32 yıl önce, 8 Aralık 1991'de, Polonya sınırı yakınındaki Belavezha ormanında Rusya, Ukrayna ve Beyaz Rusya'nın liderleri, "Belavezha Mutabakatı" olarak tarihe geçen anlaşmayı imzaladılar. Bu anlaşma bir bakıma SSCB için ölüm belgesi sayıldı. SSCB, uluslararası hukukun konusu ve jeopolitik bir gerçeklik olarak varlığını sona erdirdi. Hem coğrafi hem de nüfus bakımından devasa bir birlik, 15 bağımsız devlete ayrılıyordu. Sovyetler Birliği, eleştirmenler tarafından acımasız bir rejim kabul ediliyor, "uluslar hapishanesi", "ütopik bir proje" olarak görülüyordu. Yıllar sonra Rusya Devlet Başkanı Putin (2005'te) SSCB’nin dağılmasını " 20. yüzyılın en büyük jeopolitik felaketi" olarak tanımladı.
Pek çok Rus ve diğer eski Sovyet milletleri için, SSCB'nin çöküşü kalplerinde büyük bir boşluk ve aynı zamanda yaşamın o zamanlar daha iyi olduğuna dair güçlü bir duygu da bıraktı. Bu mega proje 32 yıl önce ortadan kalkmasına rağmen, hala o zamanların nostaljisini yaşayanlar, hayatın daha kolay olduğunu, daha sakin, daha mutlu olduğunu söylüyorlar. Özellikle sosyal medyadaki gruplarda bu tür tartışmalara rastlamak mümkün. Bu polemikler, Türkiye’de uzun yıllardır yaşayan eski Sovyet ülkelerinin vatandaşları arasında da mevcut. Türkiye, komünizmi ve Sovyet rejimini tatmamış olsa bile eski Sovyet rejiminin hayranlarının bulunabileceği bir ülkedir. Bu gruplardan birinde şu soruyu sordum: Neden SSCB döneminde hayat iyiydi ve şimdi kötü? Ya da tersi, neden şimdi hayat iyi ve SSCB zamanında kötüydü? Kişilere göre cevaplar farklılık gösteriyordu. Görüşlerden bazıları şunlardır:
“Dünyanın her tarafına dağılmış olmamıza rağmen artık daha iyi yaşıyoruz. Eskiden çoğumuz denizin ve dağların nasıl göründüğünü bilmiyorduk. Kazandığımız maaşlar yetmiyordu. Köyde iki araba vardı, günde iki kez otobüs vardı ve şimdiki Hindistan gibi kalabalıktı. Hepimiz aynı kıyafetleri giyiyorduk. Çalışkan olsan da tembel olsan da fark etmiyordu, aynı maaşı alıyorduk. Ama eğitim ve sağlık sistemi parasızdı, gelecekten korkmuyorduk, okulda yurt vardı, üniversiteden mezun olunca bir işin ve güvenceli bir hayatın vardı, ailede çocuk doğarsa sana daire ya da arsa verilirdi. Kaygısız yaşıyorduk çünkü SSCB sınırlarının ötesindeki dünyanın nasıl yaşadığına dair hiçbir fikrimiz yoktu. Dünyayı sadece haritadan tanıyorduk...”
"Geçmişten bir şey anımsadığımızda nostalji duygularımız kabarır ve geçmişe dönmek istersiniz. Eğer durum bu kadar kötü olsaydı, sanırım kimse geçmişe dönmek istemezdi. Genç olduğumuzdan değil, güzel zamanlarımız olduğundan ve daha insancıl olduğumuzdan. İnsan kendini kötü hissettiği bir yere asla geri dönmek istemez."
"Şahsen benim için iyiydi çünkü gençtim. Herhangi bir rejimdeki gençlik güzel bir dönem. Yoksa sistem gerçek bir felaketti. Herkesin bildiği ve bu sistemi çok iyi anlatan deyimler vardı: "Hırsızlık yapanın parası olur", "İş kurt değil, ormana kaçmaz" (yani işler bekleyebilir, aceleye gerek yok tembellik yapılabilir anlamında bir deyimdir), "İyi yaşamak istiyorsan, idare etmeyi öğreneceksin". İnsanlar çalışıyorlardı ama maaş iki hafta içinde bitiyordu. Her sektörde, eğitimde ve sağlıkta sorunlar vardı. Yolsuzluk düzeyi çok yüksekti. Takdire şayan olan tek şey devletin düzenlediği spor bölümleriydi. Hem okullarda hem de okul dışında ücretsizlerdi. Geri kalanı için aylık bir ücret vardı, örneğin müzik ve sanat okullarında.
