Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
46,8931
Dolar
Arrow
40,0731
İngiliz Sterlini
Arrow
54,5306
Altın
Arrow
4282,0000
BIST
Arrow
10.358

Uyanır mıyız?

Ahmet Hamdi Tanpınar, Saatleri Ayarlama Enstitüsü adlı romanında Hayri İrdal'a söyletir: ''Evet, bir kere bile kimse bana gittiğini söylemediği halde, yedi sekiz defa geldi; ve o geldi diye biz sevincimizden, davul zurna, sokaklara fırladık.''

Şimdilerde de ''barış'' geliyor. Barışın gidip de savaşın hüküm sürdüğü dönemler söylenmediği halde ''barış'' geliyormuş. Hadi inşallah!

Fakat barışın sınırını iyi çizmek gerek. Seneye bir başka terör örgütünün en büyük çılgınlığının 10. yılı olacak. Bakarsınız, onunla da barışılır.

''Barış'', ''özgürlük'', ''huzur''... bunlar güçlü kavramlar. ''Analar ağlamasın'' da güçlü bir çağrı. Artık hepsi tükendi bunların.

''Huzur'' diye diye 12 Eylül rejimine; ''özgürlük'' diye diye Amerikan işgaline ikna oldu milyonlar. Şimdi de güçlü söz ''barış''.

Kısa günün karı da yok değil. ''Barış Akademisyenleri'' adı verilen KHK ile ihraç edilen akademisyenlere Danıştay'dan güzel haber geldi. Danıştay'ın karar metninde, ''terörle iltisaklılık'' ifadesini mercek altına aldığını görüyoruz. Ne idüğü belirsiz ''iltisaklılık'' belki de artık tarih olur. Böylece, geçmiş mağduriyetler tazmin edilir ve yenileri yaşanmaz.

PKK'nın doğrudan ve dolaylı çağrılarına ve ''saf'' solcuların ''insancıl'' zaaflarına aldanıp bir metne imza atan akademisyenlerin yaşadıkları mağduriyetten kurtulmalarının yolu açıldı.

Demek birileri ''barışmak'', ''normalleşmek'', ''yumuşamak'', ''helalleşmek'' istiyor.

Bu kavramlar kulağa hoş gelse de dikkat etmek gerek.

Fethullahçı Terör Örgütüyle de anlaşılacak mı?

Bunca yıl işsiz kalan, işinden atılan, tutuklanan, mahkum olan kalabalıklar ve FETÖ militanları da affedilecek mi? Pandoranın kutusu açıldı bir kere. Kimlerin serbest bırakılacağı, kimlerin içeri gireceği belli olmaz.

Ülkemizde, kurumlara, yargıya, siyasete, birbirimize güvenimiz yerlerde. Hal böyle olunca silahların sustuğuna, PKK'nın kendini feshettiğine mi sevinsek yoksa bu işin ardında bir kumpas mı beklesek... Bilemiyor insan.

Çeşitli etnik grupların, çeşitli tarikatların ve örgütlerin temsilcileri üzerinden siyaset yapmak yerine hukuku, adaleti merkeze alıp tüm yurttaşlarla barışsak, geleceğe yönelsek daha hayırlı sanki. Ama olmaz! Hukukun tam olarak tesis edilmeyip hukukun zamana ve ihtiyaca göre çiğnendiği bir düzen gerek yönetenlere.

Yönetilenler mi dediniz? Onlara neyin gerektiğini konuşmaya ne gerek var. Onlar usul usul bekliyor.

Napolyon'un söylediği rivayet edilen bir söz var: ''Bırakın Çin uyusun, Çin uyanınca yer yerinden oynar''. Biz de bırakalım yönetilenler uyusun. Yönetilenler uyanırsa... Bilmem... Uyanır mı sizce?