Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
34,9385
Dolar
Arrow
32,5064
İngiliz Sterlini
Arrow
40,8451
Altın
Arrow
2441,0000
BIST
Arrow
10.087

Yerel yönetimin yaptığını merkezi yönetim yapamaz mı?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi ücretsiz HPV aşısı uygulamasını geçen hafta başlattı. Ankara Büyükşehir Belediyesi ise Haziran’da başlatacak.

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın, iki yıl önce “çalışmalarını başlattık” diye duyurduğu ücretsiz HPV aşısı hakkında hala bir gelişme kaydedilmedi. Pek çok ülke rahim ağzı kanseri vakalarındaki azalmayı aşı sayesinde sağlarken bizde merkezi yönetim tarafından bir türlü adım atılmamasını anlamak mümkün değil.

Sağlık Bakanlığı’nın internet sitesinde bulunan serviks kanseri bilgilendirme yazısında, ülkemizde rahim ağzı kanserinin görülme sıklığının yüz binde 4,2 olduğu ve bir yıl içinde 2125 kadının teşhis aldığı belirtiliyor.

HPV’nin en çok kanser yapan tiplerine karşı geliştirilen ve koruyuculuğu yüksek olan aşıların mevcut olduğundan da bahsediliyor. Üstelik Dünya Sağlık Örgütü’nün rahim ağzı kanserine karşı 9-14 yaşlarındaki kız ve erkek çocuklara aşı yapılmasını önerdiği de ekleniyor. Ancak bakanlığın bilgilendirme yazısında aşıyla ilgili tek vurgusu bu. Bakanlığın “başlattık” dediği çalışmaları hakkında bir bilgi sahibi olamıyorsunuz.

Yine risk faktörleri sıralanırken “düşük sosyoekonomik düzey” sayılmasına karşın, hastalığın aşı ile önlenebilen bir hastalık olduğundan bahsedilmiyor.

Bakanlık yetkilileri 5 yılda bir 30- 65 yaş aralığındaki kadınlara yapılan tarama testlerini yeterli buluyor sanırım.

Binlerce kişi aşı sırasında

Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediyeleri’nin başlattığı ücretsiz HPV aşısı uygulaması, nüfusun önemli bir kesimi için büyük bir müjde niteliği taşıyor. Zira bu aşıların ücretsiz uygulanmasının iki önemli nedeni ve sonucu var.

İki büyükşehirdeki nüfus yoğunluğu düşünüldüğünde bu adımlar çok kıymetli elbette. Fakat yeterli değil. İBB’ye bir iki gün içinde 85 binden fazla başvuru alındı ve aşı 9-26 yaş arasını kapsıyor. Ankara’da ise 9-30 yaş grubunda yine sosyoekonomik olarak dezavantajlı gruba aşı uygulanacak.

HPV aşıları bilindiği gibi pek çok ülkede halka ücretsiz uygulanıyor. Rahim ağzı kanseri aşısı olarak bilinen HPV aşıları ile bugüne kadar pek çok ülkede kanser oranlarında azalma sağlandı. Avustralya’da ise yeni vaka görülmemeye başlandı. Bunu sağlayan, aşının ulusal aşı takvimine alınması ve herkese ücretsiz uygulanmasıydı.

WHO’NUN 2030 HEDEFi

HPV sadece rahim ağzında sorun oluşturmuyor. Vajinada, gırtlakta, mesane gibi organlarda da kansere yol açabiliyor. Bunlarla birlikte anüs ve erkeklerde penis kanseri gibi HPV’ye bağlı kanser türlerinin de aşılamaya bağlı engellenebileceği bildiriliyor.

 

Dünya Sağlık Örgütü (WHO), geçtiğimiz yıllarda ülkelerin rahim ağzı kanserini yok etme yolunda hızla ilerleyebilmesi için 2030 yılında kadar bir dizi eylem planı oluşturdu. Buna göre kız çocuklarının yüzde 90’ının henüz cinsel aktiviteye başlamadan 15 yaşına kadar aşılanmasını öneren WHO’nun nihai hedefi, aşılamayla hastalığı yeryüzünden silebilmek.

SAĞLIK ANAYASAL HAKKIMIZ

12’de Sağlık programında bu hafta konuğumuz olan Aile Hekimi Dr. Emrah Kırımlı da sağlığı korumanın anayasal hakkımız olduğunu vurgulayarak, “Vergi veriyoruz, dünyada yapılıyorsa bizde de yapılabilir. Ama sağlık bir hak olmaktan çıksın ve herkes parasıyla ulaşabildiği kadar sağlık hizmetine, ilaca ve aşıya erişsin isteniyor demek ki” diyerek merkezi otoritenin konuya yaklaşımını özetlemişti.

