Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,3594
Dolar
Arrow
34,4660
İngiliz Sterlini
Arrow
43,6304
Altın
Arrow
2935,0000
BIST
Arrow
9.367

Çocuklar hep doğruyu söyler!

Gelecek öğretim yılından itibaren eğitim müfredatımız değişecek. Milli Eğitim Bakanlığı, tüm öğretim kademelerindeki zorunlu derslere ait “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” taslağını kamuoyunun görüşüne açtı. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli için ilk izlenimim iyi niyetli bir çalışma olduğu. Ancak, bilinen bir özdeyişi de anmadan geçemeyeceğim; "Cehenneme giden yollar iyi niyet taşlarıyla örülmüştür ". Biraz sert bir giriş olduğunun farkındayım ama şu ana kadar ki bazı uygulamalar, mesela okullara “manevi danışman” adı altında imam atamalar, beni kaygılandırıyor.

“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” taslağı, MEB’in sitesinde yayınlandı ve 3 Mayıs 2024 tarihine kadar kamuoyunun önerilerinin dikkate alınacağı belirtildi.

Veliler olarak, hangi sınıf düzeyinde, hangi konuların müfredata girmesi gerektiğini, düşüncelerinizi Milli Eğitim Bakanlığı’nın görüş, öneri sitesine yazabilirsiniz.

Cumhuriyet’in 2. yüzyılında, çocuklarımızın nasıl bir eğitim modeli ile milenyum çağına hazırlanacağını merak ettim.

“Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli”nin 392 sayfalık Okul Öncesi Eğitim Programı’nı inceledim. Erken çocukluk eğitimi çocuğun zihinsel, duygusal, fiziksel, sosyal, sözel gelişimi açısından çok önemli.

Çocuklarda zekâ gelişiminin %70'lik kısmı 7 yaşına kadar tamamlanıyor ve öğrenme becerisi bu yaşlarda gelişiyor. Bu dönemde yaşanabilecek tüm olumsuzluklar, çocuğun tüm yaşamını da olumsuz yönde etkileyebiliyor.

3 yaşına geldiğinde, bir çocuğun beyni bir yetişkinden 2.5 kat daha güçlü! Çocuğun karakterinin şekillendiği bu çağda verilen her davranış modelini, her bilgiyi çocuğun beyni bir sünger gibi çekiyor.

Yeni Okul Öncesi Eğitim Programı” 392 sayfa. Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli’ndeki “Erdem-Değer-Eylem Modeli” temel alınarak hazırlanmış. Eğitim programının nihai hedefi “Huzurlu Aile ve Toplum” ile “Yaşanabilir Çevrede Huzurlu İnsan” yetiştirebilmek olarak belirlenmiş. Millî ve manevi değerlerin edinimi esas amaç gösterilerek, program içindeki diğer tüm beceri alanlarıyla bütünleştirilerek ele alınması gerektiği vurgulanmış.

Akla şu soru geliyor; Okul Öncesi Eğitim Programı hazırlanırken, tek ebeveynlik ve boşanma sonrası oluşan tek ebeveynli aile çocukları dikkate alındı mı?

Çünkü müfredatın öne çıkarılan “Erdem-Değer-Eylem” modelinde hep Aile bütünlüğüne vurgu söz konusu. Değer kavramı içinde çocuğun görevleri arasında şu cümleler yer alıyor; Çocuk, aile birliğinin sağlanması için karşılıklı saygı, sevgi ve güvenin gerekli olduğunu bilir. Aile kurumunun önemini benimseyerek devamlılığı için çaba gösterir. Aile bağlarına zarar verebilecek davranışlardan kaçınır. Aile fertlerinin aile bütünlüğünü korumadaki rolünü açıklar. Aile içi mahremiyeti korur. Ülkesinin geleceği için aile ve nüfusun önemini bilir. Aileyi ilgilendiren kararlarda tüm aile fertlerinin görüşlerini almaya önem verir. Aile bağlarını güçlendirmek için mizahı bir araç olarak kullanır.

Ya ailesi  olmayan çocuklar? İyi, vicdanlı, vatansever, dürüst, çalışkan bir birey olmak aile bütünlüğüne mi bağlıdır?

Bu eğitim programı hazırlanırken, psikolog ve psikiyatrlardan görüş alındı mı? 

FİNANS OKURYAZARLIĞI VAR; ÇEVRE OKURYAZARLIĞI YOK! 

Çağın gerektirdiği önemli becerilere gelirsek; okul öncesi çocuklara Bilgi Okuryazarlığı, Dijital Okuryazarlı, Finansal Okuryazarlık,Görsel Okuryazarlık, Kültür Okuryazarlığı, Vatandaşlık Okuryazarlığı, Veri Okuryazarlığı, Sürdürülebilirlik Okuryazarlığı eğitimi verileceği belirtilmiş. Ancak dünyamızı tehdit eden, insanlığın en büyük sorunu İklim kriziyle ilgili Çevre-İklim Okuryazarlığı eğitim programında yer almıyor.

Oysa Milli Eğitim Bakanlığı 2022 yılında “İklim Değişikliği Eylem Planı’nı açıklamış, eğitim ve öğretimin her aşamasında müfredatta yer alacağını duyurmuştu. Duyarlılık okul öncesi çağdan başlar. İklim krizinin hızlanan etkileri ülkemizde özellikle dezavantajlı çocukların kırılganlığını arttırıyor. Başta aşırı hava olayları olmak üzere iklim değişikliğinin fiziksel, sosyal, ekonomik etkilerine en çok çocuklar maruz kalıyor. İklim krizi, okul öncesi eğitim programının her alanına ( Fen, Sosyal, Sağlık, Hareket, Matematik, Türkçe, Müzik) işlenmeliydi.

Çağın gerektirdiği önemli becerilerden biri de yabancı dil! Ama bunu da Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli Okul Öncesi Eğitim Programı’nda göremedim.  Maarif modelimizde yer almayan yabancı dili, çevrimiçi  dünyaya doğan çocuklar internette zaten öğreniyor! Alfa kuşağına dair Türkiye’nin ilk belgeselini çektiğim için onları yakından tanıyorum. Daha önceki kuşaklardan çok farklılar. İklim krizi ve kuraklık onlar için yaşamsal sorunların başında geliyor. Bu eğitim programını hazırlayanlar keşke belgeselimizi izlemiş olsalardı, alfa kuşağını yakından tanıma fırsatı bulurlardı.

İzlemek için hâlâ geç değil.

Çünkü “Çocuklar Hep Doğruyu Söyler!”