Yakla?ık bir hafta önce Rusya başkanının geleneksel basın toplantısı gerçekleşti. Her yılın sonunda, Rus vatandaşlarının sorularını yanıtlamak artık bir gelenek haline geldi. Yaklaşık 5 saat süren basın toplantısında pek çok konu konuşuldu. Soruların çoğu beklendiği gibi Rusya ile Ukrayna arasındaki savaşla ilgiliydi.
"Büyük bir trajedi, kardeşler arası bir savaş" olarak Putin’in nitelendirdiği savaşın, Rusya hedeflerine ulaşana kadar devam edeceğini ve ancak hedeflere ulaşıldığı zaman sona ereceğini ilan etti.
Hedefleri hatırlatalım: Ukrayna'nın tarafsızlığı, askerlerden ve Nazilerden arındırılması. Ancak yabancı gazetecilerin, Putin'in Karadeniz liman kenti Odessa hakkında ısrarcı bir şekilde, "Odessa'nın bir Rus şehri olduğunu herkesin bildiğini" belirtmesi dikkatlerden kaçmadı. Putin’e göre, Ukrayna'nın güneydoğusunda yaşayanların tamamı her zaman Rusya yanlısı olmuştur. Bu bölge Rus-Osmanlı savaşlarının ardından Rusya'ya bırakılmıştır. Her ne kadar savaş başladığında birçok yabancı siyasal yorumcular, Rusya'nın Karadeniz şehirlerini ele geçirerek Ukrayna'nın denize erişimini engellemek istediğini belirtse de Rusya, yukarıda belirtilen hedeflere ulaşmak istediğini açıklayarak bu suçlamaları reddediyor. Ancak Odessa ile ilgili Putin'in açıklamaları Rusya'nın aslında başka amaçlar peşinde olduğunu gösteriyor.
ODESSA – RUS İMPARATORLUĞUNUN TACINDAKİ MÜCEVHER
Odessa şehri, Rus İmparatorluğu'nun Osmanlı İmparatorluğu'na karşı Çarlık zaferinden iki yıl sonra, 1794 yılında Büyük Katerina'nın emriyle kuruldu. Odessa, yüzyıllar boyunca çok sayıda millete ev sahipliği yapmıştır. Bugün bile Odessa'nın etnik-sosyal yapısı çok çeşitlidir. Muazzam stratejik öneme sahip liman şehri, SSCB'nin Balkanlara, Orta Doğu'ya ve dünyanın geri kalanına açılan tek kapısını temsil ediyordu.
Odesa'nın ele geçirilmesi Ukrayna’nın Karadenizle irtibatını keser ve onu bir kara ülkesi haline getirir. Bu durum Ukrayna ekonomisine dramatik bir darbe indirmek anlamına gelir. Odessa, Karadeniz'deki en önemli liman olup halen Kiev tarafından kontrol edilmektedir. Ukrayna'nın üçüncü büyük şehri, Tuna nehrine çok yakın. Uluslararası havaalanı ve bu bölgeden geçen demiryolları var, Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarına malların ihraç edildiği bir noktadır. Karadeniz, İstanbul Boğazı ve Çanakkale Boğazı ile Akdeniz'e bağlanan kıtalararası bir limandır. Rusya, AB, ABD, Çin gibi büyük güçler jeopolitik, jeostratejik, siyasi ve ekonomik politik anlayışlarını Karadeniz'i ve komşu coğrafyayı dikkate alarak inşa ediyorlar.
Odessa'nın, Rus 14. Ordusu'nun konuşlandığı Transdinyester'e (Moldova doğusunda ayrılıkçı bir bölge ) sadece 100 km uzaklıkta olduğunu da belirtelim. Bu, Odessa'nın, yani tüm Karadeniz kıyısının Ruslar tarafından ele geçirilmesi durumunda Rusya'nın Transdinyester'e ulaşmasına engel kalmayacağı anlamına geliyor. Bugün Doğu Avrupa ve bu bölge için büyük tehlike oluşturan Transdinyester'de Rusya’ya ait yaklaşık olarak 20.000 ton mühimmat deposu vardır.
Ukrayna'nın Rusya’ya karşı taaruzu başarısız oldu. Hem Ukraynalıların hem de Batılı ülkelerin umutları suya düştü. Putin bunun farkında. Ukrayna'nın 1991 sınırlarına döneceğine inanmak giderek zorlaşıyor. Daha da karamsar bir senaryo, ABD ve Avrupa ülkelerinin Ukrayna'ya maddi ve mali olarak yardım etmemesi durumunda yeni toprakların kaybedilmesi bile olabilir. ABD'de Cumhuriyetçiler Biden yönetiminin önerdiği 106 milyar dolarlık paketi bloke ettiler. Gallup anketinin sonuçlarına Amerikalıların %41'inin "ABD'nin Ukrayna için çok fazla şey yaptığına" inandığını, %33'ünün ise "yardımların yeterli" olduğunu düşündüğünü gösteriyor. Avrupa'da ise Macaristan Başbakanı Victor Orban, 50 milyar avroluk desteğin kabul edilmesini engelledi.
Karadeniz Rusya ile NATO'nun karşı karşıya geldiği bir denizdir. Karadeniz havzasının Türkiye, Bulgaristan, Romanya’nın yanında Ukrayna ve Gürcistan'ın da NATO'nun bir parçası olması durumunda Rusya’nın kontrolü zorlaşacaktır. Bu nedenle Ukrayna kıyılarının Rusya tarafından ele geçirilmesi, Karadeniz'in NATO ülkeleri tarafından kontrol edilen bir havzaya dönüşmesinin engellenmesi anlamına gelecektir. Rusya için Karadeniz her zaman emperyal kimliğinin vazgeçilmezi olmuştur.
Halford Mackinder'ın Kara Hakimiyeti Teorisine göre, Doğu Avrupa’yı (Karadeniz ile beraber) yöneten Kalpgah’ı (Avrasya’nın kalbi) yönetir. Kalpgah’ı yöneten dünya adasını yönetir. Dünya adasını yöneten dünyayı yönetir. Putin, Vladimir Solovyov, Nikolay Berdyaev, Aleksandr Dugin, Ivan Ilyin, Evgeny Korovin, Egor Kholmogorov gibi sevdiği Rus filozofların eserlerinin yanı sıra elbette İngiliz Mackinder'in eserlerini de okuduğunu ve etkilendiğini göstermektedir.
Çok Okunanlar
Gelinim Mutfakta kim elendi? 10 bileziği kim aldı? 22 Kasım 2024 puan durumu
22 Kasım 2024 burç yorumları
Fenerbahçe En-Nesyri için Al-Nassr'den gelen rekor bonservisi reddetti
Netenyahu'yu tutuklayacak ülkeler belli oldu!
BEDAŞ 22 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Lüks araba markası Jaguar logosunu neden değiştirdi? Yeni logosu ne oldu?
Bakan Yusuf Tekin'den Teğmen Ebru Eroğlu ve diğer teğmenleri kurtaracak karar!
21 Kasım 2024 reyting sonuçları: Perşembe günü hangi yapım birinci oldu?
Mauro Icardi’nin Greeicy ile kulis paylaşımı Nara’yı çileden çıkardı
İsmi Fenerbahçe ile anılıyordu: Al Nassr'da flaş Talisca gelişmesi