Dijital çağın gündelik pratiklerinde sık sık yapay zeka (AI) aracılı iletişimde bulunuyoruz. En popüler AI arayüzlerinden ChatGPT’nin sakin, kontrollü, güvenli tonu ile Grok’un alaycı internet jargonuyla harmanlanmış üslubu, bize basit bir AI teknolojisi farkıymış gibi sunuluyor. Ancak bu fark, sohbet tonu kadar ekonomik bir mantığa ve yönelime de sahip.
İki farklı söylem alanında ChatGPT’de şirket tarafından filtrelenmiş steril bir dünya, Grok’ta özgürlük adı altında kaotik bir enformasyon akışı dikkat çekiyor. ChatGPT samimi görünürken denetliyor ve biriktiriyor; Grok özgür görünürken yönlendiriyor. Birinde kurumsal kontrol, diğerinde kültürel manipülasyon var. ChatGPT’nin uyumlu ve güvenli sesi, küresel AI kabul ve geçerliliğin kurumsal dili iken, Grok’un asi ve mizahi tonu, platform kapitalizminin hızlı tüketilen kültürünü yansıtıyor. Yani şirketlerin söylemleriyle de muhatabız. Ekonomi-politikte biri platform sermayesinin, diğeri AI teknoloji sermayesinin yani iki farklı şirket türünün söylemiyle karşı karşıyayız.
OpenAI, doğrudan bir AI üretim şirketi. Gelir modeli, kullanıcı davranışlarından çok kurumsal işbirliklerine, teknik kapasiteye, yatırımcıların güvenine ve finansmanına dayanıyor. Bu yüzden ChatGPT’nin söylemi, Brown ve Levinson’ın “politeness strategy” tanımına neredeyse kusursuz oturuyor. İletişimde karşı tarafın yüzünü (saygınlığını, onurunu) koruyarak sosyal ilişkileri sorunsuz sürdürmek için kullanılan dilsel yöntemle nazik, yumuşak, sabırlı, çatışmadan uzak. Nezakete kodlandığından değil, yatırımcının, müşterinin, kurumsalların güvenini kazanmak için. ChatGPT’nin söylemi teknoloji sermayesini ve yatırım-sermayesinin statükosunu temsil ediyor. Reklam pazarı, regülasyon/düzenlemeler ve küresel pazarlara bağımlı teknoloji sermayesinin zorunlu refleksi, düşük risk ve steril bir söylem gerektiriyor. Çünkü kurumsal istikrar ve yatırımcı güvenini önceleyen şirketlerin riske tahammülü yok. Teknoloji sermayesinin istediği tartışma değil, ekonomik istikrar, büyüme. Bu yüzden ChatGPT tam anlamıyla tarafsız olmasa da –algoritmaların özünde mümkün değil- düşük riskli bilgi üretimi sunuyor.
Grok ise sadece bir AI şirketinin ürünü değil. Doğrudan X adlı küresel bir sosyal medya platformunun uzantısı. Yani para akışı, gelir modeli etkileşimden, sansasyondan, gündemden, kültürel hareketlilikten geliyor. Dolayısıyla Grok’un söylemi, alaycı, hızlı, X jargonuyla akışkan, mizahı keskin, kaotik ve hatta laubali. Elbette bu bir tesadüf değil. Bir nevi platform determinizmi ile platformun kültürü neyse -çöp veri olsun veya olmasın topladığı tüm verilerle- AI dili de o oluyor. Sermaye biriktirme ve gelir modeli farklı olan X için kullanıcı davranışı ham madde. Grok bu ham maddeyle yoğrularak mem kültürü, gündem döngüsü ve algoritmik hız üretiyor. Bu nedenle örtük yargılar üreten, niyet atfeden, bağlam dışı çıkarımlar yaparak sosyal anlamlar uyduran “algorithmic gossip” Grok’ta çok daha belirgin. Platformun dedikodu enerjisi, AI’nin söylem tonuna doğrudan geçiyor. Bu yüzden Grok’un sesi, platform kapitalizminin pazar çığırtkanlığı gibi yüksek, hızlı, provoke edici. Platform sermayesi ve etkileşim ekonomisine dayanan X’in arkasında ideolojik pozisyon alan, güç gösterisini söylem üzerinden kuran ve teknolojiyle hegemonya tesis etmeye çalışan bir sermaye anlayışı var.
ChatGPT ile Grok arasındaki farkı gelir modelleri üzerinden okumak aynı sınıfsal zemini daha net göstermektedir. Çünkü sermayenin gerçek dili, en sonunda gelir modeli biçiminde konuşur. Klasik platform kapitalizminin gelir modeli mantığına dayanan ChatGPT’nin abonelikler, kurumsal lisanslar, API kullanımı ve büyük ölçekli iş ortaklıkları üzerinden üretilir. Bu yapı, istikrarı ve öngörülebilirliği esas alır. Kullanıcı davranışı ölçülür, regülasyonlarla uyum gözetilir, risk dağıtılır. Kısacası hedef, mümkün olduğunca geniş bir pazara sorunsuz biçimde hizmet vermek ve uzun vadeli, sürdürülebilir bir nakit akışı yaratmaktır. Bu nedenle söylem de ölçülü, evrensel ve herkese uygun olmak zorundadır.
