Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,3594
Dolar
Arrow
34,4660
İngiliz Sterlini
Arrow
43,6304
Altın
Arrow
2935,0000
BIST
Arrow
9.093

Dev şantiye Hatay'dan izlenimlerim!

Antakya’dayım. Depremin üzerinden 20 ay geçti. Kent dev bir şantiyeye dönüşmüş. Konteynerda yaşayan tek bir kişi kalmayana kadar, söz verilen evlerin yapımı için çalışmalar hızla sürüyor. Her yer dev vinçlerle, iş makineleriyle dolu.

Antakya 26 bölgeye bölündü. Her bölge farklı şirketlere ihale edilmiş. 12 aylık süreli ihalenin taahhüdü, 1 Kasım 2025 yılında teslim edilmesi. O bölgede kaç konut varsa, o kadar konut inşa edilecek. 

Bina katları  Zemin +4 olarak sınırlandırılmış olsa da, rezerv alanı dışındaki bölgelerde, imar planı, deprem öncesi var olan imar planı ile aynı. Yani isteyen Antakya’ya 10 katlı bina yapabilir. 

Belediyeler depremden sonra kent imar planındaki kat irtifakını değiştirmemişler.

Şantiyelerden kaynaklı şehirde ciddi bir  bir trafik sıkıntısı yaşanıyor. Konterner kentlerde ise en büyük dert elektrik kesintisi. 

Antakyalılar,  inşaatın başlamasından mutlu, ancak tarih ve ev sahipliği, ödemeler konusundaki bilgilendirme eksik yapıldığı için, kaygılar ne yazık ki devam ediyor. Çocukların gözünden, vinçlerin  gökyüzündeki ışıltısı  umudu arttırsa da, 21 m2 lik alana sıkışmış insanların “evimize ne zaman gireceğiz?” Sorusuna henüz net bir cevap yok. 

Hatay bugün dünyanın en büyük şantiyesi. Gece gündüz hiç durmadan çalışan iş makinelerinin sesi, fore kazıkları, damperli kamyon sesleri kulakları çınlatıyor. 

Günün 24 saati inşaat sürse de, kentin  sosyal altyapısı konusunda bir çalışma henüz yok...

Halkın en çok dert yandığı konu, hastane! 

Devlet Hastanesi’nde uzman doktor sayısı çok az. Acil serviste doktor var ama deneyimli doktor yok. 

Antakya’ya en yakın özel hastane  Reyhanlı’da. Fiziki altyapı sağlansa bile kalifiye  doktor eksiği çok. Onkoloji bölümü var ama onkolog yok. 

Kanser hastaları için kemoterapi ünitesi var ama ilaç  yok.  Hastanelerin fiziksel altyapısı sağlanmış ancak  uzman doktor açığı çok.  

Binalar yapılıyor ancak çocukların oyun oynayacağı, insanların nefes alacağı parklar yok. 

Suriyeliler için her biri 10 m2’lik konteynerlardan oluşan 10 bin kişilik bir konteyner kent oluşturulmuş. 

Şantiye sesleri içinde bir konteyner hayatı süren Antakyalılar’ın kaygısı, komşuları! Evet yalnış okumadınız. Deprem öncesi çok kültürlü, çok renkli bir hayat yaşayan Antakya halkı, yeni mahallelerinde eski komşularıyla yaşayabilecekler mi?

Antakya’nın üç medeniyetten oluşan kültürünü bu şantiyelerin inşa ettiği yapılar verebilecek mi?

Çünkü aslolan betonarme hayatlar değil, birlikte yaşama kültürü!

Umarım hiç durmayan vinç sesleri, sadece barınma sorununu değil, umut edilen yaşama kültürünü de getirir…