Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,3825
Dolar
Arrow
36,0438
İngiliz Sterlini
Arrow
44,8984
Altın
Arrow
3357,0000
BIST
Arrow
9.779

Paradigma değişiyor: Omerta ve Siyasetsizlik

Eski anlatılar güzeldi. Ya muhafazakarlar haklıydı ve devlet ruhani bir kişilikti ya devlet salt bir aygıttı yani Marksistler haklıydı. 

Aydınlandık. Tartışma konumuz olan toplum, devlet, özetle dünya değişti. Akademi geride kaldı. Akademik çalışma başlığı örneği: ''Schmittyen Devlet  Marksiyen Devlete Karşı''. Akademi bol karşılaştırmalı, düğümlenmiş referans sistemli ve bol kavram adı soslu çalışmalarıyla gerçek tartışmaları komplo teorisyenlerine ve kıraathane entelektüellerine bıraktı, bırakıyor. 

Örnek mi? Suriye üzerine ciltlerce yazıldı. Suriye, etnik çatışma, köktencilik ve laiklik eksenli kutuplaşma, olası bir ''Kürdistan'' üzerinden ele alındı. Ya da salt siyasal söylem ve diplomatik manevralar üzerinden Suriye'nin siyaseti ve geleceği ağızlarda sakız gibi çiğnendi. 

Gerçek meseleleri tartışmak komplo teorisyenlerine ve benim gibi amatör ruhla siyasete bakanlara kaldı. Buna mukabil, Suriye deyince su meselesini, enerji ve hammadde sevkiyatı meselelerini diğer tüm meselelerden önde görenlere komplo teorisyeni dendi. İtiraf edelim komplo teorisyenlerinin yazmaktaki rahatlığı sayesinde arada doğru şeyler söylemesi olağan. Bunlardan birine değinelim: Trump'ın yeni kabinesinin yıldızlarından ve babasıyla amcası siyaset uğruna öldürülen, komplo teorisyeni, aşı karşıtı, çevre hukukçusu Robert F. Kennedy Jr (RFK Jr.). 

RJK Jr.'a göre Suriye'deki ''ayaklanma''nın ve Suriye'deki savaşın ardında 2009'da Esad'ın reddettiği ve şimdilerde hayata geçirilmek üzere uğraşılan Katar-Avrupa bağlantısı kuracak doğalgaz boru hattı projesi yatıyor. Yanlış mı? Tek etken bu mu? Tartışılır. Ne var ki, bu mesele pek çok akademik yayında hepten es geçiliyor. 

Akademinin, eski anlatıların ve konvansiyonel medyanın çökmesiyle, ''gerçek''lerin ve elbette ''komplo teorileri''nin yayılma hızı arttı. Bu nedenle, ''gerçek''i saptamak her zamankinden daha da zor. Fakat ''gerçek''i sansürlemek imkansız. Onun yerine ''gerçek'' görünümlü bir sürü yalan yaymak gerekiyor. Bu hızda bir yalan üretim veya ''gerçekler''i paylaşma cüreti akademik titizliği solda sıfır bırakıyor. Akademinin bu hıza yetişmesi imkansız. 

Eski anlatıların cazibesi de çöküyor. İster liberal ister Marksist olun, Wall Street'e, büyük sermayeye karşı Trump gibi bir adamın şansı olmadığında hemfikir olursunuz. Devletle sermaye ilişkisini tarif edecek kavramsal seti kuramadığımızdan bu konuda sağlıklı tartışmanız da mümkün olmaz. Benzer sorunlar Türkiye, Macaristan, Rusya, hatta Fransa ve Almanya siyasetini anlamlandırmaya çalışırken de ortaya çıkıyor. 

Bu sorunları açıklamaya çalışan eski teoriler ve ezberler çökünce geriye mistisizm ve komplo kalıyor. İlk akla gelen, açıklamalarımıza tehlikeli bir kavramı koyup boşluğu doldurmak: Derin Devlet. 

''Derin Devlet''i kattığımız an, kafalar çok rahat. Ne siyasete gerek var ne bilime. Ne de olsa, asla derinin en derinine varamayacağız. Tüm görünüşler yanıltıcı. Herkes her şeyi yapabilir. Çünkü arkada derinler, arguvaniler, aksaçlılar vb. var. Herhangi bir aktör ezber bozan bir hareket mi yaptı? Fail belli derin devlet. Herhangi bir aktör inanılmaz bir hata mı yaptı? Muhakkak derin devlet korkutmuştur. O halde, görünenleri tartışmaya gerek var mı? 

Bu meseleyi hafife almayalım. ''Derin Devlet'' terimine başvuranlar ahmak yahut cahil değil. Tarif edemedikleri, anlamlandıramadıkları süreçleri anlamaya çalışıyorlar. Denetimsiz bir gücün varlığının farkındalar. Bazılarınız hala kuşkulu... Eminim. 

Boşverin derin devleti. Kayıt dışı ekonomi ve suç ekonomisi hepimizin malumu. Bu ekonomiyi döndüren çarkları, istihbarat güçlerinin, mali suç uzmanlarının fark etmemesi mümkün mü? Bu büyük çarkların 5-6 aileyle dönmesi mümkün mü? Elbette değil. O halde bir sürü tanık, bir sürü azmettirici, bir sürü fail ve bir sürü suç ortağı var. Böyle büyük bir yapının siyasete etkisinin hatta çok büyük bir etkisinin olmaması mümkün mü? Elbette değil. Peki, o halde niye analizlerimizde, araştırmalarımızda, söylemlerimizde bunu es geçiyoruz. Omerta sadece mafya üyelerinin bir yemini değil. 

Omerta, akademinin, siyasetin, hepimizin kendi aramızda kurduğumuz bir yemin. Hepimizin hissettiği ama görmezden geldiği bir güç ve ağ var. Bu güç ve ağı, sağduyulu, bilimsel ve komplo teorisi olmayan bir yaklaşımla ele almadıkça bu güç ve ağ, milyonları sevk ve idare etmeye devam edecek. 

Süreçleri sakin ve akıllıca analiz etmedikçe, karar verici görünümlü siyasetçileri göklere çıkarır veya yerden yere vururuz. Dürüst ve samimi olalım. Hepimiz bu ağın doğrudan veya dolaylı olarak parçasıyız.