Tescilli terörist Abdullah Öcalan İmralı'dan mektup yazdı ya, say ki memlekete bahar geldi.
Tayyip, “Terörsüz Türkiye çabalarında dün itibarıyla artık yeni bir safhaya geçilmiştir. Önümüzde bin yıllık kardeşliğimizin arasına örülen terör duvarının yıkılması hedefine giden yolda tarihi bir adım atma fırsatı vardır” açıklamasını yaptı, küçüğü hasta yatağından kalkamadı ama duruma vaziyet ettiğini gösterdi, "İmralı'da kaleme alınan açıklama baştan sona değerli ve önemlidir" dedi.
Özgür Özel "Kürt meselesinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi çatısı altında, toplumun tüm kesimlerini kapsayarak, şeffaflıkla ele alınması ve çözülmesi yönündeki tavrımızı koruyoruz" sözleriyle, esastan bir itirazımız yok da usülü tartışabiliriz demeye getirdi.
Selahaddin ise cezaevinden "Erdoğan, Bahçeli ve Öcalan… Allah hepsine uzun ve sağlıklı ömür versin ama hayatlarının son dönemecinde Orta Doğu barışı, tarihi Kürt - Türk barışı için inisiyatif almış bu üç liderin başarılı olabilmeleri için ben elimden gelenin fazlasını yapacağım" nağmesiyle destek verdi.
Emperyalizmin gönüllü uşakları, işbirlikçileri, foncular, siyasal İslamcılar, Kürtçüler, çakma solcular; ezcümle dinciler, mezhepçiler, etnikçiler artık bu memleketin kurucu felsefesinden, Cumhuriyet değerlerinden nefret eden kim varsa, zil takıp oynamaya başladı.
Saray beslemesi haber kanalları ile sosyal medya trolleri köpürttükçe köpürtüyor; on binlerce insanın ölümünden sorumlu bir teröristi neredeyse barış güvercini ilan edecekler.
Orhan Veli'nin dediği gibi geç bunları anam babam bir kalemde...
Ne Abdullah Öcalan'dan barış güvercini çıkar ne de yurdum insanına ittirmeye çalıştıkları gibi bu kafayla Türkiye terör belasından kurtulur.
Bütün mesele, bir kişinin ama tek bir kişinin emri hak vaki olana kadar o koltukta oturması için oynanan bir tiyatrodan ibaret.
Aylardır yazılıp çiziliyor; bilmeyen, öğrenmeyen kalmadı.
Ama ortada, bunun çok daha ötesinde kurgulanmış büyük bir tezgah var.
Mektuba yapılan her güzelleme 40 küsur yıldır Türkiye'nin adeta kanını emen terörün meşrulaştırılmasına hizmet ediyor.
Terör bir insanlık suçudur, güçlü şekilde vurgulayalım.
Sadece bu değil, İmralı'dan servis edilen fotoğrafla sanki iki meşru taraf arasında bir müzakere masası kurulmuş, bir anlaşmaya varılmış da, onun için tarihe not düşülmüş.
Nazilli bardağı gibi sıralanıp bir güzel poz vermişler.
Abdullah Öcalan terör hükümlüsü değilmiş gibi muzaffer bir komutan edasıyla kasıldıkça kasılmış.
Sırrı Süreyya'nın sırıtması da cabası.
Ne de olsa, Dolmabahçe'de hevesi kursağında, eli böğründe kalmıştı. Gün olup devran döndükten sonra tabii ki beşlik simit gibi yayılıp poz verecek.
Gelelim mektuba...
Öcalan açıkça demek istiyor ki, biz Türkiye Cumhuriyeti'ne haklı olarak başkaldırdık, mücadele ettik ve günün şartlarına göre başarıya ulaştık.
Meseleyi, 'bizim istediğimiz oldu'ya getirmiş.
Bir anlamda terör örgütünün zaferini afili cümlelerle ilan etmiş, bununla yetinmeyip açık açık meydan okumuş..
Türkiye Cumhuriyeti'ne, Cumhuriyetin kurucu felsefesine, ilkelerine saydırmış.
Güya, Kürtler ve Türkler, varlıklarını sürdürmek ve hegemonik güçlere karşı ayakta kalmak için gönüllülük yönü ağır basan, hep bir ittifak içinde kalmayı zorunlu görmüş, kapitalist modernitenin son 200 yılı, bu ittifakı parçalamayı esas gaye edinmiş, Cumhuriyetin tek tipçi yorumlarıyla birlikte bu süreç hızlanmış filan...
