Alman "Bild" gazetesinin geçtiğimiz günlerde Almanya Savunma Bakanlığı tarafından hazırlanan, Almanya ve diğer NATO ülkelerinin 2025'te Rusya'dan gelecek bir saldırıya hazırlandıklarını belirten bir raporunu yayınlamasının ardından, giderek daha fazla yorumcu ve stratejist bu konuyu tartışmaya başladı. Aynı raporda, Ukrayna'da savaşın başlamasının üzerinden 2 yıl geçtikten sonra Şubat ayında Rusya'nın 200 bin askerini seferber edeceği, Haziran-Temmuz aylarında Rusya'nın Baltık ülkelerindeki durumu istikrarsızlaştırmaya çalışacağı belirtiliyor. Bunu, Ukrayna'ya karşı savaşta Rusya'nın müttefiki olan Belarus aracılığıyla mümkün kılacağı değerlendiriliyor. Bu konu sadece bir senaryo da olsa unutmayalım ki iki yıl önce Ukrayna'ya Belarus topraklarından (kuzeyden) saldırı olduğunu gözardı edemeyiz.
Bölgedeki yüksek siyasi gerilim ve çok sayıda NATO askeri müfrezesinin Belarus ve Rusya sınırında yoğunlaşması göz önüne alındığında, Baltık ülkelerinin gizli servislerinin Rusya'nın bu bölgedeki eylem planlarını bilmesi ihtimal dahilindedir. Pek çok yorumcu, Ukrayna'daki savaşın kuzeye, küçük nüfuslu Baltık ülkelerine yayılabileceği görüşünde. Eski Sovyet ülkeleri olan Baltık ülkelerinin 2004 yılında NATO'ya katılması Rusya'yı çok kızdırmıştı. Aynı duyguyu Rusya, 2023 yılında Finlandiya'nın NATO'ya katılmasıyla da yaşadı. Finlandiya’nın NATO'ya zorla "çekildiğini" iddia eden Rusya, Finlandiya’yi defalarca tehdit etmekten çekinmemişti. Rusya, NATO’yu Finlandiya ile Rusya arasında yapay bir çatışma yaratmakla suçlamaktadır.
Bu eleştirilerden sonra Finlandiya, sınıra askeri birlikler konuşlandırarak sınırını güçlendirme kararı aldı. Rusya da boş durmadı. Kremlin, Rus ordusunun Leningrad Askeri Bölgesi'ni oluşturmaya ve Rusya'nın NATO sınırındaki askeri duruşunu güçlendirmek için kuzeybatı Rusya'ya askeri birlikler göndermeye başladığını duyurdu. Polonya ayrıca ülkenin doğu sınırına da ek birlikler konuşlandırdı. Ülkemizde de gündemde olan İsveç’in NATO’ya katılma olasılığının gerçekleşmesi durumunda, Baltık Denizi NATO gölü haline gelecek ve Rusya’nın hareket alanı daha da daralacaktır.
Önümüzdeki aylarda NATO güçleri bu bölgede çeşitli askeri tatbikatlar gerçekleştirecek. Aynı Alman gazetesi, Rusya'nın, mevcut ABD başkanının iktidardan ayrılması ve bir sonraki ABD başkanının seçilmesi dönemine denk gelen Kasım 2024 ile Ocak 2025 arasında NATO'ya saldırabileceğini yazıyor. Rusya, Donald Trump'ın seçimi kazanacağını umuyor ve onun görev süresi boyunca "her şey olabilir" diye değerlendiriyor.
