Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,0624
Dolar
Arrow
34,1295
İngiliz Sterlini
Arrow
44,5429
Altın
Arrow
2955,0000
BIST
Arrow
9.002

Hekim ve sağlık çalışanlarının intiharları ne zaman ciddiye alınır?

Hekimlik; eğitimi ayrı, icrası ayrı zor bir meslek. 

Kimi hekimler yaptıkları işi meslekten öte bir yaşam biçimi olarak tanımlar. Haklılar da… Stajları, nöbetleri, hasta yükü ayrıca zordur hekimlerin bu coğrafyada. Bazen her türlü zorluğun üstünden gelseler de çeşit çeşit etabı zaman içinde başarıyla geçseler de öyle bir noktaya gelenler oluyor ki amaçları “yaşatmak” olan bu mesleğin mensupları kendi yaşamlarından vazgeçebiliyorlar. 

İyi Parti Grup Başkanvekili Op. Dr. Turhan Çömez’in geçtiğimiz günlerde dile getirdiği, AKP iktidarı döneminde toplumda artan intihar vakaları ve bununla ilgili paylaştığı veriler tek kelimeyle vahimdi. 

AKP iktidarının başından bugüne kadar Türkiye’de toplam 75 bin kişinin intihar ettiğini söyleyen Turhan Çömez’in aktardığına göre sadece son 6 ayda 51 doktorun intiharı biliniyor. “Bunların mutlaka üzerine gidilmesi ve araştırılması lazım” diyen Turhan Çömez’in bu söyleminden birkaç gün sonra ne yazık ki sağlık camiasından yeni intihar haberleri geldi. 

SON 10 YILDIR İNTİHAR HABERLERİ ARTIYOR

İntihar vakaları malum, medyada bıçak sırtı konularından biri. Sorumlu yayıncılık gereği intihar haberlerinde detaya girilmemesi, vakaya dair verilen bilgilerin başkaları için özendirici olmaması açısından çok önemli. Zira intihar haberleri bulaşıcı etkisi olan ve kopyalanan bir özelliğe sahip. Gerek hekim intiharları, gerekse toplumun genelinde yaşanan tüm intihar vakaları medyada belli bir oranda görünür olsa da giderek artan bir sorun haline gelen bu meseleyi kamuoyunun bilgisine sunmak da yine gazetecilerin görevi. 

Son bir haftada biri asistan hekim olan, diğeri tıp fakültesi 2. sınıf öğrencisi olan iki gencin intiharı sağlık camiasında yankı uyandırsa da ülkedeki “sorumlu” ama üstüne bir türlü alınmayan yetkililerinde her zamanki gibi ses seda yok! 

İki intihar haberinin ardından Ankara Tabip Odası’ndan (ATO) gelen açıklamada, “Ne yazık ki, yaklaşık son 10 yıldır kamuoyuna yansıyan intihar haberlerinin sayısı artmakta.

Birçok hastanede asistan hekim arkadaşlarımızın mobbinglerle yıldırıldığını, zorlu çalışma koşullarında ve insanlık dışı çalışma saatleriyle çalıştığını, yasal hakları olan nöbet ertesi iznin kullandırılmadığını duyuyoruz, biliyoruz. 

Mobbingin, angaryanın, eğitim ve izin hakkının gaspının ve ücretlerde düzensizliğin hiçbir kurumda ve klinikte yaşanmasını ve normalleştirilmesini kabul edemeyiz. Hekim intiharlarına sessiz kalmayacağız” denildi. 

Görüşüne başvurduğum CHP Bursa milletvekili Prof. Dr. Kayıhan Pala da hekim intiharlarının incelenmesi ve araştırılması gerektiğini belirterek, “Gerçekten ülkemizde böyle bir sorunun varlığı görülüyor. İntiharları incelerken kişiyi canına kıymaya kadar götüren koşulların kapsamlı olarak değerlendirilmesi gerekir” diyor.  

