftası’nda, İzmit’in en yoksul semtlerinden, İstanbul’un en yüksek plazalarına uzanan kadın buluşmalarımızda farkettim ki, birbirimizin hayatlarına empati yaptıkça güçlenecek aramızdaki bağ. Ve kızkardeşlikle kıracağız eşitsizlik zincirlerini.   

8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü haftasında, bir gün İzmit’in en yoksul bölgesinde yaşayan kadınlarla birlikteydim, bir başka gün Yalova’da, (erkek işi diye bilinen gemi yapımında) kendisini kanıtlayan tersanenin kadın çalışanlarıyla. Bir sonraki gün İstanbul’un plazalarında çalışan beyaz yakalı kadınlarıyla buluştum. 

İlk bakışta bambaşka hayatlar yaşayan, farklı farklı kesimlerden gelen, kimisi beyaz, kimisi mavi yaka diye tanımlanan ama sanılanın aksine ne çok ortak noktası olan kadınlar! 

Umudu uzakta aramaya gerek yok. Umudu onların ışıl ışıl parlayan gözlerinde gördüm. 

Bize yalnız olmadığımızı gösterdiler, soruları ve samimiyetleriyle yüreğimi ısıttılar.

YAPABİLİRSİN kitabımı imzalarken, ayaküstü dertlerini de paylaştılar. Kimisi yeni atanan öğretmen kızına cesaret versin diye imzalattı, kimisi annesine; çektiği bu kahır dursun diye…  

Aralarından biri kitabımın içinden bir kahramanı seçti kendine. “Ben de köyünün duvarlarını rengarenk çiçeklere boyayan Nuran gibiyim” dedi. Adı da Çiçek’miş ne tesadüf ki…

Çiçek’in gözlerindeki hüznü gördüm. Dertlerini hüzünlü tebessümünün arkasına sakladığı belliydi. “Yaşın kaç?” diye sordum.

40 dedi! 

-Ben “hayır” demeyi 40 yaşında öğrendim dedim.

-“Ben daha ileri gittim” diye cevap verdi.

“Beni neyin mutlu ettiğini bu yaşımda farkettim”!

“Mutluluk kendini keşfetmekle başlıyor!”

En yakınlarımızın mutluluğu için saçımızı süpürge ederken, kendi mutluluğumuzu bir kenara atıyoruz. 

Bazılarımız bunu farkediyor, bazılarımız fark edemen bir ömür tüketiyor. Bu bir dönüm noktası, bir eşik. Kadında bu eşiğin zaman olarak karşılığı ise 40 yaş!

Bu öyle bir dönüşümdür ki, etkisi dışarda değil, içerde, taa en derinlerde hissedilir. Bir kişisel muhasebe başlar. Kimsenin bilmediği bir iç muhasebe. Kırkına basan kadın önce moralini bozar, kendi elleriyle…Sonra başlar küllerinden doğmaya, kendini yeniden inşa etmeye… 

40 yaşındaki okurum Çiçek’e, bunları anlatıp bi yandan kitabımı imzalarken, baktım gözlerinde düğüm düğüm yaşlar birikmiş. Belli ki anlatamadığı derdi yük olmuş omuzlarında. 

İmza masasından kalktım, Çiçek’e sarıldım. “Çiçekler narindir ama bir o kadar da hayat doludur“ dedim. 

Kendi omuzlarına tırman. Başka nasıl yükselebilirsin ki…

Bu ülkenin kadınları, her birimiz Çiçek gibiyiz. Omuzlarımızda biriken dertleri ancak güçlenerek savurabiliriz. 

“İfşada şifa vardır” derdi annanem.

Tüm çiçekler birbirine sarılmalı. Dertlerini birbirlerine anlatıp şifalanmalı. Kadının uyanışı ancak kızkardeşlik dayanışmasıyla mümkün olacak.

8 Mart haftasında birbirinden farklı hayatlar yaşayan kadınlarla buluşmalarımızdan farkettim ki, birbirimizin hayatlarına empati yaptıkça güçlenecek aramızdaki bağ. Ve ancak kızkardeşlikle kırabileceğiz eşitsizliğin zincirlerini…