Havaların serinlemesi ve okulların açılmasıyla birlikte, önümüzdeki günlerde doğalgaz faturalarının cebimizi daha çok yaktığına tanık olacağız. Enerji gibi, hem ekonominin can damarı olan hem de dış politikayla, coğrafyayla, jeopolitik gerilimlerle doğrudan ilgisi bulunan bir konuda, ülkemizin ne kadar hazırlıklı olup olmadığı üzerinde daha çok durmak gerekiyor.
Malum, enerji konusu; iktisadın, siyasetin, güvenliğin, dış politikanın konusudur öncelikle. Enerji konuşuldu mu, doğal ve kaçınılmaz olarak sanayiyle, üretimle, kalkınmayla, yatırımla birlikte uluslararası ilişkiler, strateji ve jeopolitik konuşulur. Çünkü bir devletin enerji politikasıyla, ekonomisi, siyaseti, dış politikası arasında doğrudan ilişki vardır. O nedenle enerjinin ekonomi politiği üzerine iktisatçılar ve siyasetçilerle birlikte hayli kafa yorarlar askerler, diplomatlar, istihbaratçılar. Fosil yakıtlar, bunların çıkarılmasında, işlenmesinde, pazarlara açılmasında, tüketicilere ulaştırılmasında kullanılan teknolojiler, yenilenebilir enerji kaynakları, bunlara ilişkin hızla gelişen teknolojiler, sadece enerji uzmanlarının değil, iktisatçıların, siyasetçilerin, askerlerin ve diplomatların da en çok ilgilendikleri konular arasındadır.
Enerji konusunda şu hususlar çok önemlidir: Arama, üretme, taşıma, rafinaj, dağıtım, pazarlama. Bu unsurların hepsini, bütünlüklü bir yaklaşımla ele almak gerekir. Bu bağlamda, enerji piyasalarının durumu ve geleceği konuşulur. Enerji güzergâhları konuşulur. Enerji yatırımlarının finansmanı konuşulur. Enerji piyasalarının düzenlenmesi, yönetimi ve hukuku konuşulur. Enerji sektöründe kullanılan teknolojiler konuşulur. Enerji projelerinin yönetimi konuşulur. Enerji sektöründeki yatırımlar, yatırım öncelikleri ve stratejileri konuşulur. Konuşulan başka konular da vardır elbette. Bu liste uzundur…
Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığı yüksektir. Bağımlılık oranı, petrol ve doğalgazda, yüzde 90’ı geçer. Anımsatmak gerekir, dünyada doğalgaz rezervleri açısından en zengin 3 ülke Rusya, İran ve Katar’dır. Türkiye’nin üçüyle de ilişkileri iyidir. Türkiye Rusya ve İran’dan yüksek miktarda, Katar’dan da (LNG olarak) düşük miktarda doğalgaz almaktadır.
Türkiye’de enerji iletiminde kayıp ve kaçak oranı da yüksektir maalesef. Yerli enerji kaynaklarından ve yenilenebilir enerji kaynaklarından da verimli şekilde yararlanamamaktadır Türkiye. Oysa bu kaynakları daha verimli kullanmak, hem dışa bağımlılığı tamamen olmasa bile azaltır hem de cari açığı düşürür. Örneğin Türkiye, rüzgâr enerjisinde şanslı, avantajlı olmasına karşın, bunu yeterince kullanamamaktadır. Uzmanlar, bu alana gerekli yatırım yapılırsa, Türkiye’nin, enerji ihtiyacının en az yüzde 10’unu rüzgâr enerjisinden sağlayabileceğini hesaplamaktadır.
Türkiye’nin enerji politikasının belirlenmesinde, yerli ve yabancı enerji lobilerinin etkisi yüksektir. Enerjide doğalgaza, doğalgazda ise Rusya’ya yüksek oranda bağımlı olmak, bu yetmezmiş gibi, ülkemizin ilk nükleer enerji santralının da Mersin Akkuyu’da Ruslar tarafından yapılması, Rusya’nın Türkiye’nin enerji tedarikindeki ağırlığını artırmıştır. Bu durum elbette Rusya’nın Türkiye’nin ekonomisi ve siyaseti üzerinde de nüfuzunun pekişmesi anlamına gelmektedir. O nedenle hem tüketilen enerji kaynağında hem de tedarikçi ülke açısından çeşitliliği sağlamak şarttır.
Çok Okunanlar
BEDAŞ 21 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
A101 21 Kasım 2024 Perşembe aktüel ürünler kataloğu yayımlandı!
Hasan Arat'tan Fenerbahçe'ye Rafa Silva'lı 'Talisca' yanıtı
21 Kasım 2024 burç yorumları
Fatih Altaylı'dan Acun Ilıcalı ve yasa dışı bahis yorumu
21 Kasım Perşembe maç programı: Bugün maç var mı, hangi maçlar var, saat kaçta?
Ebru Baki Sözcü'den ayrıldı mı?
UEFA Uluslar Ligi'nde Türkiye'nin rakibi kim olacak? Play-off maçı ne zaman?
Atatürk için 21 Kasım 1938'de yapılan resmi cenaze töreninin fotoğrafları
20 Kasım reyting sonuçları 2024: Annem Ankara, Kuruluş Osman, Leyla