Yurtdışında yaşamak kolay değil, ama eğer bundan en iyi şekilde nasıl yararlanacağınızı biliyorsanız, yabancılar arasında yaşamak harika bir deneyim olabilir. Her gün yeni bir ders gibidir, çünkü her gün yeni bir şey öğreniyorsunuz. Bazen dersler çok zor, bazen kolay oluyor. Bazen söyleneni kabul etmiyoruz, bazen kendimize veya çevremizdekilere cevabını aradığımız soruları soruyoruz.
Türkiye’de dikkatimi çeken çok konu var, ama Türklerin neden her konuşmaya "Nerelisin?" sorusuyla başlamaları özellikle dikkatimi çeken hususlardan biri. Neden bu soruyu sormadan biriyle sohbete devam edemiyorlar? Burada Türkiye'de yaşayan yabancılara sorulmasını kastetmiyorum (buna ayrı bir yazıda değineceğim). Türkler sıklıkla kendi aralarında konuşmaya başlarken, nereli olduklarını soruyorlar. Eğer bu ilk soru değilse, o zaman mutlaka ikinci soru oluyor. Bu sorunun ardındaki sebeplerı merak ettim, araştırdım, iyice düşündüm ve yazdım.
Ülkenin geniş toprakları ve yüzyıllar boyunca pek çok halk için bir geçiş, başlangıç ??noktası veya varış noktası olduğu göz önüne alındığında, Türkiye etkileyici bir kültür, etnik köken, din gibi konularda mozaik bir yapıya sahiptir. İnsan doğasını da etkileyen farklı coğrafya ve iklime sahip bir ülkedir. Bir Türk diğerine nereli olduğunu sorduğunda, muhatabın fiziki görünümünden çıkaramadığı ve konuşmasının şivesini merak ettiği anlamına gelebilir. Bu soruyu büyük şehirlerde İstanbul, İzmir, Ankara gibi, daha sık duyabilme ihtimali yüksek.
İlk bakışta sorulması gerekli bir soru gibi görünüyor. Ancak neredeyse otomatik olarak sorulmasının bir tür basit bir merak olmadığını kanısındayım. Etnik-toplumsal açıdan bakıldığında bireyin toplumdaki sınıflandırılmasının ve konumlandırılmasının bir işaretini temsil ettiğini söylemek yanlış olmaz. Sorulan kişinin cevabı sınıf ve kimliğin, toplumda ne kadar görünür olduğunun göstergesi olabilir. Soru dört büyük hususa dayanmaktadır: kimlik (etnik köken), din (dini tarikat veya mezhep), coğrafya ve sınıf (ekonomik düzey).
Türklerin kimlik sorununun kökeni 100 yıl önce Cumhuriyetin zorlu oluşumuna dayanmaktadır. Modern Türkiye'de, etnik kökene veya konuşulan dile bakılmaksızın tüm millet TÜRK kabul edilir. Atatürk’ün ‘’Ne mutlu Türküm diyene’’ özdeyişi ülkede yaşayan herkesin Türk olduğunu vurgular. Etnik azınlık oldukları için Yahudiler, Ermeniler ve Rumlar bu kuralın içinde mi dışında mı olduğu tartışmalıdır. Nicel olarak büyük bir grup olan Kürtler’in önemli bir bölümü kendilerini Türk olarak görmemeleri/kabul etmemeleri ülkede rahatsızlık doğuruyor. 100 yıl önce Türkiye'de milliyetçiliğin inşası çağın ve şartların gereğiydi. Bu sürecin etkilerinin bugün hala toplumda hissedildiğini söyleyebiliriz.
"Nerelisin?" cumhuriyet döneminin tipik bir sorusudur. Arnavutların, Rumların, Arapların, Çerkeslerin, Romanların, Ermenilerin, Yahudilerin, Kürtlerin olduğu bir ülkede kiminle konuştuğumuzu bilmek istersiniz. Her 10 km'de kültürün değiştiği bir ülkede, bu sorunun bir anlamı/var olma hakkı kabul edilebilir.
