“Su kıtlığı”, bangır bangır geliyor.
Avrupa devletleri, vatandaşlarını su tasarrufuna yönlendirirken, İngiltere; nehirleri, gölleri ve denizleri kirleten su şirketlerini kontrol altına almak amacıyla yeni bir yasa tasarısı hazırladı. Yasa tasarısı çevreyi kirletenlere karşı hükümete hapis cezası dahil büyük yetkiler veriyor.
Su’yu Koruma İçin Özel Önlemler Yasa Tasarısı, su şirketlerinin çevreye zarar vermesini önlemek için düzenleyici kurumlara daha hızlı ve daha sıkı önlemler alma konusunda yeni yetkiler verecek.
İngiltere’de hükümet suyun tasarruflu kullanılması için acil önlem paketi de açıkladı ancak Türkiye, su krizi konusunda vatandaşına karşı ne yazık ki oldukça sessiz.
Ülkemiz 2025 yılında su kıtlığı yaşayacak ülkeler arasında gösteriliyor.
Duyan var mı? Yok.
Hatırlayalım; henüz birkaç ay önce, Çukurova bölgesinde yaşanan kuraklık nedeniyle, Sulama Birliği tarafından muhtarlara gönderilen yazıda, çiftçilere “su yok, ekim yapmayın” uyarısı gelmiş, sosyal medyada büyük etki uyandırmıştı.
SU OLMAZSA, TARIM OLMAZ!
Üretici su kıtlığının olumsuz etkilerini yaşamaya başladı. Türkiye’nin en zengin tarım bölgelerinden biri olan Büyük Menderes Havzası’nda su yok. Sulama birlikleri çiftçiye kısıtlı oranda su tahsis ediyor.
Türkiye’de 25 verimli su havzası bulunuyor. Tarımdaki aşırı su kullanımı ve iklim değişikliğinin olumsuz etkileri nedeniyle, dört nehir havzamız kesin su kıtlığı riski altında (Marmara, Küçük Menderes, Burdur ve Akarçay).
Beş nehir havzamızda su seviyesi kıtlık düzeyinde (Susurluk, Kuzey Ege, Gediz, Sakarya ve Asi kıtlık).
Yedi havzada ise su stresi söz konusu (Meriç-Ergene, Büyük Menderes,Yeşilırmak, Kızılırmak, Konya Kapalı, Seyhan ve Van Gölü).
Üretici kısıtlı miktarda su ile tarım yapmak zorunda bırakıldığı için, bu durum ürün kalitesi ve ürün fiyatlara da olumsuz şekilde yansıyacak.
Tüketici su krizini pazardan ürün alamayınca ve musluğundan su gelmeyince anlayacak.
O zaman da çok geç olacak!
2024’ün yaz aylarında, kuraklığın vurduğu tarım bölgelerinde su ile ilgili gerçekleri araştırdık. Tarımdaki yanlış politikalar nedeniyle oluşan obruklara gittik, yerinde gördük.
Barajların tepesine çıkıp, olmayan suyu belgeledik. En verimli su hafzalarına kondurulan tekstil fabrikalarından suya karışan zehirleri çektik.
Sulama birliklerinin verdiği sudan, kendi ürettiğini kendi çocuğuna yedirmeyen çiftçilerin tanıklığına yer verdik.
Ve neden hala su seferberliği ilan edilmiyor sorusuyla belgeselimizi tamamladık.
Sanırım bugüne kadar çektiğimiz en zor belgeseldi. Görüntü yönetmenimiz Cem Çimrin, montajda Balkan Tekelioğlu, vizörde Hüseyin Sami Büyük Gezici, Furkan Bülün çok çalıştık.
Aşırı sıcaklarda gerçekleştirdiğimiz röportajlar sırasında SD kartlarımızın erimesine şahit olduk. Su çok yönlü, çok çetrefilli ve politik bir konu! Ama geleceğimiz söz konusu ise suyun içine dalınmalıydı.
Axa Sigorta desteğiyle hazırladığımız belgeselimizin her karesinde alınteri var. Bugüne kadar anlatılmayanlar, su ile ilgili gerçekleri gözler önüne çıkacak.
Şimdi kafamızı siyasetin günlük rutininden çıkaralım ve yaşamımızı etkileyecek su krizi meselesine dalalım.
Yarın çok geç olmadan
“Sular Bulanmadan”…
22 Ekim’de AKM’de, ilk gösterimde buluşmak üzere…
Çok Okunanlar
ORC’nin son anketinde açılımın mimarı Bahçeli’ye kötü haber!
O duruşmadaydım... Alper Komutan: 'Ben atılayım Teğmenler dönsün'
Güllü'nün ölümüyle ilgili gündemi sarsacak iddia!
AKP'li kurmaylar konuştu: Bahçeli erken seçim çağrısına mı hazırlanıyor?
Milli Mücadele ve Lenin: Küçük bir not
AKP'li Tayyar, '30 bin liralık seyyanen zammı' önce eleştirdi sonra hak verdi
Bahçeli, şehit aileleri ve gazilere seslendi
Ersan Şen ve Cem Küçük arasında İmralı kavgası
Yunanistan Ege’de sorun çıkarmaya doymuyor
A Haber, PKK elebaşı Öcalan'a 'Sayın Abdullah Öcalan' dedi!