Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu yargılanabilir mi?

Uluslararası hukukta devletlerin sorumluluğu yanında, o devlet adına suç işleyen kişilerin bireysel olarak sorumlu tutulabilmeleri ve işlemiş oldukları uluslararası suçlardan dolayı uluslararası bir mahkeme tarafından cezalandırılabilmeleri konusu oldukça yenidir. İlk olarak II. Dünya Savaşından sonra Almanya ve Japonya devletlerinin savaşta yenilmesi üzerine Alman ve Japon savaş suçlularını yargılamak için Nuremberg ve Tokyo Uluslararası Askeri Mahkemeleri kurulmuştur. Ancak bu mahkemeler geçici, ad hoc nitelikli uluslararası ceza mahkemeleri idi. 

Dünya savaş tarihinde, devletlerin kendi vatandaşlarını uluslararası suç sebebiyle ulusal mahkemelerinde yargılamak istememeleri, uluslararası nitelikte süreklilik arz eden Uluslararası Ceza Mahkemesi kurulmasını zorunlu kıldı. 15 Haziran-17 Temmuz 1998 tarihinde Roma’da düzenlenen Uluslararası Ceza Mahkemesi Kurulmasına Dair Birleşmiş Milletler Diplomatik Konferansı sonucunda ilk defa uluslararası toplum tarafından, Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü kabul edilerek 1 Temmuz 2002 tarihinde yürürlüğe girmiş ve Uluslararası Ceza Mahkemesi kurulmuştur. Bu mahkeme, uluslararası alanda, saldırı suçu, insanlığa karşı suçlar, soykırım suçu ve savaş suçları hakkında yargılama yetkisine sahiptir. Mahkeme bugüne kadar, Uganda, Demokratik Kongo Cumhuriyeti, Sudan (Darfur Bölgesi), Orta Afrika Cumhuriyeti, Kenya, Libya, Fildişi Sahilleri, Mali, Gürcistan, Burundi, Bangladeş (Myanmar), Afganistan, Filistin ve en son Rusya devletleri üzerinde yargılama yetkisini kullanmıştır.  

Bildiğimiz üzere 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el Kassam Tugayları, İsrail'e "Aksa Tufanı" adıyla kapsamlı saldırı başlatmıştı. Gazze Şeridi yakınındaki farklı bölgelerden İsrail'e giren militanlar, yüzlerce kişiyi öldürdü ve rehin aldı. Hiçbir uyarı yapılmadan gerçekleştirilen saldırı aslında İsrail ve Filistin arasında yıllardır devam eden çatışmanın bir sonucuydu. İsrail Başbakanı Netanyahu saldırıların başlamasının ardından ulusa sesleniş konuşmasında İsrail'in "savaşta olduğunu" ifade etmişti.

Bunun üzerine İsrail yetkilileri, Gazze için 'topyekün abluka' kararı aldı, elektrik, gıda ve akaryakıt tedarikinin kesileceğini söyledi. Diğer yandan İsrail’in abluka altındaki Gazze Şeridi’nde, sivilleri hedef alan saldırılar başlattı. Gazze Şeridi'ndeki hükümetin Medya Ofisi'nden yapılan açıklamaya göre, İsrail saldırılarında Gazze'de 7 Ekim'den bu yana (19.11.2023) öldürülenlerin sayısı 4 bin 609'u çocuk, 3 bin 100'ü kadın olmak üzere 11 bin 180'e yükseldi.

İsrail askerlerinin, Filistin topraklarında sivillere yönelik olarak soykırım ve savaş suçu oluşturabilecek nitelikte saldırılar gerçekleştirdiğini görüyoruz. Ancak biliyoruz ki İsrail askerleri, bu fiilleri İsrail Başbakanı Netanyahu başta olmak üzere devletin üst konumunda bulunan yetkililerin veya komutanların emirleri üzerine gerçekleştiriyorlar. Bu çerçevede, “İsrail Başbakanı Netanyahu yargılanabilir mi?” sorusu gündeme gelmiş oldu.

