Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,3594
Dolar
Arrow
34,4660
İngiliz Sterlini
Arrow
43,6304
Altın
Arrow
2935,0000
BIST
Arrow
9.367

Ülkenin halini anlamak için, “Sadık Abi”ye daha çok kulak verin…

Vatanından 22 yıl ayrı yaşadıktan sonra İstanbul’a dönüp Merkez Bankası Başkanı koltuğuna oturan Hafize Gaye Erkan, verdiği röportajda, “İstanbul Manhattan’dan daha pahalı olur mu? Biz İstanbul’da ev bulamadık, annemlere yerleştik, onların yanında kalıyoruz” itirafında bulundu.

Hafize Gaye Hanım’ın gündeme bomba gibi düşen bu itirafından sonra, hiç şüphem yok ki, TC Merkez bankasının telefonları pazartesi günü ev sahiplerinin aramalarıyla kitlenir. Tez vakit kendisine uygun evi bulur ve kira sorunu hallolur. Nitekim, hangi ev sahibi kiracısının TC Merkez Bankası Başkanı olmasıyla övünmez ki?  

Aklıma takılmadı değil, devletin lojmanları yok mu? Bu ülkenin Merkez Bankası Başkanı da barınma sorunu yaşıyorsa vay halimize. Neyse ki anne sorunu çözmüş. Ya annesi de kiralık evde yaşayanlar ne yapacak? Ya da annesi hayatta olmayanlar?

80 yaşına merdiven dayamış teyzem, eniştemin vefatından sonra Ankara’dan İstanbul’a, Feneryolu’nda kiralık bir daireye taşındı. Teyzemin tek geliri Ankara’daki dairesinden aldığı kira ile eniştemin vefatından sonra, enişteden bağlanan emekli maaşı. 80 yaşındaki teyzemin ev sahibi geçtiğimiz ay fahiş bir kira artışı talep etti. 2 oda bir salon dairesi için 40 binTL istiyor. Hukuk sistemimizde fahiş kira artışının bir tanımı bile yok. Teyzem bu yaşında ev sahibiyle davalık olacak! Barınma sorununun 80 yaşındaki teyzeme yaşattığı travma, 50 yıllık eşini, hayat yoldaşını kaybetme acısının önüne geçti.  

Gaye Hanım; “İstanbul Manhattan’dan daha pahalı olur mu?” diyorsunuz. Sadece İstanbul değil, İzmir, Antalya, Ankara, Türkiye’nin bütün büyük illerindeki kira artışları Avrupa’yı, ABD’yi solladı, geçti.

***

Ekonomi profesörü, ekonomi yazarı, Güngör Uras, yıllarca bize tüketicinin Ayşe Teyze’sini yazdı. TÜİK verileriyle halkın derinden yaşadığı enflasyonun aynı olmadığını anlattı. “Ayşe Hanım Teyzemizle devletin enflasyon hesabı birbirine benzemez” dedi.

Devletin enflasyonu ile Ayşe Hanım teyzenin enflasyonu arasındaki farkın temelinde, TÜİK’in toplam harcamalarının harcama grupları arasındaki dağılımı var.

Güngör Uras’ın ifadesine göre;

“TÜİK, doğu - batı, küçük şehir - büyük şehir ile fakir - varlıklı ayrımına gidemeden, ülke genelinde ortalama bir tüketim harcamaları dağılım tablosu ortaya koyuyor.

Örneğin Türkiye genelinde toplam tüketim harcamasından gıdanın aldığı pay yüzde 24 olarak belirleniyor. Bu Türkiye geneli için belirlenen bir oran. Yoksul kesim, toplam tüketim harcamasının yüzde 60 - 70’ini gıdaya ayırır. Zenginde gıda harcamasının payı yüzde 15’e kadar aşağıya iner. Gıda fiyatlarındaki artış, alt gelir gruplarının bu nedenle daha çok üzerinde.”

Ayşe Hanım Teyze “ortalama” enflasyon hesabına giren 409 maddeden 50 kadarına para harcıyor. Gıda harcaması, kira, yakıt, elektrik harcaması ve dolmuş, otobüs harcaması ağırlıklı harcamalar. Gıda harcamasında bakliyat, meyve sebze, yağ ve et önemli. Bu alt gelir grubu tarafından tüketilen talebi yüksek, fiyatı en fazla artan besinler.

Apartman görevliniz Sadık abi, bana Güngör Uras’ın tüketicinin Ayşe Teyzesi’ni hatırlattı.. “Fiyatlar inmedi” diyen “Sadık Abi”, en doğrusunu söylüyor. Çünkü enflasyon en çok dar gelirliyi vuruyor. Türkiye’de dört çocuktan biri okula aç gidiyor. 1.3 milyon çocuktan bahsediyoruz! “Açlıktan fenalaşan öğrencim var” diyen öğretmenler biliyorum. Kamu, devlet, çocukların beslenmesinden tasarruf yapamaz, yapmamalı. Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PİSA) 2022 yılı raporu, her beş çocuktan birinin parası olmadığı için haftada en az bir kez yemek yiyemediğini ortaya koydu.

Derin yoksullukla cebelleşen, beslenme, sağlık, barınma gibi en temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak duruma getirilmiş bir halk nasıl mutlu olabilir ki?

“Sadık Abi”ye  fiyatları sorduğunuz bir gün, “mutlu musun?” diye de sorun…

Ülkenin halini anlamak için, “Sadık Abi”ye daha çok kulak verin…