Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,6287
Dolar
Arrow
34,8925
İngiliz Sterlini
Arrow
44,3362
Altın
Arrow
3006,0000
BIST
Arrow
10.125

'Rus ayısı' sıcak denizleri sever

Suriye'de Esad rejiminin birkaç gün içinde devrilmesi, tüm dünyayı şaşkına çevirdi. Hepimiz biliyoruz ki er ya da geç herhangi bir diktatörlük rejimi düşer ve kısa bir zaman içinde duman/bulut gibi ortadan kaybolur. Diktatörlerin sonu her zaman kötü olur.  Ancak gördüğümüz kadarıyla Esad, Kaddafi ya da Saddam Hüseyin'le aynı kaderi yaşamadı. Esad ailesi, Rusya'dan siyasi sığınma hakkı aldıkları için şu an Moskova'da bulunuyorlar.  

Esad ailesinin Suriye'den kaçmasıyla birlikte, 2014 yılında Ukrayna'nın eski cumhurbaşkanı Viktor Yanukoviç'in Ukrayna'yı terk etmek zorunda kalması ve Rusya'dan da siyasi sığınma almasıyla bir dejavu yaşadım. Hem Suriye'de hem de Ukrayna'da protestocular ya da sıradan vatandaşlar, diktatörlerin lüks ve şatafatla zenginlik içinde yaşadıkları  başkanlık saraylarına girdiler. Talan ettiler. Ancak bugünkü makalenin konusu bu değil. 

Esad rejiminin devrilmesiyle Rusya Ortadoğu'daki en önemli  müttefikini kaybetti. Suriye’deki rejimin çöküşü, Moskova’nın bölgedeki stratejilerine ve uluslararası itibarına önemli bir darbe vurdu. Cumhurbaşkanı Esad'ın gücü, hava üssü Hmeymim (Basil el-Esed), Tartus deniz üssü ve Rusya'nın Savaşan Tarafları Uzlaştırma Merkezi'nin çalışmaları da dahil olmak üzere ülkedeki Rus askeri varlığına rağmen iki haftadan kısa bir süre içinde çöktü. Esad’la birlikte Rusya da yenilgiye uğradı ve prestiji büyük ölçüde zedelendi. Rusya'yı referans alan birkaç uluslararası haber ajansı ve gazete manşetlerine baktığımızda bunu açıkça görmek mümkün. 

Al-Jazeera: "Putin rejimine bir darbe" 

Newsweek: "Suriye'de Esad'ın Düşüşünün En Büyük Kaybedeni Putin" 

CNN: "Esad'ın düşüşü Putin'e büyük bir darbe oldu ve kendi yönetiminin kırılganlığını ortaya koydu" 

Le Monde: "Beşar Esad'ın devrilmesi Rusya için büyük bir yenilgidir" 

Rusya için Suriye, Esad iktidarda olmasa da var olmak istediği bir devlettir. Ekonomik açıdan bakıldığında Rusya'nın Suriye'deki toplam yatırımı 20 milyar doların üzerindedir. Moskova Şam'ın ana ticaret ortakları arasında yer alıyor. Rusya'daki Suriye diasporası çok fazla sayıda olmasa da ekonomik açıdan oldukça başarılı ve sosyal açıdan aktiftir. Suriye'de günümüzde bile, eski Sovyet dönemlerinde Rusya'ya yönelik oluşan güçlü sempati ortadan kalkmış değil. 

Ukrayna savaşının üç yılı geçtiği halde devam etmesi sonucu  Rusya'nın maddi ve manevi büyük kayıpları olması, Suriye'de  aktif bir rol oynamasına engel oldu. Rusya'nın Ukrayna'da savaşmak üzere Kuzey Kore askerlerini askere almasıyla birlikte, Moskova'nın en başta  insan kaynakları bakımından sıkıntıya girdiğini görebiliyoruz. Rusya'nın Suriye'de askeri-stratejik açıdan zayıflaması özellikle Wagner ordusunun ayrılmasından sonra gerçekleşti. 

