Enformasyon olmaksızın tek bir mücadele ya da savaş kazanılamaz. Bu tür bir meydan okumanın sonuçları, bir tarafın enformasyonu profesyonel bir şekilde ne kadar iyi kullanabildiğine ya da belki daha da önemlisi, kimin daha çok bilgiye sahip olduğu, düşmanın stratejisinden, planından ve faaliyetlerinden haberdar olduğuna bağlıdır. Enformasyon, bir savaşta zafer kazanmak için vazgeçilmez bir araç olarak gösterilirken, birçok araştırmada bir silaha benzetilmesinden söz edilmektedir. İnsanoğlu teknolojik iletişim devrimine tanıklık ettiği için, enformasyon yeni bir keşif alanı bulmaya ve çeşitli deneyimlere konu olmaya başlamıştır.
Enformasyonel sınırların kaybolduğu küreselleşen dünyada, insanlar aynı bilgiyi paylaşmaya ve tartışmaya meyilli olmaktadır. Güçlü aktörler diğerlerinin ne izleyeceğine, ne okuyacağına ya da dinleyeceğine “karar vermektedir”. Sonuç olarak, enformasyon ve medya emperyalizmi gibi bir terim akademik camiada geniş çaplı tartışılmaya başlanmıştır. 20. Yüzyılda emperyalizm kavramı, ağırlıklı olarak Marksist kuramcılar (Nicolay Buharin, Vladimir Lenin, Rosa Luxemburg, vb.) tarafından geliştirilmiştir. Günümüzdeki araştırmacılara göre; onlar klasik emperyalizmi analiz ettikleri, tartıştıkları ve eleştirdikleri için, emperyalizm enformasyon emperyalizmi şeklini almıştır. Çünkü bizim yaşadığımız Dijital Çağ’da, bir silah olarak enformasyon, güç ve bu güce sahip olanın diğerleri üzerinde en kurnaz şekilde üstünlük kurması demektir.
1914’te Lenin, emperyalizmin kapitalizmin en üst aşaması olduğunu belirtmiş ve emperyalizmi şöyle tanımlamıştır: “Tekeller, oligarşi, hâkimiyet için uğraşma, özgürlüğün olmaması, en zengin ya da en güçlü uluslar tarafından küçük ya da zayıf ulusların sayısının artmasının kötüye kullanılması — tüm bunlar parazit veya çürüyen kapitalizm olarak tanımlanmaya zorlanan emperyalizmin ayırt edici özelliklerini ortaya çıkarmıştır.”
Lenin'in emperyalizm tanımı, klasiktir ve gelişmemiş ulusların sömürülmesi daha fazla mali sermaye üstünlüğü demektir. Emperyalizmin modern veya post-modern tanımı için ise, siyaset, kültür, ekonomi, demografi, ordu, din vb. konulara işaret ettiği söylenebilir. Lenin’in emperyalizm tanımı ile medya sektörü tanımı ilişkilendirildiğinde, medya sektörünün günümüzde geçtiği süreçler kolaylıkla fark edilebilir. Örneğin; bu süreçlerden birisi başlıca zengin ve güçlü ülkelerde hatta başlıca Amerika Birleşik Devletleri’nde bahsedilen bir kavram olan medya endüstrisi içerisindeki medya konsantrasyonudur.
ABD’deki medya şirketleri, büyük gelirler elde ederek küresel oyunculara yol gösterme eğilimindedirler. Fakat aynı zamanda da birçok eleştiriye maruz kalmaktadırlar. 1980’den başlayarak tüm dünya bir liberalleşme sürecine maruz kalmıştır, teknolojik gelişmeler ve yenilikler medya endüstrisini etkilemiştir.
