Hamas’ın İsrail’i ve İsrailli sivilleri hedef alan 7 Ekim 2023 saldırılarından bu yana devam eden, İsrail’in Gazze’deki askeri operasyonları, bu çatışmanın tarafları dışında bir ülkeyi, kendi mücadelesinin geri plana düşecek olması endişesiyle daha da çok kaygılandırdı. Bu ülke, hiç kuşkusuz Ukrayna’ydı.
Önceki yazılarda sözü edildi: Batı basınında, giderek, ölmüş atın mı kırbaçlanmakta olduğuna dair sorgulamalar artıyor. Zelenskiy tek başına mücadele eden yalnız kahraman olmak ile beyhude bir kavgayı sürdürmekte inat etmek arasında gidip gelen betimlemelerle anılıyor.
Gazze’deki çatışmalar, Batı için en azından şimdilik hem Ukrayna meselesini ikinci plana itti hem de bu ülkeye yapılmakta olan güçlü askeri ve mali desteğin sürdürülüp sürdürülmemesi hususundaki kuşkuların daha yüksek perdeden seslendirildiği bir iklim yarattı.
Önümüzün kış olması nedeniyle zaten durgunluğa girecek olan askeri çatışmalar, bu meselenin de, bu meseleye dair verilecek yeni kararların da en azından beş altı ay kadar ikincil planda kalmasını sağlayabilir. Yine de bu meseleye dair yeni bir stratejinin belirlenmesi gerektiğine dair çağrılar, ABD liderliğinin organik aydınlarınca çoktan dillendirilmeye başladı bile.
Elbette Ukrayna meselesinde bu noktaya gelinmiş olmasında Gazze krizinin yalnızca tetikleyici bir rolünün bulunduğu ileri sürülebilir. Yoksa esas etken, Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimine karşılık bu ikincisinin pek çok gözlemciyi şaşırtan uzun soluklu direniş performansına rağmen günün sonunda kendisinden beklenen karşı saldırısıyla da istenen sonucun elde edilememiş ve cephedeki durumun bir tür “stalemate” tabir edilen yenişememe vaziyetiyle kilitlenmiş olmasıdır.
Rus ekonomisi başlangıçta yaptırımlarla ağır darbe alsa da savaş ekonomisine alışkın Ruslar hızla daha ucuza bile olsa doğalgaz satabilecekleri başkaca pazarlar bulmakta güçlük çekmediler. Yine Rus savaş endüstrisinin yetmediği yerde İran ve Kuzey Kore’ye başvurmaktan da çekinmediler.
Dahası, bütüne bakıldığında, Ukrayna’nın geçtiğimiz yıl boyunca geri aldığı topraktan çok daha fazlasını daha önce Rusya ele geçirmiş bulunuyordu. Son olarak, gerektiğinde cepheye sürmek üzere kullanabileceği pek çok rezerv askeri güce de halen daha sahip bulunuyor. Zaten kısa süren Wagner krizinin ardından Vladimir Putin’in de devlet aygıtı üzerindeki kontrolünü sürdürdüğü anlaşılıyor.
Diğer yandan, Ukrayna açısından, çokça selamlanan karşı saldırısına rağmen, tablo yine de daha az parlak. İlk olarak, hem ekonomisi iyi değil hem de özellikle Batı’nın finansal ve askeri yardımına bağımlı durumda. Cephede muhkem Rus savunma hatlarını yarabileceğine dair bir işaret verebilmiş olmaktan da çok uzak. İşgal girişimine maruz kalmış olmanın sağladığı meşruiyetle dünya kamu kanaatinin önemli bir kesimini kendi lehine seferber etmiş ve uzunca bir süre bu rüzgara yaslanmışken, şimdilerde, varılması hiç mümkün görünmeyen hedefler uğruna sürekli daha fazlasını talep eden bir ülke tablosu çiziyor.
CFR’nin uzun süre başkanlığını yürütmüş Richard Haass ile yine CFR’den ve aynı zamanda Barack Obama yönetimi diplomatlarından olan Charles Kupchan’ın, CFR’nin önemli dış politika dergisi Foreign Affairs’te birkaç gün önce yayımladıkları görüş yazıları, “Ukrayna’da Başarıyı Yeniden Tarif Etmek: Yeni Bir Strateji Araç ve Amaçları Dengelemeli” başlığını taşıyor.
Haass ve Kupchan, Ukrayna’nın ateşkes talep etmesini tam da bu saydığımız gerekçelerle dile getiriyorlar. Tabii, bununla Rusya’yı diplomatik açıdan sıkıştırmış olacağını da ekleyerek, bunun Ukrayna’nın Rusya tarafından ele geçirilmiş eski toprakları üzerindeki iddialarını terk etmeyi gerektirmediğini belirterek bu öneriyi yumuşatmayı ihmal etmiyorlar. Aksi takdirde, hem İsrail’i hem Ukrayna’yı askeri açıdan desteklemenin sürdürülemez olabileceğini ileri sürüyorlar. ABD ordusuyla bağlantılı, etkili düşünce kuruluşlarından RAND da bunun “batık” bir savunma stratejisi olduğunu ileri sürüyor.
