İletişim biliminin araştırma alanlarından biri medyanın toplumsal olayları nasıl şekillendirdiği, temsil ettiği ve ideolojik anlamlar yüklediğini incelemektir. Medyada temsil ise olayların medya aracılığıyla nasıl yeniden üretildiği ve anlamlandırıldığını ifade eder. Papa 14. Leo'nun 27-30 Kasım 2025 tarihleri arasındaki Türkiye ziyareti, iletişim bilimi açısından dijital medyada temsilin mükemmel bir hibrit olay örneğidir. Bu ziyaret, İznik Konsili'nin 1700. yıl dönümünü anma nedeniyle Ankara, İstanbul ve İznik'i kapsarken, medya alanında “barış köprüsünden sembolik işgale” uzanan bir temsil spektrumu yarattı. Politik ve kültürel sembollerin medya aracılığıyla yeniden üretilmesine çok derin bir örnek olan ziyaret, fiziksel ritüeller (Ankara’daki karşılama, Anıtkabir ziyareti, İznik'te ekümenik dua, Sultanahmet Camii'nde dua) ile dijital medyatizasyonun (canlı yayınlar, sosyal medya paylaşımları) kesişiminde gerçekleşti.
Dijital medyatizasyonda sansasyonel görseller, duygusal anlatılar, dini ritüeli dönüştürür ve küresel bir izleyici kitlesine uyarlanır. Kodlanan imajlar (görseller) ve mitler (kültürel efsaneler) ideolojileri gizler. X gibi platformlarda kullanıcılar, olayları kendi içerikleriyle (memler, yorumlar) yeniden kodlar, ritüeli bireyselleştirir. Fiziksel olaylar dijitalde yeniden üretilir, sınırlar bulanıklaşır ve ideolojik kodlamalar (ör. popülizm, kutuplaşma) güçlenir. Papa 14. Leo’nun Türkiye ziyareti, iletişim bilimi açısından değerlendirildiğinde uluslararası siyaseti ve yerel sembolik düzenleri aynı anda kımıldatan bir olay olarak hafızamıza yerleşecek.
Dijital medya açısından ritüel, temsil ve ideoloji eksenlerinde yeniden üretilmiş sembolik bir gösteriye dönüşen ziyaret ana akım medyada (AA, TRT, BBC, Reuters) diplomatik nezaket ve barış mesajları çerçevesine yerleştirerek kurumsal bir temsil üretti. Uluslararası medya Papa’yı Vatikan’ın yumuşak güç stratejileriyle uyumlu bir şekilde “transnasyonel arabulucu” olarak konumlandırdı. Sosyal medyada ise ziyaret araçsallaştırılarak kimlik temelli, duygusal, ideolojik ve kutuplaşmış yorum akışları öne çıktı. Vatikan’ın söylemi “evrensel kardeşlik, diyalog, barış, ekümenik birlik” iken, Türk ana akım medyasında “egemenliğe uygun diplomatik misafirlik, kültürel olgunluk, uluslararası prestij” söylemi baskındı. Sosyal medyada ise “kültürel tehdit, dinsel nüfuz çabası, jeopolitik strateji, dini hassasiyetlerin ihlali, Hristiyan sembolizminin aşırı görünürlüğü, kültürel çoğulculuk, ritüeller arası temas, diplomatik yumuşama” temaları dikkat çekti. Ziyarette aynı görüntülerin farklı ideolojik zeminlerde farklı anlamlar üretmesi, medyada temsilin bir ideolojik temsil mücadelesi sahası olduğunu da ortaya koydu.
Sosyal medyada ziyaretin neredeyse tüm kareleri birkaç dakika içinde viral döngüye girdi. Helikopter inişi, sarılmalar, dualar, yürüyüşler… Bunların her biri, farklı politik kampların elinde etkileşim aracına dönüştü. Dijital dolaşım, ritüeli hem hızlandırdı, hem de çoğalttı. Papa’nın gerçekleştirdiği fiziksel ritüel, sosyal medya kullanıcıları tarafından yeniden sahnelendi, yeniden yorumlandı, yeniden kodlandı. Bu da ziyaretin anlamının sabitlenmesini imkansız kıldı.
Kısacası ziyarette ritüeller fiziksel mekanla eşzamanlı olarak ekranda, sosyal medyada, milyonlarca kişinin kişisel akışlarında yeniden üretildi. Bu da her sembolik hareketi, her selamı, her adımı politik anlam üretiminin bir parçasına dönüştürdü. Bunun nedeni medyanın, gerçekliği basitçe yansıtmadığı onu seçici bir şekilde kodladığı ve izleyiciye sunmasıyla da ilişkilidir. Medya üreticileri olayları toplumsal değerler, inançlar ve egemen ideolojilerle kodlayarak mesajlar oluştururken, bu kodlar, yani görsel imgeler (ör. Papa'nın cami ziyareti fotoğrafları) ve mitler (barış ve diyalog efsaneleri) üzerinden yayılır. İzleyiciler ise bu mesajları egemen (hegemonik), müzakereci veya karşıt pozisyonlarda çözümler. Örneğin, bir olay ideolojik olarak “dinler arası uyum” mitine dönüştürülebilir, ancak izleyiciler bunu “kültürel sömürgecilik ve tehdit” olarak yorumlayabilir. Ana akım medya, devletin “misafirperverlik” ideolojisini yayarken, karşı-okumalar “kültürel ve dini tehditi” Lozan Antlaşması'nın ihlalini ve hatta “Evanjelik-Siyonist eskatoloji”nin bir parçasını görebilir.