Şimdi herkes Akdeniz'deki Rus askeri üslerinin akıbetinin ne olacağını merak ediyor. Rusya Federasyonu'nda yasaklanan terör gruplarından İslamcıların iktidara geldiği bir ülkede (devrilen hükümetle yapılan anlaşmaya göre Rusya Federasyonu'nun 2066 yılına kadar kullanabileceği) Rusya'nın pozisyonlarını korumak mümkün olacak mı? 

Şimdilik Rusya, Suriye’de askeri varlığını sürdürüyor. Batılı güçler, Suriye devriminin itici gücü olan Hayat Tahrir el Şam grubunu (Rusya Federasyonu'nda yasaklı) terör listesinden çıkarma ihtimalini bile düşünüyor. Rusya da batılılar gibi mi yapacak? Göreceğiz. 

İlginç olan  şu ki, son birkaç güne kadar Rus medyası, Suriye'deki silahlı muhalefeti "terörist" olarak adlandırıyordu. Ancak Rusya'da bu kelime haberlerden kayboldu. HTŞ grubuna artık "silahlı muhalefet" veya "muhalefet" deniyor. 

Rusya’nın sıcak denizlere inme politikası, tarih boyunca hem jeopolitik hem de ekonomik nedenlerle  çok önemli bir strateji olmuştur. Bu politika, Rusya’nın coğrafi konumunun doğal bir sonucu olarak şekillenmiştir. Karadeniz, Baltık Denizi ve Kuzey Buz Denizi’ne kıyısı olan Rusya, özellikle kış aylarında limanlarının donması nedeniyle ticaret ve askeri güç projeksiyonu açısından sınırlı bir deniz erişimine sahiptir. Bu durum, sıcak denizlere ulaşma hedefini stratejik bir zorunluluk haline getirmiştir. 

İngiliz gazeteci ve yazar Tim Marshall, "Coğrafyanın Mahkumları" adlı kitabında, sıcak denizlerde bir Rus limanının bulunmamasını, okyanuslara doğrudan erişim bakımından, Aşil'in topuğu değerlendirmesi yapmıştı.  Büyük Petro'da soyundan gelenlere, Konstantinopolis ve Hindistan'a doğru ilerlemekten vazgeçmemelerini tavsiye etmişti.  "Basra Körfezi'ne kadar nüfuz edin, Hindistan'a kadar ilerleyin" demişti. Rusya için Suriye'deki nüfuzunu kaybetmek aynı zamanda bölgenin enerji kaynaklarına erişimi de dahil olmak üzere tüm Orta Doğu'daki hatta dünyadaki nüfuzunu da kaybetmek anlamına geliyor. Rusya’nın Afrika’daki etkisi zarar görebilir, çünkü bu üsler sayesinde Afrika’daki desteklediği gruplara ve rejimlere lojistik destek sağlıyor. Rusya'nın sıcak denizlere inme politikası, hem bölgesel hem de küresel güç dengelerini etkileyen bir strateji olmaya devam etmektedir. Özellikle Karadeniz, Doğu Akdeniz ve Orta Doğu’daki gelişmeler, Rusya’nın bu hedefinin sürdüğünü açıkça göstermektedir. 

Eğer, HTŞ’liler, Suriye'de düzeni sağlamayı başarırsa, Rusya'nın Suriye'de varlığını sürdürmesi ihtimali yüksek görünmektedir. Ancak Suriye, Irak'ın kaderini izleyecekse, bu alanda kendi hedef ve çıkarlarının peşinde koşan büyük güçlerin nasıl davranacağını, ne şekiller alınacağını söylemek zordur. Bu konu çeşitli spekülasyonlara açıktır.

Not: ''Rus ayısı“ tabiri, Ruslarla özleşmiş bir semboldür. 16'ncı yüzyıldan beri kullanılmaktadır.