Baltık Denizi bölgesi ve bugünkü Polonya toprakları, I. ve II. Dünya Savaşlarında da kullanılan önemli savaş alanlarıydı. Coğrafyayı bilenler, Batı basınında "Avrupa'nın en savunmasız yeri" ve "Putin'in saldıracağı bir sonraki nokta" olarak adlandırılan "Suwalki Koridoru"nun burada bulunduğunu iyi biliyor. Litvanya ve Polonya arasındaki bu yaklaşık 100 km'lik kara şeridi, Beyaz Rusya ile Rusya'nın eksklavı Kaliningrad'ı birleştiriyor. Birçok yorumcuya göre burası Avrupa haritasındaki en tehlikeli noktadır. Eğer Rusya doğrudan NATO'nun karşısına çıkmak isteseydi, bunu bu bölgede yapardı. Suwalki Koridoru, Baltık NATO üyesi devletlerini diğer NATO devletlerine bağlayan tek kara şerididir.
Kaliningrad bölgesi, Rusya'nın Baltık Denizi'ndeki tek donmayan limanına ve Rusya'nın Baltık Denizi filosuna ev sahipliği yapması nedeniyle Rusya için büyük bir stratejik öneme sahiptir. En büyük sorun, Kaliningrad'ın Rusya ile kara sınırının olmaması, bu da Rusya'ya ve Rusya'dan mal ihracatını veya ithalatını zorlaştırıyor. Geçtiğimiz yıl, Rusya'nın yoğun şekilde militarize ettiği Kaliningrad bölgesinde, Litvanya'nın demiryoluyla malların Kaliningrad'a taşınmasını yasaklayacağını duyurması nedeniyle siyasi gerginlik büyük ölçüde artmıştı. Ancak Rusya'dan gelen birkaç sert açıklamanın ve Alman başbakan Olaf Scholtz ısrarı ile Litvanya kararını değiştirdi. Rus medyasında çok sık tartışılmasa da Kaliningrad bölgesinde ayrılıkçı duygular oldukça belirgin. 2014 yılında Rus basınında "Kaliningrad ve Ural bölgesi Sibirya örneğini takip ederek kendi cumhuriyetlerini istiyor", "Kaliningrad bölgenin federalleşmesinden yana", "Kırım geldi, Kaliningrad gidiyor mu?" gibi manşetler yayınlandı. Ayrıca 2014 yılında Rusya'nın Kırım'ı ilhak etme eylemlerine karşı birçok protesto düzenlendi. Rusya'nın Kırım'ı ilhak etmesinden sonra Baltık ülkeleri kendi güvenlikleri konusunda endişelenmeye başladı.
Amerikan araştırma merkezi RAND'ın 2015 tarihli bir raporunda, Rus ordusunun 3 Baltık ülkesini maksimum 60 saat içinde fethedebileceği belirtiliyor. Bu ülkelerin ancak yaklaşık 180 gün sonra NATO tarafından geri alınabilecek olması, buralardaki asker sayısının artırılmasıyla savunma planının revize edilmesini talep ediyorlar. Baltık ülkelerinin vatandaşlarının neredeyse %25'inin Rus veya Belarus etnik kökeninden oluşması, Rus saldırısı öncesinde ve sonrasında önemli bir istikrar sorunu oluşturacaktır. Mesela 2 gün önce Estonya’da, Moskova adına casusluk yaptığından şüphelenilen Rus profesörü tutuklandı.
Çok Okunanlar
Gelinim Mutfakta kim elendi? 10 bileziği kim aldı? 22 Kasım 2024 puan durumu
22 Kasım 2024 burç yorumları
Fenerbahçe En-Nesyri için Al-Nassr'den gelen rekor bonservisi reddetti
Netenyahu'yu tutuklayacak ülkeler belli oldu!
BEDAŞ 22 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Lüks araba markası Jaguar logosunu neden değiştirdi? Yeni logosu ne oldu?
Bakan Yusuf Tekin'den Teğmen Ebru Eroğlu ve diğer teğmenleri kurtaracak karar!
21 Kasım 2024 reyting sonuçları: Perşembe günü hangi yapım birinci oldu?
Mauro Icardi’nin Greeicy ile kulis paylaşımı Nara’yı çileden çıkardı
İsmi Fenerbahçe ile anılıyordu: Al Nassr'da flaş Talisca gelişmesi