Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,6207
Dolar
Arrow
34,8656
İngiliz Sterlini
Arrow
44,4914
Altın
Arrow
3046,0000
BIST
Arrow
10.080

Türkiye Yüzyılının 1 Mayıs fotoğrafı

Kim derdi ki, 1500 yıl önce kentin su ihtiyacını karşılamak için yaptırılan, İstanbul’un hayat damarı olan Saraçhane su kemeri, bin 500 yıl sonra baskıcı rejimin sembol fotoğrafı olacak?

Yüzlerce polisin tarihi su kemerinin önünde etten duvar ördüğü bu fotoğraf, Türkiye Yüzyılı’nın utanç karesidir. Oysa, 1 Mayıs İşçi Ve Emekçi Bayramı’nı kutlamak için Saraçhane’de buluşan yurttaşlara Taksim yolunu kapatan polisler de emekçi değil mi?

Gıda, kira, elektrik, su, ulaşım, çocuklarının eğitim masraflarını rahatça karşılayacak hakkı olan ücreti alabiliyor mu?

Polis geçim sıkıntısı yaşamıyor mu?

DİSK’in Mart 2024 dönemine ait “Açlık Ve Yoksulluk Sınırı Araştırması”na göre, 4 kişilik bir ailenin yoksulluk sınırı ayda 57 bin 578 tl’ye dayandı. Asgari ücret ilk kez açlık sınırının altında. Ortalama 20-25 yıl polislik mesleğini icra etmiş bir memurun emekli maaşı 19 bin tl!  Polis maaşı ortalama 46 bin tl. Eğer eşi çalışmıyor ise, polis ailesinin geliri de bugünün ekonomik şartlarında yoksulluk sınırında seyrediyor.

Enflasyonun bir türlü düşürülemediği, hayat pahalılığının boğazımızı sıktığı, polisiyle, emekçisiyle, memuruyla, öğretmeniyle, milletçe 1 Mayıs mücadelesine sahip çıkmamız gereken günde, 1 Mayıs yürüyüşüne karşı kurulan barikatın parçası olmak,  kardeşliği, emeği, dayanışmayı savunan insanlara biber gazı sıkmak, polisin de belki vicdanını sızlatıyor belki…Bilmiyoruz.

Sonuç olarak Türkiye’de 1 Mayıs, dünya basınına bu hüzünlü kareyle yansıdı. 1500 yıllık Valence Su Kemeri’ne barikat kurmuş, etten duvar örmüş kalkanlı polisler ve tarihi su kemerinin üzerine yerleştirilmiş keskin nişancılar.

4. yüzyılda kentin halkına hayat olmak için yaptırılan Su Kemeri, 2024 yılında kentin halkına anayasal hakkı olan yürüyüşü yasaklayan, 1 Mayıs Emek Ve Dayanışma Günü’nü biber gazı ile zehirleyen despotizmin sembolü oldu.

Türkiye tezatlar ülkesi.  Karşı karşıya gelen iki taraf, bir yanda yoksulluk sınırı altında maaş alan polisimiz, diğer tarafında polisin de hakkını savunan emekçilerimiz, bu karenin görünmeyen hüzünlü yüzü!

Polis ablukası devam ederken, İçişleri Bakanı sosyal medya hesabından şu cümlelerle Türkiye’ye seslendi. “1 Mayıs Emek Ve Dayanışma Günü’nde kanunsuz gösteri ve yürüyüşüne karşı büyük ferasetle, sağ duyuyla karşı koyan, toplumsal olayların nasıl yönetilmesi gerektiği konusunda dünyadaki tüm polis teşkilatlarına örnek olan istanbul’daki kahraman polislerimize teşekkür ediyorum. Sizlerle iftihar ediyorum.”

1 Mayıs’ın gerçek sahibi Taksim Meydanı ise 1 Mayıs günü yine ıssız, öksüz kaldı.

Başkasına attığın tokadı kendi yüzünde hissettiğinde her şey değişecek.  Ve gün gelecek işçisiyle, emekçisiyle, polisiyle, gazetecisiyle, avukatı, hakimiyle 1 Mayıs kol kola Taksim Meydanı’nda kutlanacak.