Eğer iktidar, yerel seçimden önce emekliye şöyle kallavi bir zam yapsaymış, 31 Mart’ta hezimete uğramayacakmış!
Bunu ben söylemiyorum; kamuoyu araştırma şirketi Metropoll yaptığı ankette bu sonuca ulaşmış.
17-24 Nisan tarihleri arasında, yani yerel seçimin dumanı hala tüterken 28 ilde toplam 2 bin 235 kişiye “Sizce emekli maaşlarına zam yapılsaydı AKP yerel seçimden birinci parti olarak çıkar mıydı?” diye sormuşlar.
Ankete katılanların neredeyse yarısı, bu soruya “evet” cevabı vermiş.
Araştırmanın sonuçları hem sosyolojik hem sosyopolitik hem de psikopolitik yönden ayrıntılı bir değerlendirmeye muhtaç.
Ama gelin biz meseleye gazeteci gözü ile bakalım.
Türkiye’de yaklaşık 16 milyon emekli var. Şöyle kabaca bir hesap yaparsak bu, eşleri ile birlikte 30 milyon civarında seçmen demek. Toplam seçmen sayısının 61 milyon olduğunu düşünürsek, yurdum emeklisinin elinde inanılmaz bir siyasi güç bulunuyor.
Bunun ne kadar farkında oldukları tartışılır ama 31 Mart öncesinde Tayyip, Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in aklına uyup kesenin ağzını açmayınca çömlek patladı, CHP seçimden birinci parti çıktı.
Araştırmanın sonuçları üç aşağı beş yukarı bunu tespit etmiş.
2002 yılından bu yana ağırlıklı olarak elindeki belediyelerin rantıyla siyaseti finanse eden, tarikatları, cemaatleri besleyen, dinci azgın azınlığa sermaye transferi yapan, sadaka ekonomisine kaynak sağlayan AKP için bu adeta kâbus senaryosuydu.
1 Nisan sabahı, korktukları başlarına geldi.
O günden buyana seçimde yaşadıkları hezimeti sorguluyorlar.
İktidarın neden kaybettiğine ilişkin liste hayli kabarık.
Şimdiye kadar, Tayyip’in din, iman, allah, kitap, vatan, millet edebiyatı üzerinden halkı kutuplaştırma, muhalefete bağırıp çağırıp kendi tabanını tahkim etme politikası işe yaramıştı.
Yurdum emeklisinin kahir ekseriyeti, özellikle de milliyetçi, mukaddesatçı, mütedeyyin tayfası, karınlarının guruldamasına bakmadan, “Aç kalırız da Reis’i yedirmeyiz” diyerek oyunu gidip AKP’ye veriyordu.
Geçen seneden bu yana dualarının kabul olması biryana artık bıçak kemiğe iyiden iyiye dayanmış olacak ki ya sandığa gitmediler ya da yüreklerine taş basıp mührü CHP’li adaylara vurdular.
Yerel seçim sonuçlarıyla, emeklilerin illerin nüfusuna oranını karşılaştırdığımızda bu açıkça ortaya çıkıyor.
Mesela, AKP’den CHP'ye geçen 10 ilin 7'sinde, MHP'den CHP'ye geçen 5 ilin tamamında emekliler nüfusunun beşte birinden fazlasını oluşturuyor.
Buradan da anlıyoruz ki seçim sonucunda emeklilerin tutumu belirleyici olmuş.
İktidarın kendi tabanı da büyük bir hoşnutsuzluk içinde.
Metropoll’un araştırmasına göre AKP seçmeninin üçte ikisi seçim mağlubiyetini, emekli maaşlarına ek zam yapılmamasına bağlamış. Sadece bu bile AKP tabanının artık çözülmekte olduğunu gösteriyor.
Yurdum emeklisinin yüzde 70'i asgari ücretin altında maaş alıyor. Ortalama emekli maaşı ise 13 bin lira civarında. Tablo son derece vahim. Günden güne fakirleşirlerken dinledikleri belagat artık seçim sandığına oy olarak yansımıyor.
Şimdi burada biraz duralım, şeytanın avukatlığına soyunalım ve kaseti tersten okuyalım.
Metropoll’ün araştırması aynı zamanda bize şunu söylüyor: Ellerindeki siyasi gücün farkına varmaları için dibe vurmaları, yerlerde sürünmeleri gerekiyor.
Ne zaman ki açlıktan nefesleri kokuyor, o zaman akıllarına CHP’ye oy vermek geliyor.
Peki, bundan sonra iktidara zam yaparsan oyum sana, yapmazsan başkasına mı diyecekler?
Şimdi lafı evelemeden gevelemeden soralım:
Bugüne kadar bütün mesele sadece emekli maaşı zammı mıydı?
Demek ki yurdum emeklisi;
Seçim sandığına, maaş zammı kadar çoluğunun çocuğunun, torununun torbasının geleceğini düşünerek gitmiyor?