Yersen dolapta dolma var.
Cehaletinden değil elbette.
Biz, feodal kafamızla, ortaçağ zihniyetimizle, ağanın, şeyhin, şıhın elini eteğini öperek, marabanın tepesine binerek yaşayıp gidecektik ama Cumhuriyet buna engel oldu, diyemiyor da bir sürü laf kalabalığı yaparak kendini haklı çıkarmaya çalışıyor.
Emperyalistlere yaptığı uşaklığı, Türk Milleti'ne karşı işlediği suçları saklamaya çalışan hastalıklı zihniyetinin hezeyanlarıyla Cumhuriyet'ten nefret eden siyasal İslamcıların yüreğindeki yağları eritiyor.
Bunu yaparken yandaş, yalaka tayfasının eline propaganda malzemesi vermeyi ihmal etmemiş.
"Aşırı milliyetçi savruluşunun zorunlu sonucu olan; ayrı ulus-devlet, federasyon, idari özerklik ve kültüralist çözümler, tarihsel toplum sosyolojisine cevap olamamaktadır" cümlesini cımbızlayıp almışlar, bak işte adam memleketin bölünmesini istemiyor filan diyerek kendi küçük akıllarınca yurdum insanını ikna etmeye çalışıyorlar.
Adamın derdi memleketi bölmek değil ki, bölüp ne yapacak?
Bütün hesabı, Türkiye'nin tapusuna ortak olmak. Sonrası, İstanbul'da oturan bir 'Halife'nin idaresinde İslam-Kürt devleti...
Yoksa, Anayasa değişikliğiyle memlekete demokrasi geleceğini mi düşünüyorsunuz!
"Cumhuriyet tarihinin en uzun ve kapsamlı isyan ve şiddet hareketi olan PKK’nin; güç ve taban bulması, demokratik siyaset kanallarının kapalı olmasından kaynaklanmıştır" cümlesinin altını kalın kalemle çizelim.
Belli ki, sözüm ona silah bırakma çağrısının arasına serpiştirdiği cümlelerle Türkiye Cumhuriyeti'ni suçlayarak PKK'yı aklamanın hesabında. Yani, şimdi olduğu gibi birileri çıkıp aman ne güzel ne hoş mektup filan diyecek, bunu fırsat bilerek araya sıkıştırdığı üç beş cümleyle terör örgütünü temize çekecek.
Bu kadar basit değil!
Çünkü işin sonunu, bugüne kadar canını dişine takıp terörle mücadele etmiş kim varsa, hepsinden hesap sorulmasını istemeye kadar götürebilir.
Hadi diyelim buna cesaret edemedi, peki onca yıldır askerin, polisin kanına giren teröristler hesap vermeyecek mi!
Ellerini kollarını sallayıp, mesela İzmir'e gelerek market mi açacak ya da iktidarın torpiliyle AKP'li bir belediyede işe mi girecek!
Yoksa, Suriye'nin kuzeyindeki garnizon devletçiğe asker mi yazılacak!
Hepsi mümkün.
Yok artık o kadar da değil, demeyin... 2002'den sonra benzeri onlarca örneğine şahit olduk.
Ne yazık ki bütün bunlara ilkesel olarak karşı çıkacak güçlü bir muhalefetin olmaması, iktidarın da İmralı canisinin de işine geliyor.
Ama yine de enseyi karartmamak lazım. Bir şey değişir, her şey değişir!
Cümlelerimizi bağlamadan, "Eşkıya dünyaya anam hükümdar olmaz" diyerek son yolculuğuna çıkmadan büyük ustanın önünde son kez saygı duruşunda bulunalım sonra da yazımıza noktayı koyalım.
Çok Okunanlar

Real Madrid - Atletico Madrid maçı ne zaman? Muhtemel 11'ler!

Türkiye'nin Elon Musk'ı 'Zülal Tannur!'

4 Mart günlük burç yorumları: Aşk, kariyer ve para

Yandaş medyanın hedefinde Mansur Yavaş var!

Teröristbaşı Öcalan'ın fesih çağrısı teröristleri karıştırdı

'Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz'

İmamoğlu yol haritasını açıkladı: Erdoğan'a olay gönderme!

Yapay zeka Süper Lig'de şampiyonluk favorisini açıkladı

Reyting sonuçları açıklandı! 3 Mart Pazartesi en çok hangi yapım izlendi?

Fenerbahçe-Rangers maçı için geri sayım başladı