Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
46,3559
Dolar
Arrow
39,7586
İngiliz Sterlini
Arrow
54,3544
Altın
Arrow
4259,0000
BIST
Arrow
9.416

Kirazın fiyatı, özgürlüğün bedeli

Dün pazarda, kirazın kilosu 650 liraydı! 

Yaz mevsiminin en sade, en masum meyvesi bile artık dar gelirliye lüks. Eskiden çocuklar kiraz saplarından küpe yapardı, şimdi kilosunu almak için bile kuyumcuya gitmek gerek sanki. 

Bu yaz, buruk ve kasvetli geçiyor. Güneş sadece sokakları ısıtıyor, vicdanları değil. 

Ne Bodrum, ne Çeşme, ne Alaçatı eski şenlikli tadında…

Ülkenin yarısı yoksulluğa, diğer yarısı korkuya mahkûm. Ve biz hâlâ umut etmeye, yazın şenlikli halini  hissetmeye çalışıyoruz. 

Gazeteciler, siyasetçiler, bir bir cezaevine giriyor. Sadece fikrini söylediği, gerçeğin peşinden koştuğu için apar topar tutuklanan Fatih Altaylı, Silivri’den gazetecilik yapmaya devam ediyor. Zira hakikat, duvar dinlemez, tel örgü tanımaz.

Bazılarımız için gazetecilik, bir geçim kapısı değil, nefes almak gibi, hayatta kalmak gibi bir şeydir. İşte Altaylı’nın Silivri gözlemleri; 

“Cezaevinde kantin alışveriş limiti haftalık 3.500 lira. İyi hâliniz varsa artırıyorlarmış… Sanki özgürlüğü kısıtlamak yetmiyormuş gibi, ekmeğin de, suyun da, çayın da limiti var artık. Haftada 3.500 lira, ayda 14 bin lira… Dışarıda bir emekli maaşı kadar. Ama içeride kira yok, elektrik, su faturası yok, üç öğün yemek bedava. Ona rağmen yetmiyor,” diyor.  

Peki dışarıda ne oluyor?

Kirazın kilosu 650 liraya dayanmış! 

O çocukluğumuzun kirazı… Sapından küpe yapıp aynada kendimize güldüğümüz, annemiz tabağa koyduğunda yazın geldiğini anladığımız kiraz! Artık tezgâhta süs, rafta hayal, sofrada yok! Bir kilo kiraz, emeklinin üç günlük ekmeği kadar.

Kirazın fiyatı kadar ağır bir yaz!

Bir yanda özgürlüğü yetmeyenler, bir yanda sofrası eksik kalanlar… Bir ülke böyle nasıl yaza girebilir? 

Güneş tenimizi ısıtsa, deniz dalga getirse ne olur?

İnsan nefes alamıyorsa, sözüne kelepçe vuruluyorsa, cüzdanı boş, midesi açsa o mevsimin adı yaz olsa ne değişir?

Bu yaz gülemiyorum,  sevinemiyorum. Çünkü biliyorum ki yüzbinlerce vatandaş pazarda etiket okuyup, eve boş torbayla dönüyor.

Biliyorum ki, bu yaz deniz mavisi değil, koyu bir gri!

Ama yine de… Belki bir gün… Güneş sadece sokakları değil, insanın içini de ısıtır. Bir kilo kiraz çocukların hakkı olur. Ve kimse fikrini söylediği için duvarların arkasına gönderilmez.

İşte o zaman, gerçek bir yaz başlar…