Ülkeyi adeta sessizce işgal eden, Türk insanının işine, aşına ortak olan, görünür gelecekte ciddi bir beka sorununa dönüşecek sığınmacı meselesini çok da önemli görmüyor! Bunlara harcanan milyarlarca dolar nedeniyle emekli maaşlarının kuş kadar kaldığının farkında değil.
İktidarın ideolojik gözlük takarak yürüttüğü politika yüzünden Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyinde yuvalanan terör örgütünün ağır tehdidiyle karşı karşıya kalacağına inanmıyor.
Ülkenin taşının toprağının yağmalanmasını, ormanlarının, derelerinin yok edilmesini, milli varlıklarının yabancılara peşkeş çekilmesini, gün geçtikçe ortaya saçılan yolsuzlukları dikkate almıyor.
Sağlık sisteminin, eğitim sisteminin çökmesi, laikliğin ortadan kaldırılması, cumhuriyetin temellerinin zedelenmesi, akraba, eş dost kayırmacılığı, devlet kurumlarının tarikatlarca paylaşılması umurunda değil.
Liste çok uzun...
Oysa emeklilerin yaşları, gördükleri, geçirdikleri, hayat tecrübeleri itibarıyla Türkiye’nin en sağduyulu kesimi olması gerekmez mi?
Ülke hemen her açıdan büyük bir çöküşün eşiğine gelmiş ama onlar için kritik eşik, maaş zammı!
Elbette evde tencerenin kaynayıp kaynamaması çok önemli.
Ama bir yere kadar.
Ey yurdum emeklisi!
Eğer Tayyip, Mehmet Şimşek’i bir kenara itip emekli maaşlarına kallavi bir zam yapsaydı, ülkenin içinde bulunduğu bu ahval ve şeraiti görmezden gelip oyunuzu gidip yine gönül rahatlığıyla AKP’li adayları mı verecektiniz?
İstanbul’da Murat Kurum, Ankara’da Turgut Altınok, İzmir’de Hamza Dağ, Adana’da Fatih Mehmet Kocaispir seçilseydi, “Ben maaş zammına bakarım arkadaş, geri kalanı önemli değil” mi diyecektiniz? Mesela, Murat Kurum'la birlikte Kanal İstanbul gibi sadece İstanbul'u değil bütün Marmara Bölgesi'ni perişan edecek bir proje hayata geçseydi, içiniz rahat eder miydi?
Eğri oturup doğru konuşmakta yarar var, bu zihniyet ülkenin başında olduğu sürece emekli maaşınıza ne kadar zam yaparlarsa yapsınlar açlık sınırında yaşamaya devam edeceksiniz!
Enflasyon canavarı sizi yiyip bitirecek.
Sizin görmek istemediğiniz gerçek bu!
22 yıldır sizin kanınızı sülük gibi emen yeni zenginlere daha fazla sermaye transferi yapmak için enflasyonu bilerek ve isteyerek körüklemiş olan bu iktidardan medet ummayı sürdürecek misiniz?
Ne yazık ki bundan sonra ne yeni bir ev ne yeni bir araba alabileceksiniz.
Ailece tatile gitmek, çoluk çocuk, torun torba ayda bir gün de olsa dışarıda yemeğe çıkmak hayal olmaya devam edecek.
Daha elim ve daha vahimi;
Bu böyle devam ederse elinizde size emekli maaşı verecek ne bir devlet ne de bir ülke kalacak.
Yapılan araştırmada eğer emekliler çıkıp deseydi ki, zammın hiç önemi yok. Memleketi uçurumun eşiğine getiren iktidara hiçbir şekilde oy vermeyeceğiz; işte o zaman geleceğe dair umutlarımızı bir nebze yeşertebilirdik.
Ez cümle, mesele sadece maaş zammı değil. Üç kuruşluk sadaka gibi artışla günü kurtarmak hiç değil.
Olması gereken, asgari ücretiyle, emekli maaşıyla, sosyal adaletiyle, demokrasisiyle, insan haklarıyla, fırsat eşitliğiyle, hukukuyla insan gibi yaşanacak bir ülke için sandık başına gitmektir, diyerek yazımıza noktayı koyalım.
Çok Okunanlar
BEDAŞ 21 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
A101 21 Kasım 2024 Perşembe aktüel ürünler kataloğu yayımlandı!
21 Kasım 2024 burç yorumları
Fatih Altaylı'dan Acun Ilıcalı ve yasa dışı bahis yorumu
Hasan Arat'tan Fenerbahçe'ye Rafa Silva'lı 'Talisca' yanıtı
UEFA Uluslar Ligi'nde Türkiye'nin rakibi kim olacak? Play-off maçı ne zaman?
21 Kasım Perşembe maç programı: Bugün maç var mı, hangi maçlar var, saat kaçta?
Onur ve Semih arasında MasterChef'te kavga! Yeni fragmanda olay anları
Ebru Baki Sözcü'den ayrıldı mı?
20 Kasım reyting sonuçları 2024: Annem Ankara, Kuruluş Osman, Leyla