2015-2017 ARASINDA 431 SAĞLIK ÇALIŞANI İNTİHAR ETTİ

ATO’nun açıklamasında yer alan uzman hekim, asistan hekim, tıp öğrencisi, hemşire, teknisyen ve diğer sağlık çalışanlarının intiharlarıyla ilgili 2018 yılında Sağlık Bakanlığı tarafından cevaplanan bir soru önergesiyle ortaya çıkan acı tablo şöyleydi:

**2015 yılında 10'u hekim, 71'i hemşire, 99'u diğer sağlık çalışanları olmak üzere 180;

**2016 yılında 11'i hekim, 56'sı hemşire, 62'si diğer sağlık çalışanları olmak üzere 129;

**2017 yılında 3'ü hekim, 53'ü hemşire, 66'sı diğer sağlık çalışanları olmak üzere 122;

**Toplamda ise, kötü çalışma koşulları, baskı, mobbing, yaşam koşulları nedeniyle 2015-2017 yılları arasında 431 sağlık çalışanı intihar etti.

TIP ÖĞRENCİLERİNDE GELECEKSİZLİK HİSSİ HAKİM

Zorlu ekonomik ve sosyal koşulların etkisiyle son yıllarda gençlerde hakim olan gelecek kaygısı, tıp öğrencilerinde de belirgin şekilde ön planda. Önemli bir kısmı kariyerini ve yaşamını yurt dışında kurgulamak isteyen genç tıbbiyeliler arasında “geleceksizlik” düşüncesinin yaygınlaştığı, kariyerlerine ya da yaşamlarına dair umutsuzluklarının da giderek derinleştiği belirtiliyor. 

MOBBİNG BAŞTA GELEN NEDENLERDEN

Ankara Tabip Odası’nın açıkladığı verilere göre; Türkiye’de hekimlerin, tıp öğrencilerinin ve sağlık çalışanlarının başlıca intihar nedenleri arasında, olumsuz yaşam koşulları, mobbing, ağır ve uzun süreler boyunca çalışma, keyfi atamalar, angarya, değersizleşme, tükenmişlik ve geleceksizlik hissiyatı geliyor. ATO’nun açıklamasında SABİM ihbar hattına gelen şikâyet üzerine uğradığı baskı ve soruşturmalara dayanamayan acil tıp asistanı da hatırlatılarak, şu ifadelere yer verildi: 

“Hekimleri, tıp öğrencilerini ve sağlık çalışanlarını intihara sürükleyen bu etmenler ilk bakışta sağlık sisteminin bir türlü çözülemeyen yapısal sorunlarından kaynaklanıyor görünmektedir ama aynı zamanda ülkemizin içerisinde bulunduğu son derece olumsuz sosyo-ekonomik koşulların da birer tezahürüdür. 

Hastanelerde ve tıp fakültelerinde liyakatsız atamalar sonucunda göreve getirilen yöneticilerin -başta asistan hekimler olmak üzere- meslektaşlarımıza uyguladıkları mobbing ve sistematik baskı sonucunda yaşanan değersizleşme hissi, sadece işyeriyle sınırlı kalmayan bir sosyal cendereye dönüşmektedir. Sağlık kurumlarındaki artan şiddet ise, tükenmişlik ve yılgınlık hissiyatını daha da artırmaktadır.” 

Ankara Tabip Odası olarak, yitirdiğimiz her meslektaşımızın ve tıp öğrencisinin arkalarında bıraktıkları notlar veya yakınlarının tanıklıkları bu intiharların toplumsal bir bağlama oturduğunu, toplumsal ölçekte bir neden-sonuç ilişkisi kurulabileceğini açığa çıkarmaktadır. Sağlık çalışanları arasında artan intiharlar bu bakımdan “anomik intiharlar” olarak değerlendirilebilir.

Sosyolog Emile Durkheim, toplumlardaki ahlaki, moral, iktisadi sorunların artmasının ve kuralsızlaşmanın tüm kurumlara sirayet etmesinin, kızgınlık ve bıkkınlık durumundan kaynaklanan intiharların dönemsel olarak artmasına yol açtığını belirtir ve bu intiharlara “anomik intiharlar” adını verir. “Anomik intiharlar”, bireylerin içinde yaşadıkları toplumdaki kurumları ve kişileri bir arada tutan normların çözülmesi ve parçalanmasıyla ilişkilidir ve Durkheim, bu durum tüm toplumu etkilediği için “intihar değil, intiharlar vardır” ifadesini kullanmaktadır.”