Haass ve Kupchan, böylesi bir ateşkesin Rusya için neden kabul edilebilir olabileceğine dair, elbette akacak Ukraynalı kanı kadar Rus kanının da bir süreliğine duracak olması dışında, pek az makul açıklama sunuyorlar. Fakat Birleşmiş Milletler ya da Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı’nı bu tür bir ateşkesi uygulamaya yetkili görüyorlar.
Diğer yandan, arzu edilen Ukrayna’nın zaten yüzde sekseni eldeyken, bu topraklarda refahın artırılmasını ve Ukrayna’nın elde kalan savunması kuvvetlendirilerek, bu ülkenin NATO korumasına benzer bir koruma ile yine Avrupa Birliği ile de hafif bir tür üyelik ile onurlandırılmasını da savunuyorlar. Dahası, Rusya’ya uygulanan yaptırımların, işgal ettiği toprakları bırakmaksızın kesinlikle sonlandırılmayacağının da açıklıkla ortaya konulması gerektiğini de belirtiyorlar.
Hapishaneye bir kez girdi mi önü alınamayan af söylentileri misali, ateşkes söylemleri de cephe gerilerine bir kez düştü mü etkisini silip atmak imkânsıza yakındır. Her ikisi de umuttur, fakat gelişleri uzadıkça umut yerini yılgınlığa bırakabilir. Hoş, Ukrayna cephesinde, yılgınlık ateşkes söylentilerinden çok önce gelmişe benzemektedir. Neyse ki CFR analistlerinin Ukrayna cephesindeki yılgınlığı artırma potansiyeli barındıran çağrılarından yalnızca bir gün sonra, ABD Başkanı Joe Biden adına, The Washington Post’ta yayımlanan görüş yazısı, tam da Zelenskiy’i mutlu edecek bir başlık ve içeriğe sahip olarak artiküle edilmişti.
“ABD, Putin ve Hamas’ın meydan okuması karşısında geri adım atmayacak” başlıklı yazı, Putin’i, bu ilki devlet başkanı diye salt diplomatik nezaket gereği olmasa gerek, Hamas’ın önüne de koymuş oluyordu. Zelenskiy, son Gazze krizinin çıktığı ilk günden bugüne, ülkesinin mücadelesinde İsrail desteğini ve İsrail’le özdeşleştirilmeyi arayan bir çaba içinde bulundu. Hatta İsrail’i ziyaret edeceğine dair haberler çıktı, fakat daha sonra bunun haberleştirilmesinin böylesi bir ziyareti güvenlik zafiyetine maruz bıraktığı ifade edilerek bundan vazgeçildiği de öne sürüldü.
Biden adına yazılmış bu yazının Zelenskiy’i rahatlatmış olması kuvvetle muhtemel ve Biden yönetiminin tüm açmazlarına rağmen henüz Ukrayna meselesinde bir geri adımı doğru bulmadığı anlaşılıyor. Yine de CFR analistlerinin çağrısı, bu tutumun sürdürülmesindeki ciddi zorluklara işaret ediyor.
Biden yönetiminin Ukrayna politikasında henüz bir değişim ilan edilmiş değil, ama bu yönde arayışların başladığı da anlaşılıyor. Biden adına yazılmış görüş yazısı üzerinden, Biden’ın İsrail’e yönelik uzun süredir çizmeye çalıştığı öne sürülen çerçeve ve çizgilerin analizi ise artık bir sonraki yazının konusunu oluşturacak.
Çok Okunanlar
2025 asgari ücret için işverenin beklentisi ve yeni rakam belli oldu
Gelinim Mutfakta 12 Aralık puan durumu: Çeyrek altını bugün kim aldı?
Fatih Altaylı, Sözcü’deki istifaların perde arkasını anlattı
“Batı Kürdistan” kimin olacak? - II
Bugün kimin maçı var? 12 Aralık Perşembe Avrupa Ligi’nde bugün hangi maçlar var?
Suriye’de nasıl bir rejim kurulacağını görmek için Reyhanlı’ya gidin!
Bugün hangi burçlarda değişim var? 12 Aralık günlük burç yorumları
Cihatçı teröristlerden, “ılımlı İslamcı” çıkar mı?
2024 kamu personeli alım ilanları yayımlandı: KPSS’li ve KPSS’siz başvuru
Malmö-Galatasaray maçı Muhtemel 11'ler! Malmö-Galatasaray ne zaman, saat kaçta?