ABD Kongresi, daha Donald Trump yeniden seçilmemiş olmasına rağmen, Ukrayna’daki savaşın finansmanı için açıklanan 61 milyar dolarlık yardım paketini engellerken Avrupa Birliği (AB) ülkeleri de Ukrayna’daki savaşın finansmanının yükünü tek başlarına sırtlanmaya hazırlanıyorlar. Şimdiye dek daha halihazırdaki taahhütlerini bile yerine getirememişlerken, bütünüyle yalnız kaldıkları takdirde bunu nasıl sürdürecekleri merak konusu. Mart ayı itibariyle Ukrayna’ya 1 milyon topçu mermisi sağlamayı taahhüt etmiş bulunan AB içerisinde şimdi bu taahhütlerini yerine getirebilmek için AB dışındaki ülkelerden mühimmat temin edilip edilemeyeceği tartışılıyor.
Diğer yandan, AB’nin deva bulmaya çalıştığı tek derdi bu değil. Fransa başta olmak üzere Avrupa’nın pek çok ülkesinde süregiden çiftçi eylemleri AB’nin tarım sektöründe yeşil dönüşüm hedefiyle de ilgili maliyet artışlarından ve diğer sorunlardan kaynaklanıyor. AB Komisyonu bu rahatsızlıkları dikkate alarak tarım sektöründe birtakım esneklikler ve kolaylıklar sağlayacak tedbirleri değerlendireceklerini açıklamıştı. Eylemlerin Fransa’da en yoğun olmasında, Fransa’nın siyasal eylemlilik yüklü tarihi kadar Emmanuel Macron liderliğinin piyasa yanlılığında gemi azıya almış olmasının da etkisi bulunuyor. En son, geçtiğimiz hafta Belçika’nın Gent kentinde bir araya gelen AB maliye bakanları arasında yine Fransız bakan Bruno Le Maire, Birliğin, Birlik genelindeki menkul kıymetlerin bankalarca, birey ve şirketlere yatırımlar için kullanılması maksadıyla borç olarak verilebilmesini kolaylaştıracak bir güvence mekanizması oluşturma tartışmalarında konseyin en müfrit üyesi olarak öne çıktı.
Menkul kıymet türünden varlıklara yönelik AB düzeyinde bir gözetim mekanizması kurulması ve bunların yatırımcılara kullandırılması durumunda AB garantisi altına alınması projesi olarak özetlenebilecek bu proje için Le Maire, «Il y a chez moi beaucoup d'impatience,», içinin büyük sabırsızlıkla dolu olduğunu belirtmekten geri durmuyordu. Bu yolda gerekirse Fransa’dan ayrı bir devletle bile yola çıkmaya hazır bulunduğunu da ifade eden Fransız bakan, “2, 3, 4, 5 devlet, fark etmez,” derken, karşısındaki çoğunluk, başta Almanya, daha mutedil giderek, önce 27 AB üyesi ülkeyle hep birlikte yol yürünüp yürünemeyeceğinin görülmesini istiyordu. Hatta Le Maire, daha da ileri giderek, Avrupa bankalarındaki 35 trilyon avrodan 10 trilyondan fazlasının, «dorment sur des comptes bancaires», banka hesaplarında “uyuduğunu”, bunların kullandırılması gerektiğini ileri sürüyordu. Bu aşırılık ve kaynak bulma telaşı, AB’nin Ukrayna savaşı patlak verdikten sonra dondurduğu Rus malî varlıklarının kullanılması gerektiğine dönük tartışmalarda da kendisini gösteriyor.
AB genelinde bir malî gözetim hususunda herhangi bir uzlaşıya varılabilmiş değil. Konu bakanların tekrar toplanacağı 12 Mart’a ertelenmiş gibi duruyor. 21-22 Mart’ta gerçekleştirilecek AB liderleri arasındaki toplantıdan önce bu konuda bir formüle erişilip erişilemeyeceğini göreceğiz. Bu çabaların nihai hedefi bir tür Sermaye Piyasaları Birliğine varılabilmesi. Bu konuda, Gent’teki bu toplantıda Avrupa Yatırım Bankası’nca sunulan öneriler de mevcut. Bu öneriler de yine tarım sektörüne yatırımlar ve özellikle kuraklığın etkilerine karşı koruma ile etkin su döngüsü yaratma gibi hedefler içeriyor. Güvenlik ve savunma alanında yeni teknolojilere ve altyapıya dönük yatırımlar, yeşil ve dijital dönüşüm ve çip üretimi gibi kimi stratejik teknolojilerin yeni finansman araçlarıyla desteklenmesi de açıklanan hedefler arasında.
