Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
46,5322
Dolar
Arrow
39,7725
İngiliz Sterlini
Arrow
54,7777
Altın
Arrow
4255,0000
BIST
Arrow
9.404

Bir Duruşun Rengi: 'Ecevit Mavisi'!

Yarın görülecek CHP Kurultayı davası, yalnızca bir hukuki süreç değil; demokrasinin, temsilin ve halk iradesinin yeniden tanımlandığı bir eşik olacak. Bu dava, sıradan bir örgüt içi mesele değil. Ana muhalefet partisinin tarihinde ve halkla kurduğu gönül bağında derin izler bırakacak. Bu yüzden dik durmak, yalnızca bir siyasal tavır değil, aynı zamanda vicdani bir sorumluluktur.

Bu dik duruşun ilhamını, bir zamanlar CHP’yi bilgiyle, zarafetle yöneten; mütevazı duruşu, her daim giydiği mavi gömleğiyle hafızalarımıza kazınan Bülent Ecevit’ten alabiliriz.

Zamanın ruhu dalgalar gibi üzerimizden geçerken, Tam da böyle bir dönemde, Ecevit’in 100. doğum yılına armağan olarak genç bir kadının kaleminden çıkan bir kitap elimde: Ecevit Mavisi.

Derya Tamdoğan Ataseven’in titizlikle hazırladığı bu eser, klasik bir biyografiden çok daha fazlası. Genç Bülent’in dünyasına, şiirlerine, mektuplarına ve hayallerine odaklanan bu metin; entelektüel bir arkeoloji çalışması gibi, geçmişin incelikli izlerini bugünün gençlerine taşıyor. Ataseven, 1944–1946 yıllarında genç Bülent’in kolejden arkadaşı Tunç Yalman’a yazdığı mektuplarda önerdiği tüm kitaplara tek tek ulaşıyor, derinlemesine inceliyor. 

Ecevit’in zihinsel haritasını adım adım takip ediyor ve ortaya damla damla birikmiş bir düşünsel okyanus çıkıyor.

Kitapta beni en çok etkileyen cümlelerden biri, Ecevit’in henüz 19 yaşındayken kurduğu şu ifade oldu:

“Ama her siyaset adamının siyasetten başka bir dünyası da olmalıdır… Siyasetin öz konusunun insan olduğu unutulmamalıdır.”

Bu yalnızca bir idealin değil, bir duruşun da ifadesi. Siyaseti bir kariyer değil, insanlık uğruna bir hizmet alanı olarak gören bir liderin vizyonu bu. Ecevit’in “başka dünyası” hep vardı: Şiirler, çeviriler, sanat, edebiyat… Yani insanın insanca kalabildiği alanlar.

Bizi bugün de ayakta tutabilecek olan da işte tam olarak budur.

Ecevit Mavisi’nin sayfalarında bir entelektüelin değil yalnızca; aynı zamanda bir insan hakları savunucusunun, bir barışçıl liderin, bir düşünürün, bir şairin izleri var. Bülent Ecevit’in önerdiği kitaplar, yazdığı şiirler, çevirdiği metinler; onun siyasi kimliğinin ötesinde bir vicdan haritası da sunuyor.

Eğer bu ülkede onun adıyla özdeşleşen bir “mavi” kaldıysa, bu mavilik yalnızca bir gömleğin değil; bir bakışın, bir bilincin, bir duruluğun rengidir.

Ecevit Mavisi, yalnızca geçmişi hatırlatmakla kalmıyor, geleceğe dair bir sorumluluk da yüklüyor okura. Özellikle de gençlere… Düşünmeye, sorgulamaya, sevmeye, vicdanla hareket etmeye çağırıyor. Bugünün politik ortamında hızla yitirilen bu değerlerin izi, bu kitapta sürülmeye değer.

Kurultay davası yaklaşırken, bir liderin yalnızca siyasi hamlelerle değil; şiirle, sanatla, vicdanla da var olabileceğini hatırlamak hepimize iyi gelecek. Siyasetin öznesinin insan olduğunu unutmayanlara, halkla arasına duvar değil; şiirle örülmüş mavi köprüler kuranlara o kadar çok ihtiyacımız var ki…

Belki de bu yüzden, şimdi her zamankinden çok daha fazla “Ecevit mavisi” bir bakışa gerek var.

Bu derin ve kapsamlı çalışmasıyla yalnızca bir dönemi değil, bir insanlık duruşunu da gün yüzüne çıkaran Derya Tamdoğan Ataseven’i yürekten kutluyorum. Ona inanan, bu esere kucak açan Humanist Kitabevi’ni de ayrıca tebrik etmek gerek. Bu derya deniz çalışmanın Ecevit’in adını yaşatmanın ötesinde, yeni kuşaklara yol göstereceğine inanıyorum.

O halde Sözü Genç Bülent’e bırakalım:

“Dalga ki bir yükselip bir alçalır. Eğer bu sahiden böyleyse ben razıyım; hiç değilse yarı ömrümüz olsun mes’ut geçmiş olur.”