Sağlık sistemindeki lokomotif olarak nitelendirebileceğimiz sorunlarından biri, koruyucu sağlık hizmetlerinde olması gerekenlerin hayata geçirilememiş olması. Programda sistemdeki kronik sorunları hızlıca anlatan Dr. Kırımlı’ya göre koruyucu sağlığa devlet eliyle önem verilmediği takdirde alternatif tıp uygulamaları, vitamin ve destek ürünleri devreye giriyor. Halk kendi sağlığını korumak adına başka yollara yöneliyor.

AFRIKA ÜLKELERİNDE ÜCRETSIZ AŞI UYGULANIYOR

Aşılama çalışmaları toplumun geneline ulaştığında “anlamlı” hale geliyor çünkü belli bir oranın üstüne çıkılması gerekiyor. Şimdilik sosyal yardım alanlara yapılabilen aşıların çoğunluğa yayılması ve herkese ulaştırılması şart.

Sadece HPV aşısıyla sınırlı değil. Dünyada yıllardır rutin uygulamada olan birçok aşı hala ülkemizde ücretsiz uygulama kapsamında değil ne yazık ki.

Enfeksiyon hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan ile aşı haftası nedeniyle konuştuğumuzda yine bu konuya dikkat çekmiş ve Rota, HPV (rahim ağzı kanseri aşısı) ve meningokok (menenjit) aşılarının diğer ücretsiz uygulanan aşılarda olduğu gibi aşı takvimine girmesi gerektiğini anlatmıştı. Rota aşısının dünyada 150 ülkede, HPV aşısının ise 104 ülkede ücretsiz uygulandığını, meningokok aşılarının da yaklaşık 50 ülkenin aşı takviminde yer aldığını vurgulamıştı.(Bu ülkelere Afrika’daki en fakir ülkeler dahil). Bizde ise üç aşı için ayrılması gereken bütçenin 200 milyon dolar civarında olduğunu, bunun da herhangi bir köprü, yol projesine ayrılan paranın çok altında olduğuna dikkati çekmişti.

Peki bizim onlarca ülkeden ne eksiğimiz var?

Belki bu aşıların rutin takvime girmesi için çok daha fazla gerekçemiz var, ancak bu konudaki ilgisizlik yıllardır binlerce çocuğun ve gencin aşıya erişimini sürüncemede bırakıyor. 

Aşı fiyatları vatandaş için ulaşılabilir değil

Türkiye’de nüfusun yarısının asgari ücret civarında bir ücrete çalıştığı göz önünde tutulduğunda bir dozu 2 bin ila 3200 TL arasında değişen aşılara kaç kişinin ulaşabileceğini tahmin etmek zor değil.

Gündemde olan HPV aşılarından başlarsak; 9’lu aşı olarak bilinen ve en çok tercih edilen HPV aşısının güncel fiyatı bir doz için 3230 TL. 15 yaşından büyüklere 3 doz önerildiğinde beş ay içinde toplam 10 bin lirayı gözden ve cebinizden çıkarmanız gerekiyor.

İki doz uygulanması önerilen Rota aşısında yine 1 dozun fiyatı 1741 TL. İki doz gerektiği için bu aşının maliyeti de 3500 TL’ye geliyor.

Çocukluk çağında önemli bir yeri olan diğer bir aşı menenjit aşısında ise 1 doz başına fiyat 2092 TL. Neyse ki bu aşıda ikinci doz gerekmiyor.

ŞEKER ÖLÇÜM ÇUBUKLARINDA DA AYNI SÜREÇ YAŞANIYOR

Benzer bir durum birkaç yıldır şeker ölçüm çubuklarının ücretsiz karşılanması konusunda da yaşanıyor. Bütçeden hemen her yere gerekli veya gereksiz kaynak aktarılırken, bilhassa küçük çocukların bu ölçüm çubuklarına ücretsiz ulaşamaması, ülke olarak bizi Avrupa’da tek yapıyor. Sivil toplum üzerinden ve bu mücadeleye baş koymuş birkaç hekim sayesinde konu sürekli gündemde tutulmaya çalışılıyor. Ama birkaç belediyenin ücretsiz ölçüm cihazı dağıtma çabasından öteye geçilemiyor.