AB genelinde, özellikle Çin’le pek çok kritik sektörde girilen rekabet koşulları altında, bir tür “yatırım açığı” bulunduğundan şikâyet ediliyor. Avrupa Yatırım Bankası’nın sunduğu finansmanın yarısının halen “uyum bölgelerine”, “cohesion regions”, gidiyor olması, Birlik genelinde yaşam standartlarının örtüştürülmesi, “convergence”, çabalarıyla sermayeyi teşvik çabaları arasındaki uyuşmazlığın en açık göstergesi konumunda. Trump’ın çevre konusunda yeşil dönüşüme yönelik çabalara saldırdığı bilinmekle beraber, şimdi Almanya’daki göçmen karşıtı AfD’nin lideri Alice Weidel de bu çabaları “maliyetli bir çöp” olmakla itham ediyor. Yalnızca Trump ya da AfD de değil, Avrupa’da bu konuda daha önce olumlu niyet bildirmiş siyasî partiler bile finansal sıkışmışlık koşullarında isteksizlik belirtileri sergiliyorlar. Çin’in ardından ikinci ve üçüncü en çok karbon salınımına neden olan ABD ve AB’nin burada birkaç yıl için bile tutukluk sergilemesinin gezegen için çok ağır sonuçları olacağı kaygısı çokça dile getiriliyor. Böylesine hayatî bir meselede bile ciddi bir isteksizlik ortadayken, Ukrayna’nın Rusya’ya karşı yürüttüğü askerî mücadelenin desteklenmesinde de zorluklarla karşılaşılması elbette şaşırtıcı değil. AB yetkilileri bahara dek 1 milyon topçu mermisi taahhütlerinin yalnızca yarısını yerine getirebilmiş olacaklarını teslim ediyorlar.
Ukrayna’ya yönelik mühimmat desteği taahhüdünün yerine getirilememesinde AB ülkelerinin onlarca yıldır devlet kaynaklı ya da konvansiyonel askerî tehditlere muhatap olmamalarının yarattığı bir yatırımsızlık durumu da rol oynuyor. Aslında bu sorunun, ABD’nin olası bir içe dönmesi durumunda, Avrupa için daha büyük riskleri beraberinde getireceği kaygıları da dile getiriliyor. Avrupa’nın savaş dönemi sanayi üretimini yeniden öğrenmesi gerektiği argümanı sıklıkla tekrar ediliyor. AB’nin, yeşil ve dijital dönüşüm, yaşam standartlarının örtüştürülmesi, Ukrayna’nın desteklenmesi ve kendine ait bir savunma kapasitesinin inşa edilmesi hedefleri karşısında karamsar bir görünüm çizdiği muhakkak. Bu hedefler arasında, bazılarını diğerlerinin aleyhine öncelemesi gerekecek. Bu tercihleri ise gerek Birlik sathında gerekse de tek tek üye ülkeler özelinde hep birlikte izleyip göreceğimiz siyasî mücadeleler belirleyecek.
Çok Okunanlar
2025 asgari ücret için işverenin beklentisi ve yeni rakam belli oldu
“Batı Kürdistan” kimin olacak? - II
Fatih Altaylı, Sözcü’deki istifaların perde arkasını anlattı
Teğmenlere 'İtirafçılık' dayatması mı?
Bugün hangi burçlarda değişim var? 12 Aralık günlük burç yorumları
Suriye’de nasıl bir rejim kurulacağını görmek için Reyhanlı’ya gidin!
Fenerbahçe evinde Athletic Bilbao’ya kaybetti
Bugün kimin maçı var, ne zaman, saat kaçta? 11 Aralık maç programı nasıl?
Cihatçı teröristlerden, “ılımlı İslamcı” çıkar mı?
Rıdvan Dilmen Mourinho'yu tiye aldı