Bu bağlamda liberal politikalar, devlet tekelini azaltmış ve medya sektörü de dahil olmak üzere kısmen özelleşme süreci tüm sektörlerde başlamıştır. Bu durum kamu yayıncılığı sektöründe önemli değişimler ortaya çıkarmıştır. Özel TV kanalları ile kamu yayıncılığı sektörünün ciddi rekabetinden dolayı, durumu düzeltmeye çalışırken çalışma şekli değişmek zorunda kalmıştır. Dahası, küreselleşme süreci medya endüstrilerini ulusal olmaktan uluslararası olmaya yöneltmiştir ve mantıklı bir sonuç olarak, yurt dışından da yatırımlar gelmeye başlamıştır. Liberalleşme süreci aynı zamanda medya kuruluşlarının mal paylaşım alanını da değiştirmiştir. Böylece yatay medya sahipliği (medyanın aynı sektör içindeki sahipliği), dikey (aynı sektör içindeki aktivitelerin karşılıklı sahipliğine denk gelmektedir, ancak iki ya da daha fazla sahneyi kapsamaktadır, örneğin: televizyon programı yapma ve aynı zamanda yayıncılık yapma) ve karşılıklı medya konsantrasyonları (ya yatay ya da dikey sahipliğe veya her ikisi dahil olabilir) olarak görünmeye başlamıştır.
1983’de, Kahramanmaraşlı doğumlu Amerikalı gazeteci Ben Bagdikian ilk yayını olan “Medya Tekeli”ni yayınladığında (Media Monopoly), ABD’de yaklaşık elli medya şirketinin medyanın yarısından daha fazlasını kontrol ettiğinden bahsediyordu. 1986’da bu sayı yirmi dokuza düştü ve 2000 yılında kitabın basımında sadece altı medya şirketinden veya ABD’nin “büyük altılı” (“Big six”) (Comcast, The Walt Disney Company, News Corporation, Time Warner, Viacom, CBS Corporation) olarak adlandırdığı şirketlerden bahsedilmiştir. Bu şirketler medyanın %90’ını kontrol etmektedir ve bu yüzden medya konsantrasyonu ve tekeli, ABD’nin ulusu üzerinde kendi ulusları ve dünyanın geri kalanı hakkındaki haberler ve enformasyon için olumsuz bir etkiye sahiptir. 2022’de halen altı şirket Amerikan medyasının % 90’ını kontrol etmektedir.
Küreselleşme bağlamında, enformasyon toplumunun sınırları yoktur. Teknolojik gelişmelerle birlikte, örneğin; yerel medya küresel medyaya ve daha fazla ülke, daha fazla performans, daha fazla amaç, daha geniş bir kitle ve belki de en önemlisi daha büyük bir sermaye anlamına gelen küresel medyaya dönüşmüştür. Bütün bunlar medya endüstrisinin karlı bir işe dönüşmesi için uygun nedenlerdir. 20. Yüzyılda insanlar ifade özgürlüğü veya enformasyon özgürlüğü için mücadele ediyordu, 21. Yüzyılda karlı bir iş yapmak amacını takiben medya aktörlerini veya hatta ülkeleri bile etkileme amacı, enformasyon özgürlüğü ilkesinin suistimal edilmesine ve yanlış yorumlanmasına neden olmuştur.
Sonuç olarak, küreselleşen dünyada, enformasyonun tüm boyutlarında, ya etkilemek veya bozmak ya da bilgilendirmek veya yanlış bilgilendirmek, ikna etmek veya yönlendirmek, üstünlük kurmak veya hatta savaşmak gibi çeşitli amaçlarla kullanılan muazzam bir silah olduğu ifade edilmektedir.
Çok Okunanlar
Gelinim Mutfakta kim elendi? 10 bileziği kim aldı? 22 Kasım 2024 puan durumu
22 Kasım 2024 burç yorumları
Fenerbahçe En-Nesyri için Al-Nassr'den gelen rekor bonservisi reddetti
Netenyahu'yu tutuklayacak ülkeler belli oldu!
BEDAŞ 22 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Lüks araba markası Jaguar logosunu neden değiştirdi? Yeni logosu ne oldu?
Bakan Yusuf Tekin'den Teğmen Ebru Eroğlu ve diğer teğmenleri kurtaracak karar!
21 Kasım 2024 reyting sonuçları: Perşembe günü hangi yapım birinci oldu?
Mauro Icardi’nin Greeicy ile kulis paylaşımı Nara’yı çileden çıkardı
İsmi Fenerbahçe ile anılıyordu: Al Nassr'da flaş Talisca gelişmesi