Birçok insan gibi, ben de İstanbul’daki 6.2 büyüklüğündeki depremden sonra telefonuma bir deprem uyarı uygulaması indirdim. Artık her küçük sarsıntıda, telefonum titriyor; bazen depremden önce, bazen depremden sonra… Bilmiyorum, belki de bu titremeler, yer altından çok ruhumuzda kopan fırtınaların habercisi artık.
23 Nisan’da, Silivri açıklarında meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki deprem, İstanbul ve çevresinde büyük paniğe neden oldu.
Depremin ardından uzmanlar birbirinden çok farklı açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Naci Görür, bu depremin beklenen büyük Marmara depremini öne çekmiş olabileceğini belirtti ve “7.2’lik deprem an meselesi” uyarısında bulundu . Prof. Dr. Ahmet Ercan, “Son olan M6,2 depremi gösterdi ki, Kuzey Marmara tek parça bir kırıktan oluşmuyor. Trakya ile İstanbul kolu olmak üzere iki depremli bir kırılma olacak.
Beklenen en büyük deprem M7,0-M7,2. Son deprem de kırık boyunu 28 km kısalttığına göre Trakya kolunda M6,9-M7,1’e düşmüş, İstanbul kolunda ise M6,4-M6,7 arası iki deprem bekliyorum” dedi. Prof Şener Üşümezsoy 6.2’lik depremden sonra büyük deprem beklemediğini kaydetti.
Şener Üşümezsoy’a inananlar deliksiz bir uyku çekti. Naci Görür’e inananlar İstanbul’u bir süreliğine terketti.
İstanbullular, hangi bilgiye güveneceğini, hangi uyarıya kulak vereceğini bilemez haldeler. Oysa 1999 Marmara Depremi’nin travmasını hâlâ taşıyan bir şehir burası. Yapılan son araştırmalara göre İstanbul’da her 10 kişiden 7’si büyük bir depremin “çok yakında” olacağına inanıyor. Bir başka çalışmada, insanların %60’ı acil durum çantası hazırlamış ama %80’i oturduğu binanın depreme dayanıklılığından emin değil. Bu kadar hazırlıksız bir şehirde, üstüne bir de bilgi kirliliği eklenince korku kaçınılmaz oluyor. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı İmamoğlu’nun depremin merkez üssü Silivri’de tutuklu bulunması da kaygıyı arttıran sebeplerden biri.
Şu anda İstanbul’un çoğu semtinde, gece yarısı yaşanan ani sarsıntılarla (başta Beylikdüzü ve Büyükçekmece olmak üzere) karşı karşıya kalan insanlar huzursuz, uykusuz. Çocuklar korkudan ağlıyor, yaşlılar pencerelerin yanında sabahlıyor, gençler sokaklarda telefonlarından son dakika haberleri takip ediyor.
Herkes aynı soruyu soruyor: “Bu sadece bir başlangıç mı?” Ama kimse net bir cevap veremiyor.
Bilim tartışır, doğru. Ancak halkı doğru yönlendirmek, kaygıyı yönetebilmek, en az binaların kolonlarını güçlendirmek kadar hayati. Şu günlerde bize sağlam bir bilgi, güven veren bir dil ve en çok da belirsizliğin içinde bir parça netlik lazım.
Çünkü bazen bir şehir, sallanmaktan çok, ne yapacağını bilememekten çöker.
Çok Okunanlar

Ahmet Ercan'dan İstanbulluları rahatlatacak açıklama

DEM Parti'nin iktidardan taleplerini açıkladı

Trump Papa'nın cenazesinde tepki çekti! Yaptığı hareket ve kıyafeti gündem oldu

Trump atıp tutuyor ama ya Çin olmasaydı…

Dev gibi bir baş!

Sallanıyoruz, ama en çok içimiz çöküyor!

Erdoğan'a hayatı boyunca hiç oy vermeyen yurttaşların oranı belli oldu

İşte ihaleyle jammer alan belediyeler ve kurumlar...

Bilal Erdoğan'a 'Cumhurbaşkanı olacak mısınız?' sorusu

Türkiye Büyük Millet Meclisi