Savaş suçları, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) yargılama yetkisine sahip olduğu uluslararası suçlardandır. 2002’den beri yürürlükte bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi Statüsü’nün 8. maddesinin 1. fıkrası uyarınca, “Bir plan veya politikanın ya da bu tarz suçların büyük çapta işlenmesinin bir parçası olarak işlenmesi başta olmak üzere, Mahkemenin savaş suçları üzerinde yargı yetkisi vardır.” denilerek düzenlenmiştir. Savaş suçu dışındaki uluslararası suçlar ise insanlığa karşı suçlar, soykırım suçu ve saldırı suçudur. İsrail’in eylemleri düşünüldüğünde diğer suçların da yargılama içerisinde kalacağı açıktır. 

Filistin, UCM'nin yargı yetkisini kabul eden ve çok sayıda uluslararası örgütte temsil edilmesi nedeniyle dış egemenliğe sahip olan Roma Statüsü’nün imzacısıdır. Fakat UCM'nin Filistin’de yargılama yetkisinin olup olmadığı konusunda uzun süre tartışmalar meydana geldi. Çünkü Filistin, Birleşmiş Milletler'de üye olmayan gözlemci devlet statüsündedir. İsrail bunu gerekçe göstererek mahkemenin Filistin konusundaki girişimine itiraz etti. Mahkemenin yalnızca egemen devletler tarafından gündeme getirilen konuları inceleyebileceğini savundu. Buna karşın Filistin'in mahkemenin temel aldığı "Roma Statüsü‘ne taraf devlet olduğuna" oy birliğiyle karar verildi.

Dolayısıyla UCM’nin, Filistin’de işlenen uluslararası suçlar bakımından yargılama yetkisi olduğu konusunda bir tereddüt yoktur. İsrail askerleri hastane, okul, cami, kilise, mülteci kampını bombalamış ve bu sebeple binlerce sivil hayatını kaybetmiştir. Böylece Roma statüsünde belirtilen soykırım (m. 6), insanlığa karşı suç (m. 7) ve savaş suçları da (m. 8) işlenmiştir.

İsrail askerlerinin işledikleri uluslararası suçlar nedeniyle, Başbakan Netanyahu başta olmak üzere, İsrail üst düzey yetkilileri ve komutanları, Roma Statüsünün 28/1. maddesine göre UCM’de yargılanabilir. Söz konusu maddeye göre, askeri komutan veya şahsın, silahlı kuvvetlerin bu tür suçları işlemekte veya işlemek üzere oldukları konusunda hal ve şartlara göre bilgisi olması gerektiği veya bilgisi olduğu hallerde işlenen tüm suçlardan sorumlu tutulabilir (28/1). 

Uluslararası Ceza Mahkemesi Başsavcısı Kerim Han, bunların dışında, Gazze halkına insani yardımların ulaştırılmasının engellenmesinin de Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin yargı yetkisi kapsamında savaş suçu teşkil edebileceğini söylüyor.

Ayrıca, Roma Statüsü’ne taraf olan birçok Avrupa Devleti’nin başvurusu üzerine UCM, Rusya askerleri tarafından Ukrayna’da işlenen filler bakımından soruşturma başlatılmasına karar vermiş, Putin hakkında ivedilikle yakalama kararı çıkartmıştır. Aynı şeyi Filistin için de yaparak Başbakan Netanyahu hakkında yakalama kararı çıkarmalıdır. Başta ifade ettiğimiz gibi bu mahkeme yenidir. Uluslararası alanda çok önemli bir görev yapmakta, adaleti sağlamaktadır. Bu sebeple bu mahkemenin kalıcılığı uluslararası toplumda etkin yargılama yapabildiğine dair inancın kalıcılığına bağlıdır. Eğer uluslararası toplumda, tüm dünya kamuoyunun gözü önünde meydana gelen cinayetlere ve soykırıma UCM’nin kayıtsız kaldığı kanaati oluştursa bu mahkeme etkili bir mahkeme olmaktan çıkacaktır. Özetle, UCM’nin kalıcılığı, İsrail’in çok açık işlediği suçlar açısından alacağı tedbirlere bağlıdır. 

Son olarak şu husus da belirtilmelidir. 7 Ekim 2023 tarihinde Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin El Kassam Tugayları’nın başlattıkları haksız saldırı da kabul edilemez. O tarihte öldürülen, yaralanan veya esir alınan 1400’den fazla İsrail vatandaşı sebebiyle de Hamas’ın lideri İsmail Haniye, üst düzey yöneticiler ve komutanların bu eylemleri dolayısıyla UCM’de yargılanarak cezalandırılabileceği bilinmelidir.