İnsanlar Sovyet sistemine nostaljik yaklaşıyor çünkü bu sistem öncelikle istikrar ve gelecek için umut sunuyordu. Artık eski Sovyet devletlerinin çoğunda (3 Baltık devleti hariç) hem ekonomik hem de siyasi istikrarsızlık kol geziyor, dolayısıyla gelecek de belirsiz. Her ne kadar SSCB döneminde bütün insanların eşit olduğu, hayatın her yerde aynı olduğu söylense de gerçekte işler böyle değildi. Büyük şehirlerdeki yaşam ile küçük şehir veya köy yaşamı arasında büyük bir fark vardı. Ama evlerin hepsi aynıydı; aynı model mobilya, kitap veya halıyı bulabilirdiniz. Her Sovyet gencinin hayali bir kot pantolondu.
Sovyetler Birliği toplumu kapalı bir toplumdu. Dünya’da kendilerinden daha iyi yaşayan insanların olduğunu bilmiyordu. Devlet propagandası bu anlamda etkisini gösterdi. İnsanlar yabancı kitap ve müzik gibi ithal malları neredeyse satın alamıyordu; bunlar genellikle yasa dışı olarak getiriliyordu. Bugün bazı insanlar o zamanları özlüyorlar. Çünkü işsizlik diye bir şey yoktu. Ülkede düzen vardı. Ancak kimileri SSCB'deki zamanlara özlem duysalar da, komünist rejimin gerçekleştirdiği zulmü unutamıyorlar: köylülüğün yok edilmesi, sürgünler, Holodomor (Ukrayna’daki büyük kıtlık, açlıktan ölüm), işgal savaşları. Sovyetler Birliği'nin bütçesinin %25'inden fazlası ekonomik kalkınmaya değil silahlanmaya gitti ve bu, halkın yaşam standardını aşağı çekiyor, yoksullaştırıyordu.
Güvencesiz ekonomik durumun yanı sıra "Gorbaçov faktörü", perestroyka ve glasnosti politikaları SSCB'nin dağılma sürecinin hızlanmasına yol açtı. Ancak insanların alıştığı Rus propagandası, onları SSCB'nin ebedi büyüklüğüne inandırdı ve yerini günümüz Rusya'sına bıraktı. Otuz iki yıl boyunca insanlar eleştirel bir bakış geliştiremediler. Devletin sunduğu çok az şeyden memnunlardı. Sonradan serbest piyasa ekonomisi koşulları altında, çok çalışmak gerektiğinden, pek çok kişi açıkça Sovyet devletinin kendilerine tüm halkın alıştığı minimum seviyeyi garanti ettiği dönemi hatırladı. Sovyet dönemine büyük nostalji duyan insanlar o zamanlar genç olan, şimdinin yaşlı vatandaşlarıdır.
SSCB zamanlarında doğan, büyüyen, eğitim gören ve o zamanları azıcık özleyen annemin sık sık tekrarladığı bir cümle ile bu makaleyi bitirmek istiyorum: "Piyonerken, 40 yıl sonra çok iyi yaşayacağımız söylenerek avutulduk. Oysa şimdi 40 yıl geçti, bu kez de yine piyoner olduğumuzda ne kadar iyi yaşadığımız bize söylenerek avutuluyoruz”.
* Piyonerler Birliği, SSCB’de kitlesel bir çocuk örgütüdür.
Çok Okunanlar
Gelinim Mutfakta kim elendi? 10 bileziği kim aldı? 22 Kasım 2024 puan durumu
Fenerbahçe En-Nesyri için Al-Nassr'den gelen rekor bonservisi reddetti
22 Kasım 2024 burç yorumları
Netenyahu'yu tutuklayacak ülkeler belli oldu!
BEDAŞ 22 Kasım'da İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Lüks araba markası Jaguar logosunu neden değiştirdi? Yeni logosu ne oldu?
Bakan Yusuf Tekin'den Teğmen Ebru Eroğlu ve diğer teğmenleri kurtaracak karar!
21 Kasım 2024 reyting sonuçları: Perşembe günü hangi yapım birinci oldu?
Mauro Icardi’nin Greeicy ile kulis paylaşımı Nara’yı çileden çıkardı
İsmi Fenerbahçe ile anılıyordu: Al Nassr'da flaş Talisca gelişmesi