Ziyaret boyunca ortaya çıkan görüntüler, diplomasi ile inanç, ulusal kimlik ile küresel otorite, tarih ile bugünün dijital medya hızı arasında sıkışmış bir anlatı oluşturdu. Papa’nın ayini, Patrik Bartholomeos’la kucaklaşması, İznik kıyısındaki dua sahnesi ya da Anıtkabir’deki saygı duruşu… Bunların her biri kendi bağlamlarında sembolik olarak anlam ve ideoloji yüklüydü; fakat asıl kırılma anı, bu sahnelerin dijital dolaşımda uğradığı dönüşümde ortaya çıktı. Çünkü her görüntü, paylaşıldığı mecra tarafından yeniden şekillendirildi; duygusal ton, ideolojik arka plan ve politik çerçeve, izleyicinin akışına göre değişti. Papa’nın ziyaret ve ritüelleri mobil ekranlarda yeniden sahnelenerek milyonların katıldığı bir sanal cemaat oluşturdu. Anıtkabir ziyareti modern ulusal hikayeyle temas, Fener Rum Patrikhanesi ziyareti ekümenik bir sahne, İznik Gölü kenarında dua tarihsel mitin güncel performansı, Volkswagen Arena’daki ayin küresel Hristiyanlığın İstanbul sahnesi olarak yorumlanabildi.
Papa ziyaretinin gündemini belirleyen en güçlü unsur, hiç şüphesiz imgelerin dolaşımıydı. Bir imge duygusal enerji taşır, kimlikleri tetikler, ideolojik reaksiyonları harekete geçirir. Bu bağlamda Vatikan’ın hazırladığı ziyaret logosu da bir ideolojik metin olarak yorumlandı. Çanakkale Köprüsü (Doğu–Batı köprüsü) dalgalar (vaftiz ve ruhani yenilenme), Lale (Osmanlı kimliği), üç halka (Teslis)… gibi görseldeki semboller herkesin kendince yorumladığı her yöne çekilebilen gizemli imgeler olarak tartışıldı. İmgeler kimilerinde barış ve umut; kimilerinde korku, öfke, tehdit; kimilerinde dini coşku, kimilerinde savunma refleksi doğurdu. Öyle ki ziyaret logosunun bazı medya organlarında “yükselen haç–solan lale” şeklinde çerçevelenmesi, sembolik alanın ne kadar kolay kırılganlaştığını gösteren güçlü bir örnek oldu.
Tam bu noktada, ziyarete damga vuran kısa ama sembolik açıdan yoğun bir sahne ortaya çıktı: Anıtkabir’de Papa 14. Leo’yu karşılayan bir Türk subayının selam durduğu görüntü. Bu kare, dijital medyada bir anda tartışmalı bir sembole dönüştü. Çünkü Türkiye’de asker figürü, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundan bu yana laikliğin kurumsal temsilcisi olarak görülür. Bu nedenle, asker ile devlet başkanı olan ama aynı zamanda dini otoriteyi temsil eden Papa’nın aynı karede buluşması, kültürel hafıza açısından dikkat çekici bir gerilim üretti. Protokol gereği verilen selam, hukuken sorunlu bir durum taşımadığı halde, sembolik düzeyde laiklik tartışmalarını ve kaygılarını yeniden canlandırdı. Ancak bu sahnenin gündemde geniş yer almasının asıl nedeni törenin kendisi değil, görüntünün dijital dolaşıma girer girmez politik bir metne dönüşmesiydi. Duyguların nesneler üzerinde birikmesi ile görüntü laiklik kaygılarının tetiklendiği din–devlet ilişkisine dair tarihsel belleği çağıran, ulusal rahatsızlık üreten özellikler kazandı. Fotoğraf, ideolojik ve kültürel bir gösterge haline geldi.
Papa’nın Türkiye ziyareti bize şunu açıkça gösterdi. Dijital medyada sembollerin anlamı kaygan, sabitlenemez ve sürekli yeniden yazılıyor. Ritüeller ve imgeler artık ne kadar planlanırsa planlansın, kamera önüne ve sosyal medya akışına düştüğü anda bambaşka bir enerjiyle hareketleniyor. Ekran, ritüeli dönüştürüyor. Algoritma, ritüeli hızlandırıyor. Toplumsal hafıza ise onu yorumlayarak, büyüterek, çatışma ya da uzlaşma alanı haline getiriyor.
Sonuçta Papa’nın Türkiye ziyareti, dijital medya ve temsil ilişkisi açısından sembolik alanın ne kadar kırılgan, ne kadar parçalı ve ne kadar hızlı tüketilir hale geldiğinin önemli bir göstergesi olarak hatırlanacak. Bu ziyaret, bize devlet törenlerinin, her ritüelin bir medya nesnesi, her görüntünün bir ideolojik fragman, her sembolün ise bir mücadele alanı olduğunu gösterdi. Ve en önemlisi ülkenin ve yurttaşların laiklik ilkesine olan duyarlılığının hala tek bir selam anında bile harekete geçebilecek kadar canlı ve güçlü olduğunu hatırlattı.
Çok Okunanlar
Türkiye'nin yeni il adayları belli oldu
Epstein skandalının yaşandığı adadan ilk fotoğraflar!
Öğrencilerin alay ettiği öğretmen kürsüden düşüp kolunu kırmış
Peşmerge taburu ile gelmediğine şükredin!
Filmi geriye sarınca
Memur ve emeklinin alacağı zam büyük ölçüde netleşti
Erdoğan talimatı verdi! O suçlar kapsam dışı
Telefon krizi: Çip sıkıntısı yaşanıyor
Murat Ongun İBB iddianamesine işaret ederek sordu
'Tayyip Erdoğan'a faydalı biçimde ilerleyeceğini düşünüyorum'