Gündem yoğun. Küresel, bölgesel ve ülkesel ölçekte önemli olaylar oluyor. Bu olayları yorumlamaya çıkan ''uzman''lar, beylik laflarla geçiştiriyor. Bu geçiştirmede, her gün TV ekranına konuk olup tweet atmaktan kaynaklanan vakitsizliğin etkisi olabilir. Böyle durumlarda ''beylik laflar'' oları kurtarıyor: ''Küreselleşen dünyada'', ''büyük resim'', ''tarihsel olarak''... türünden açılış ve bağlantı ifadelerle malumu ilan edip sıralarını savıyorlar.
Bazı uzmanlarsa gerçekten önemli bir şey söylüyor gibi algılanıyorlar. Bu algının ardında, eleştirel düşünmenin layıkıyla uygulanaması yatıyor. Ezbere bir mantıkla, şablonla düşünen, ''kendinden emin'' uzmanımız bolca alıntıyla süslediği konuşmasını etkili bir şekilde anlatırsa etkileyici görünür.
Uzmanların, belki de uzmanlıklarından ötürü, yerleşik bir varsayımları vardır: Bir olayın faili olay kimin işine yaramışsa odur. Bu varsayımı eskiden Mahir Kaynak tekrar edip dururdu. Benzer mesleklerden gelenler de bu geleneği sürdürdü.
Sizce bu doğru mu? Bu varsayıma dikkatli baktınız mı? Şöyle soralım: Bu varsayım neleri varsayıyor? Sayıyorum. Hemen sıkılmaca yok:
Varsayım: Bir olayın faili olay kimin işine yaramışsa odur.
Varsayımın Varsayımları:
1) Bir olayın bir faili vardır.
2) Bir olayın faili o olayın çıktılarını doğru öngörmüş ve hesaplamıştır.
3) Olaylar rastlantısal olarak yahut plansız gerçekleşmez.
Sizce bu varsayımlar doğru mu? Siyasi failler sizce gerçekleştirdikleri olayların çıktılarını doğru öngörüp doğru hesaplıyor mu? Bir olay gerçekten de failin planladığı veya doğrudan kast ettiği şekilde mi oluyor? Olaya müdahale edenlerin etkisiyle olay hepten değişemez mi?
Uzun uzun örnekler verip konuyu ve dikkatinizi dağıtmak istemiyorum. Ama birkaç kısa örnekle sorularımı derinleştirmek istiyorum. Küresel ölçekte, gelişmiş kapitalist ülkeler üretimlerini ucuz işgücünün olduğu ülkelere kaydırarak karlarını maksimize etmek istemişti; gelin görün ki bu üretici ülkeler, imalatı öğrenip eski patronlarına rakip oldular. Bölgesel ölçekte, Stalin, gerçekte SSCB'nin etki alanını arttırmak için Türkiye'nin topraklarına göz dikti; oysa bu davranışı, Türkiye'yi ABD'yle ittifaka zorlamak isteyenlere yaradı. Ülkesel ölçekte, dindar nesil yetiştirmek isteyenler, gençliği dinden soğuttular. Örnekler çoğaltılabilir. Belki benim sunduğum örneklerden çok daha uygun örnekler de akla gelebilir. Ne var ki, meramımı anlattım sanıyorum. Olayların ardındaki faili tespit edebilmek için çoğu uzmanın sıkı sıkıya sarıldığı bu yöntem esasında yanıltıcı.
Faili bulmak için niyet araştırması ve olaydan yararlarının kim olduğunun ötesine geçmek lazım. Oysa, bu daimi konuk uzmanlarla, kavramları sorgulamadan, incelemeden ve inceltmeden kullanan düşünürlere kalırsak daha ötesine geçemeyiz. İlk akla gelen yoruma, işaret eden parmağa, tanık beyanına hapsolursak, aklımızı karanlığa teslim ederiz. Sunulanın ardına geçmek için varsayımlarımızı fark etmeliyiz.
Kaybetme korkusuyla, düşmana duyulan nefretle değil, hakikati bulma arzusuyla sorular sorup varsayımları deşelim. Belki o zaman geniş ufuklar önümüzde açılır.
Dahası, siyasi olayları, bir savcı edasıyla araştırmanın ötesine geçmeliyiz. Siyaset bir pratik alanıdır. Yapılmak istenenler vardır ve analiz bu yüzden önemlidir. Şayet bu konuda hemfikirsek, olayın failinin ve failin niyetinin peşinde koşacağımıza olaydan nasıl yararlanacağımıza odaklanmak gerekmez mi?
Çok Okunanlar

İmamoğlu’nun gözaltı kararı Ankara’yı karıştırdı iddiası

Fark daha da artıyor, iktidarda düşüş sürüyor! MHP'de baraj tehlikesi

Volkan Konak'ın vasiyeti ortaya çıktı!

Bayramda marketler açık mı?

İmamoğlu operasyonlarındaki gizli tanık muamması sürüyor

Volkan Konak hayatını kaybetti! Ayrıntılar ortaya çıktı

Piyasada İmamoğlu operasyonunun yankıları sürüyor

Volkan Konak'a spor dünyasından veda mesajları!

Gençlerin heybesi taştı!..

Bayramda plan yapanlar dikkat!