Son yirmi yılın Rusya'da en kanlı saldırısı olarak kabul edilen Moskova, Krasnogorsk'taki terör saldırısının üzerinden bir hafta geçti. Aksiyon filmini andıran görüntüler karşısında herkes dehşete düştü. Ama ne yazık ki bu bir film değildi. 140 masum insanın hayatını kaybettiği gerçek bir olaydı. Sosyal medya sayesinde bu tür olayları, canlı izleme fırsatı ya da şanssızlığını yaşayabiliyoruz. Bir hafta boyunca bu olay hakkında çok şey yazıldı. Pek çok soru soruldu ama net yanıtlar şimdilik çok az. Terör saldırısını IŞİD-Horasan üstlenmiş olsa da Rusya hala Ukrayna'yı suçluyor. Bu da Ukrayna'nın Crocus Hall'da yaşananların hesabını soracağı anlamına geliyor.
Bazı yorumcular, Rusya'nın bu olaydan yararlanarak Ukrayna'yı bir kez daha nazizmle suçlamak ve Ukrayna'da yaptıkları tüm zulmü bir şekilde meşrulaştırmak istediğini iddia ediyor. Putin'in açıklamalarına göre bu terör saldırısı, Rus toplumunda panik yaratmayı ve aynı zamanda Kiev rejimi için her şeyin bitmediğini göstermeyi amaçlıyor. Bugünkü yazımda bu hafta dikkatimi çeken 2 hususu kısaca analiz etmek istiyorum.
İŞKENCE
Terör saldırısı sırasındaki görüntüler hepimizi dehşete düşürdü ama 4 şüphelinin görüntüleri ise resmen şok etti. Şüphelilerin adliyedeki görüntülerde gözle görülür şiddet izleri, morluklar, şişlikler, birinin kafasının bandajlı ve kanla dolu olduğu, bir diğerinin ise tekerlekli sandalyede ve gözleri kapalı olduğu görülüyor. Üçüncüsünün ise sağ kulağının bir kısmı kesilmiş sonra da bu kulak parçası zorla yutturulmaya çalışılmış. Dördüncüsüne sorgu sırasında cinsel organından elektrik akımı verilmiş. Zanlıların korkunç işkence görüntüleri tüm dünyaya yayıldı. Yanlış anlamayın. Kimseyi haklı çıkarmaya çalışmıyorum. Masum insanları katleden teröristlerin hiçbir haklı gerekçesi yoktur, olamaz. Devlet kuvvetlerinin neden bu insanlara bu şekilde davrandığını anlamaya çalışıyorum. Çünkü onlar da insan. Rusya'da bu olayda adaletli davranması gereken devlet kuvvetleri de şüphelileri cezalandırma sürecinde duygularıyla hareket eden insanlardan oluşmaktadır. Ve uzakta olan bizler, bu tür durumlarda duygusal davranarak hareket ediyoruz ve o anda içimizden o teröristi boğmak geçiyor. Bunlar doğal insan içgüdüleridir.
Terör saldırılarının Rusya'ya göre çok daha fazla olduğu bir ülke olan Türkiye'yi ele alalım. Türkiye'de de saldırganlar ya da terör saldırılarının failleri yakalandı ama kulaklarının kesildiğini, gözlerinin oyulduğunu ya da elektrik verildiğini görmedik. Televizyonda veya sosyal medyada video görüntüleri görmedik. Rusya'da eskiden de insanlara işkence edilirdi, ancak bu kadar açık, neredeyse canlı, gözümüze sokarcasına gösterildiğini ilk kez görüyoruz.
Vladimir Putin'in sözcüsü Dmitry Peskov, basın toplantısında şüphelilerin ortaya çıkışı ve işkence raporları hakkında sorulduğunda "Bu soruyu cevapsız bırakacağım" dedi. Aynı zamanda saldırının Rus istihbarat servislerinin başarısızlığı olup olmadığı sorusuna da yanıt vermekten kaçındı. Rusya bu görüntülerle hangi mesajı vermeye çalışıyordu? Mesaj teröristlere mi, tüm Ruslara mı, yoksa tüm dünyaya mı gönderildi? Cevaplamayı size bırakıyorum.
IDAM CEZASI
Bu terör saldırısının ardından herkes Rusya'nın teröristlere nasıl bir karşılık vereceğini, ülke içinde ne gibi değişiklikler olacağını merak ediyor. Giderek tartışılan konulardan biri de idam cezasının yeniden getirilmesidir. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in rejiminin birçok üst düzey üyesi, devlete "terörizm"e yönelik ölüm cezasını yeniden uygulamaya çağrıda bulundu. "Onları öldürmemiz mi gerekiyor? Evet yapmalıyız. Ve yapacağız" diye yazdı eski Rusya Devlet Başkanı Medvedev Telegram'da. Ancak eleştirmenler, Rusya'nın Kremlin karşıtlarını ve Ukrayna destekçilerini susturmak için terörle mücadele ve aşırıcılıkla mücadele yasalarını yaygın şekilde kullanması da dahil olmak üzere, talep nedeniyle idam cezası alarmı veriyor.
Aynı zamanda Kremlin'i eleştirenler, çözümün silah kaçakçılığı kontrolünün ve göç yasasının sıkılaştırılmasından geçtiğini iddia ediyor. Ancak bu yasanın teröristleri durdurması pek mümkün görünmüyor, zira teröristler başlangıçta intihara meyillidir. Rusya, 1996 yılında Avrupa Konseyi'ne katıldıktan sonra Avrupa İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme'yi onaylayarak hümanizm ve demokrasi ideallerine ve ilkelerine bağlılığını teyit etti. Ancak Rusya bir yıl önce Avrupa Konseyi'nden ayrıldı ve Batı değerleri artık Kremlin için bir standart değil.
Ölüm cezasına karşı öne sürülen en önemli argüman adaletin hatalı olması ihtimalidir. BM'ye göre 2022 yılına kadar yaklaşık 170 ülke ölüm cezasını kaldırdı veya moratoryum ilan etti. İdam cezasına resmi olarak 55 ülkede izin veriliyor. Bunlar arasında Çin, Birleşmiş Arap Emirlikleri, İran, Kuveyt, Mısır, Suudi Arabistan, ABD, Hindistan ve Japonya yer alıyor. Bu konuyla ilgili her yıl bir rapor yayınlayan Uluslararası Af Örgütü'nün resmi verilerine göre, 2022 yılında dünya mahkemeleri tarafından en az 883 kişi idam edildi. Bir yıl öncesine göre (579 kişi) önemli ölçüde arttığını gözlemliyoruz.
Çok Okunanlar

Yurttaşların en çok güvendiği haber kanalı belli oldu!

Otobüste 'öpücük verme' kavgası, kadın çileden çıktı

Özgür Özel A planımız da Z planımız da İmamoğlu demişti ama...

Lüks villa ortaya çıktı! 1.2 milyonluk ödeme dikkat çekti

Ali Koç ve Acun Ilıcalı'dan Emine Erdoğan'a hediye

Galatasaray'dan 40 yıl sonra bir ilk!

Çok sayıda kente gök gürültülü sağanak uyarısı

Bahçeli'nin İmamoğlu çıkışının perde arkasında ne var?

İktidarın CHP harekâtını mı duyurdu?

Arkadaşını evinde bıçaklayarak öldüren Sevil Akdağ'ın ifadesi ortaya çıktı