Grok’un gelir modeli ise aynı izlekte daha dar ama daha ideolojik bir zemine oturur. Doğrudan X platformuna entegre edilmiş bir yapının parçasıdır ve esas olarak premium üyelikler, sponsorlu içerikler, platform içi bağlılık ve marka değerinin siyasal-kültürel etkiyle büyütülmesi üzerinden değer kazanır. Burada amaç, herkes için güvenli bir hizmet sunmaktan çok, belirli bir kullanıcı kitlesini konsolide etmek ve platformu politik bir güç merkezi haline getirmektir. Gelir, yalnızca doğrudan abonelik veya sponsorluktan değil, etki alanının genişlemesinden ve bu etkinin sermayeye tahvil edilmesinden doğar. ABD son Başkanlık seçimleri ve sonraki gelişmelerde görüldüğü üzere platformun politik etki gücünün sermayeye dönüştürülmesi üzerinden şekillenir. Burada istikrar değil, gerilim ve sadakat üretimi öne çıkar. Tüm bunlar bize şunu gösteriyor: İki farklı AI aracılı iletişim, iki farklı söylem, iki farklı gelir modeli, iki farklı sermaye stratejisi. Biri düzeni işleterek kazanan, diğeri gerilim üreterek değer yaratan bir yaklaşım. Ancak her ikisi de aynı sınıfsal hedefe hizmet ediyor. Dolayısıyla gelir modelleri farklı olsa da sonuç değişmiyor. Teknolojiyi, kamusal bir fayda alanı imajı şeklinde sunarak kar ve iktidar üretim aracına dönüştürmek. Bu iki örnekte olduğu gibi AI hangi tonla konuşursa konuşsun, hangi abonelik paketine bağlanırsa bağlansın teknoloji, üretime ve araçlarına sahip sermaye sınıfının çıkarları doğrultusunda konumlanıyor.
Özetle iki model farklı görünse de sonuç aynıdır: AI aracılı iletişim onlar için toplumsal faydayı merkeze koyan kamusal bir araç değil, sermaye ve iktidar üretim mekanizmasıdır. AI dili ve söylemi burada yalnızca bir arayüz. Asıl belirleyici olan, bu arayüzün arkasındaki sermayenin dünyayı nasıl görmek ve yeniden kurmak istediği. Kısacası platform sermayesi ile AI teknoloji sermayesi, aynı sınıfsal konumdan dünyaya bakar. Ancak risk alma biçimleri, siyasal angajman düzeyleri ve hegemonya kurma stratejileri farklıdır. ChatGPT’nin dili, sermaye sınıfının düzen kurucu, istikrar arayan ve devletle uyumlu yüzünü temsil eder. Grok ise aynı sınıfın daha saldırgan, daha ideolojik ve “kuralları zorlamayı” büyüme stratejisi haline getiren kanadını. Burada konuşan aynı sınıfın iki ayrı dijital iletişimi yönetim tarzıdır. Farklı üsluplar, dil ve söylem kısacası arayüz, aynı sınıftaki iktidar ilişkilerinin alternatif ambalajlarıdır.
Bu nedenle AI aracılı iletişim tartışmasında, “hangi AI daha eğlenceli ve samimi” sorusu poüpüler bir yüzeyselliğin dışavurumu. Tonun yumuşak ya da sert olması, bu popüler AI aracılı iletişimin önde gelen teknoloji şirketlerinin sınıfsal karakterini ortadan kaldırmıyor. Algoritmalar değişebilir, ton sertleşebilir ya da yumuşayabilir; fakat çok önemli bir teknolojik gelişme olan AI, sermayenin sınırları içinde kaldığı sürece, sunduğu gelecek de sermaye amaçlarının dışına taşamaz. Sınıfsal konumu değişmediği sürece, AI’nin toplumsala vereceği yarar da hep bir gelir modelinde ve gelir modeli arayışında sınırlanacak. Çünkü farklı kelimelerle konuşsalar da baktıkları yer aynı. Düşündüren sorular şunlar olabilir: AI aracılı iletişim hangi toplumsal ilişkileri yeniden üretmek için kullanılıyor? İki AI de farklı arayüzler arkasında aynı iktidar ilişkisinin devamını temsil ediyor mu? Tartışmayı gerçekten derinleştirmek istiyorsak, teknik ayrıntılar ve söylem farklılıklarının hangisinin hoşumuza gideceğini konuşmadan önce, bu ortak sınıfsal zemini ve amaçları görmek zorundayız.
Çok Okunanlar
Erdoğan'dan partisine fırça
Kulislerde bakan değişikliği hazırlığı... Erdoğan fırsat kolluyor
Ela Rümeysa Cebeci ve Kenan Tekdağ ile ilgili flaş iddia
Levent Gültekin'in emniyetteki ifadeleri ortaya çıktı
Mehmet Akif Ersoy gecenin bir yarısında bakın kimi aramış!
İktidar medyası açıkladı, yeni tanık ortaya çıktı
Kimdir o emperyalistler ve oyuncakları?!
Süleyman Soylu, Mehmet Akif Ersoy iddiaları sonrası konuştu
Yeni torba yasayla emeklilik zorlaşıyor
Kasım Garipoğlu'nun Boğaz'daki yalısında ele geçirilenler dikkat çekti