Türkiye'nin içinden geçtiği hızlı kentleşme sürecinin, bir kentteki insanların diğer insanlara kentin hangi bölgesinde, hatta mahallesinde yaşadıklarını sormalarına neden olması ilginçtir, çünkü bu çok önemli bir kültürel ve sosyal bilgi veren bir ipucudur. Çoğu zaman yerliler kendilerini göç edenlerden üstün görüyorlar. Hızlı kentleşme ve köyden kente göç, Sivaslılar, Kayserililer, Trabzonlular gibi kişilerin kurmuş oldukları derneklerle görünür olmaktadırlar.
Türkiye'de hemşehrilik ilişkileri ve dayanışması çok yoğun olduğundan, küçük şehirlerden büyük şehirlere gelenler kendi memleketlerinden birilerini arıyorlar. Aynı şehirden veya bölgeden gelen vatandaşlar arasında saygı, sıcaklık ve dayanışmaya dayalı takdire şayan bir yakınlık vardır. Büyük şehirlerde veya metropollerde bile insanlar kendilerini güvende hissetmeleri, anlaşılmak istemeleri, bu nedenle hemşehrileri ile sosyalleşmek, kentsel zorluklarla daha kolay mücadele etmelerine olanak tanır.
Dikkatimi çeken şu ki, çoğu zaman hemşehrilik olgusu çeşitli avantajlar sağlar. Buna bir örnek iş görüşmesi olabilir. Eğer sizinle aynı şehir veya bölgeden gelen bir işverene rastlayacak kadar şanslıysanız emin olun ki iş bulma şansınız daha yüksek olacaktır. Bazı işletmelerde de aynı durum yaşanıyor. İş ortakları hemşehrili ise iş çoğu zaman başarılı olmaktadır.
"Nerelisiniz?" sorusuna "İstanbulluyum" derseniz, size babanızın nereli olduğu sorulacaktır. Eğer babanız da İstanbullu ise o zaman dedenizin nereli olduğu sorulacak. Büyükbabanız örneğin Sivaslı ise o zaman otomatik olarak aslen İstanbullu değil, "Sivaslı" sayılırsınız.
Yerel yurtseverliğin (hemşehrililik) olumlu yanlarının yanı sıra olumsuz yanları da var. Örneğin bir kişinin geldiği şehrin adı, onun bir etiketi gibidir. Bunun nedeni, çeşitliliğin çok kültürlü olduğu bir toplumda, bir kişinin kimliğini algılamak için, kiminle konuştuğunuzu öğrenmek amacıyla klişe ve önyargılara başvurmanın daha kolay ve daha hızlı olmasıdır. Ancak bazen Walter Lipmann'ın "kafamızın içindeki görüntüler" dediği bu klişe ve önyargıların kişiler arası iletişimimizi nasıl etkilediğini kendimize sormalıyız. Kalıplaşmış bir düşünceye dayanarak mı sohbete başlıyoruz yoksa konuştuğumuz kişinin kim olduğunu öğrenecek sabrımız var mı? Etiketleri baştan mı koyacağız yoksa önce insanın kendini ifade etmesine izin mi vereceğiz? Ayrımcılık, düşmanlık, kin, nefret ve aşırı milliyetçilik fikirlerinin desteklenmesine mi yoksa dayanışma ve insanlık fikirlerinin desteklenmesine mi katılıyoruz? Farklılıklarımızı kabul ederek mi insan olalım yoksa bu farklılıkların bizi bölmesine izin mi verelim? Bunlar düşünmeye değer birkaç sorudan sadece birkaçı.
Çok Okunanlar
Gelinim Mutfakta kim elendi? 10 bileziği kim aldı? 22 Kasım 2024 puan durumu
22 Kasım 2024 burç yorumları
Fenerbahçe En-Nesyri için Al-Nassr'den gelen rekor bonservisi reddetti
Netenyahu'yu tutuklayacak ülkeler belli oldu!
BEDAŞ 22 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Lüks araba markası Jaguar logosunu neden değiştirdi? Yeni logosu ne oldu?
Bakan Yusuf Tekin'den Teğmen Ebru Eroğlu ve diğer teğmenleri kurtaracak karar!
21 Kasım 2024 reyting sonuçları: Perşembe günü hangi yapım birinci oldu?
Mauro Icardi’nin Greeicy ile kulis paylaşımı Nara’yı çileden çıkardı
İsmi Fenerbahçe ile anılıyordu: Al Nassr'da flaş Talisca gelişmesi