Nasıl bir zihniyet belirdi böyle; Ermeni avına çıktı sanki bu ülke.
Olmaz böyle şey.
Bu topraklarda gelişen kültür ve sanatın temelinde Ermenilerin büyük harcı vardır.
Osmanlı'ya gazete ilk kez Ermeniler aracılığıyla geldi örneğin. İlk gazete 1567 yılında Sivaslı Apkar tarafından çıkartıldı. İlk Türk Matbaasının kuruluşundan yaklaşık 160 yıl önceydi. Sivaslı Apkar İtalya Venedik’e gitti, orada matbaacılık öğrendi ve 1567 yılında öğrendiği ve edindiği alet ve parçaları İstanbul’a getirdi.
Ama kendisine “yassak hemşerim” dendi. Gazete Müslümanlar için “Kafir icadı” idi.
Sivas’lı Apkar hemen tutuklandı, dizgi ve baskı araçlarına el konuldu ancak daha sonra suçlu görülmediği için serbest bırakıldı.
Apkar bir Ermeni’ydi.
Apkar usta tabii ki durmadı, serbest bırakıldıktan hemen sonra matbaasını 1567 yılında İstanbul Kumkapı’da Surp Nikogos kilisesinde kurdu. Ve yayın hayatına başladı.
Basılan kitaplar Ermeniceydi.
Ama olsundu. Bu topraklarda ilk gazetecilik tohumu atılmıştı.
İlerlemeler elbette kolay olmuyordu.
Aslında Osmanlı'ya ilk matbaa 1492-94 yıllarında Yahudi Haham Gerson tarafından getirilmişti ki, bu tarih ilk Türk Matbaasının kuruluşundan yaklaşık 234 yıl önceydi.
Çünkü Osmanlı'da ilk Türk matbaası 14-16 Aralık 1727 tarihinde kurulmuştu.
Kuran, İbrahim Müteferrika’ydı ve Macar’dı.
Hristiyan Calvinistti ve Protestan Papazı olmak için eğitim almıştı. Daha sonradan yaşadığı koşullar gereği Müslüman olmak zorunda kalmıştı.
Her neyse,
İlk Türk matbaasının harfleri devlet tarafından Zınbık adında bir Ermeni’ye süsletildi.
Ülkede idari ve askeri Islahat yapmak isteyen III.Selim 1790’da tahta çıkar çıkmaz Osmanlı Ordusunu iyi yetiştirmesi için Marquis Sebastien Vauban’ın yazdığı askeri eserleri Türkçeye tercüme ettirdi. Bu eserlerdeki resimleri ise Kapril ve Stephan adlı iki ustaya hazırlatmıştı.
Kapril ve Stephan ustalar Ermeni’ydi.
Sivas’lı Apkar’dan tam 110 sene sonra 1677 yılında Eremya Çelebi Kömürciyan adında bir gazeteci çıktı sahneye.
Osmanlı basın yayın hayatında ilk tarih ve coğrafya alanlarındaki yayınlarını yaptı.
Ermeni’ydi
Takvim-i Vekayi-i vardı meşhur.
Lirakir adında bir gazete bile çıkarmıştı. Gazete Ermeniceydi. Gazetenin Müdürü Kevork Krikoryan’dı. Ermeni’ydi
Matbuat Müdürlüğü Osmanlıda 1862 yılında kuruldu. İlk Matbuat Müdürü Sakızlı Ohannes Paşa idi. Ve Ermeni’ydi.
Osmanlı'da en büyük kitaplığı ve yayınevi olan Asır matbaasının ilk yayıncısı Kirkor Faik idi ve Ermeni’ydi.
Bugünlerde de okuduğunuz Vakit gazetesi bir Ermeni tarafından kuruldu. Kurucusunun adı da Filip Efendi’ydi.
Sabah gazetesinin kurucusu Rum Papadapulos idi ve bu gazete daha sonra 1882 yılında Kayserili Mihran Efendi’ye geçti.
Mihran Efendi Ermeni’ydi.
Ve bu gazetede Diran Kelekyan uzun süre başyazarlık yaptı. Diran Kelekyan Osmanlı Genelkurmay Harp Akademisinde hocalık bile yaptı. Türk subaylarına ders verdi.
O da Ermeni’ydi.
Babıali Yokuşunda “Esad Efendi Kütüphanesi” diye bir kitapçı vardı bir zamanlar. Ve ortağı da Basiretçi Ali Efendi idi. Esad Efendi kütüphanesi dışındaki tüm kitapçılar Ermeni’ydi.
Kayserili Kapsar, Ohannes, Kirkor, Aleksan, Arakel hepsi Ermeni’ydi. Arakel Efendi ilk Osmanlı yayıncılarından Ahmet Rasim’in ve Samipaşazade Sezai’nin çevirilerini de yapıyordu.
Babıali caddesindeki kitapçıların bulunduğu yerde bir de kahvehane vardı. O kahvehane sanki kültür merkezi gibiydi. Sucu Kosti’nin kahvehanesiydi burası. Yazı yazmak ve bastırmak isteyen ama imkanı ve cesareti olmayan gençlerle, ün kazanmış yazarları orada toplardı.
Tanıştırırdı.
Sucu Kosti Ermeni’ydi.
Anadolu’da yayınlanan ilk yerel gazetenin adı Envar-ı Şarkiyye idi. 1867 kurulmuştu ve gazete Ermenice harflerle de yayınlanmıştı.
Sadece ciddi yayınlar değil, Osmanlıdaki mizah yayınlarını Güllü Agop yazardı.
Güllü Agop’un soyadı Vartovyan’dı ve Ermeni’ydi.
Güllü Agop aynı zamanda Osmanlı Tiyatrosunu da kurdu. Sonradan Müslüman olmak zorunda kalmış ve “Mehmet Yakup” adını almıştı.
Yahu zevkle yediğin Güllüoğlu baklavaları ve tatlılarının ilk üreticisi bile bir Ermeni aileye aitti.
Kayserilinin yediği Mantı, tadına doyamadığı pastırma bir Ermeni kültürüydü.
Ermeniler çok şey katmıştı bu topraklara. Bu toprakların kültürü ve tadıydı. Hal böyle iken bir serseri çıktı ve kör bir milliyetçilik adına, milliyetçilik filan denmez ama, 19 Ocak 2007 günü Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni gazeteci yazar Hrant Dink’i başından vurarak katletti.
Sorarım size arkadaş, Hrant’ı niçin öldürdünüz?
Sırf Ermeni bir gazeteci diye öyle mi?
Yahu bu topraklarda gazeteciliği Ermeniler kurdu.
Olacak iş mi?
Hadi Hrant’ı öldürdünüz, tarihten sildiniz.
Peki, gazetecilik tarihindeki Sivas’lı Apkar’dan bu yan Ermenileri nasıl sileceksiniz?
Çok Okunanlar
BEDAŞ 25 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
24 Kasım reyting sonuçları: Deha mı Teşkilat mı birinci oldu?
MasterChef kim elendi? 24 Kasım MasterChef Türkiye elenen isim kim oldu?
Arka Sokaklar'daki tarikat sahneleri İslamcı kesimi rahatsız etmişti
Wanda Nara'nın sevgilisi L-Gante'den Galatasaray'a saygısızlık!
Harp Okulu’nda geçen yıl ne oldu?
Narin cinayetinde sır perdesi aralanıyor
Yandaş yazardan yeni seçim anketi
Teğmenlerin komutanı görevden alındı
Cübbeli Ahmet'ten Mauro Icardi'ye