Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,7146
Dolar
Arrow
34,8403
İngiliz Sterlini
Arrow
44,5397
Altın
Arrow
3015,0000
BIST
Arrow
10.121

'Ödenmeyecek ödemiyoruz!'

O zamanlar dünya böyle değildi. Elma gibi ikiye bölünmüştü. Hatta üçe. Kapitalist kamp, sosyalist kamp ve üçüncü dünya... Böyle bir ortamda farklı oyunlar yazılıyor, farklı düşler kuruluyordu. 1974 yılında bir cin fikirli, Dario Fo bir oyun yazdı: ''Ödenmeyecek Ödemiyoruz!''

Comedia dell'arte akımının dehasının oyununda, bir süpermarketi yağmalayan ve bunu meşrulaştıran halkla polis arası kovalamaca işlenir. Polis hem halktandır hem de halka karşıdır. Her zamanki gibi yıkan da yaratan da halktır. 

Oyuna hakim tema yeni değildir. Hac kervanını yağmayan Karmatiler, Anadolu'da Babailer, Roma'da plebler, Avrupa'da köylü ayaklanmaları ve Fransız Devrimi... Baldırıçıplaklar ''gayrı yeter'' dediklerinde benzer bir tema yaşanır. 

Yoksullaşıyoruz. Birileri kazanıyor. En çok da bankalar ve kredi kuruluşları... Bu tezat hem yerel hem de küresel ölçekte görülüyor. Ödeyemeyecek insanlara krediler verenler, faizler üzerinden zenginleşiyor. Sonra icra memurları vatandaşın kapısını çalıyor. 

Doğruluk Payı'nın teyit ettiğine (https://www.dogrulukpayi.com/bulten/kredi-karti-borcunu-odeyemeyenlerin-sayisi-artiyor) ve BDDK'nın açıkladığına göre, ''4 Ekim 2024 itibarıyla bankaların bireysel kredi kartı alacakları 1.63 trilyon TL’ye ulaştı. Bu tutar 2023 yılının Ocak ayında Bireysel kredi kartı alacaklarının 558,8 milyar TL’sini taksitli, 1,07 trilyon TL’sini taksitsiz borçlar oluşturdu. Kredi kartı alacaklarındaki artış bir önceki haftaya göre yüzde 0,34 olarak kaydedilirken, bir önceki yılın aynı haftasına (6 Ekim 2023 - 40. Hafta) kıyasla yüzde 69,1 ve 2019 yılının 40. haftasına göreyse yüzde 1366 olarak gerçekleşti.''

Paranın değer kaybı ve hayat pahalılığının artışı şok edici düzeylerde. Bu süreçten, elbette yararlananlar da mevcut. Halkı üretime sevk etmeyip tüketim sarmalına mahkum edenlerin vebali ise büyük. Bu süreçten yarar sağlayanlar da bu vebalin altında. Bu para ve finans politikaları üretimi değil, tüketimi, borçlanmayı ve yüksek faizle borç vermeyi teşvik ediyor. 

Peki, ne yapalım? Dario Fo'nun dediğini muhalefet duyarsa bir çıkış var. Türkiye, gerek özel sektörüyle gerek devlet olarak yeterince dışarıya para ödedi. Ödemesin, ödemeyelim daha fazla. Vatandaş yeterince borç ödedi. Ödemesin, ödemeyelim. Elde avuçta ne varsa, üretmeye harcayalım artık. Kimlik, koltuk kavgasından sıra gelirse muhalefet duysun bu sesi. Tasarruf tedbiri diye kamusal hizmet gören belediyelerin kreşlerine, üniversitedeki ek derslere göz dikenler duysun bu sesi. Tasarrufları üretime kaydıralım. Üretim yerine acil borç çevrimine harcanan kaynakları koruyalım. Borçları erteleyelim, yapılandıralım, ödemeyelim. 

Üretim yapılmadıkça borçlanma ve borç ödeme kabiliyetimiz de azalıyor. Borç faizini ödemek için çırpınıp daha fazla borca batıyoruz. Devlet kendi gücünü ortaya koyup kartları yeniden dağıtmalı. Kartlar yeniden dağıtılmazsa bu masa bozulur. Altında kim kalır belli olmaz!