Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,4265
Dolar
Arrow
33,9867
İngiliz Sterlini
Arrow
44,3777
Altın
Arrow
2744,0000
BIST
Arrow
9.381

Asgari ücretle çocuk büyütmek…

Çocuklu evlerde okul telaşı başladı. Giyim kuşam, kırtasiye alışverişlerini son haftaya bırakmak istemeyen veliler yavaş yavaş çarşı-pazar yollarına düştü. Özel üniversite ücretleri  üst-orta gelir sınıfını dahi çok zorlayacak gibi gözükürken, çocuğunu devlet okuluna veren düşük gelirli sınıfın masrafları da cep yakacak cinsten… 

Birkaç gün evvel Kartal’da karşılaştığım, asgari ücretle 14 yaşındaki kızını büyütmeye çalışan bir kadın velinin ayaküstü sohbeti ile dertlerine ortak oldum. Devlet okulunda sekizinci sınıfa giden kızının kıyafet alışverişi için dışarı çıktığını söyleyen annesi fiyatlardan dert yanıyordu. Çocuk her sene büyüdüğü için almak zorunda oldu okul pantolonu, tişörtü, beden eğitimi için eşofman takımı, çorabı, iç çamaşırı ile birlikte 3 bin ila 3 bin 500 arasında tuttuğunu söyledi. Bu masrafa ayakkabı ve mont dahil değil, çünkü en pahalı kalemler onlar. Her sene için ayrıca 12 defter aldığını, kalemi, kalem kutusu, sırt çantası ile birlikte kırtasiye giderinin de en az 2 bin TL civarında olduğunu vurguladı. En çok dert yandığı konu ise sabah 08.40 ila 15.00 saatleri arası  okulda bulunan çocuğunun öğle yemeği, meyve suyu ve atıştırmalık giderleri… Günlük 50-80 TL arası bir masraf çıkıyormuş. Üstelik bu paraya rağmen hiç sağlıklı beslenemediğini de düşünüyor. 

Kızının liseye hazırlanacağı bu sene en büyük mutluluğu Kartal Yalı-Yunus-Topselvi Kültür Merkezi’nde açılan LGS’ye hazırlık kursu olmuş. “Eğer belediyenin açtığı o kurs olmasaydı yıllık 30 bin TL civarında bir kurs masrafı eklenecekti” diyor. Ayaküstü sohbetimizde vedalaşmadan önce sorduğum son soru kızının sosyal aktiviteleri oldu. Neticede 14 yaşında bir genç kız, hafta sonları dışarı çıkmak, dolaşmak,  gezmek istemesi en doğal hakkı. “Dışarı çıkmanın ne kadar masraflı olduğunu bildiği için parkta oynuyor genelde” diye yanıt verdi annesi… Bir de yine belediyenin açtığı spor kurslarından bahsetti, arasıra orada voleybol oynuyormuş. “Çok ender de olsa hamburgerciye gidiyoruz” dedi. Ben sormadan ekledi; ev kirası 6 bin TL imiş, bu Kasım’da 10 bin TL olacakmış. Eve, gıdaya, mutfağa ne kalıyor diye sormayın bile… Bir paket tavukla bir hafta idare ediyorlarmış ana-kız. Elbette yokluk, yoksulluk, imkansızlık her iktidar döneminde vardı ama yüksek enflasyonun ezmediği kesim yok gibi… 

“Lütfen dertlerimizi anlatın, paylaşın” dediği için bir anne olarak yazmayı görev bildim. Neticede her ay gelen maaş gidiyor ve bir asgari ücret bir çocuğa bile yetmiyor… 

Tek dert liseye hazırlananlarda değil elbette, üniversiteye hazırlananlar ya da üniversite okuyanlar için de başkaca problemler var. Çocukları 8. sınıfta olanlar liseye hazırlık, lisede olanlar ise üniversiteye hazırlık için şimdiden kurs ya da özel ders programlarını yapmaya başlamışlar. Dershaneler kapatıldı ama bu ihtiyaç ve bu talep hala sürüyor. Dershanelerin yerini etüt merkezleri ya da kurslar almış. Herkes kendi kesesine göre birini tercih ediyor. Belediyelerin bu noktada kurs imkanı sunması adeta çölde bir vaha gibi…

Fakat gelin görün ki bu dönem en kritik sorun yurt bulmak. Ev kiraları ve aidat masrafları arttığı gibi yurtların da ücretleri artıyor. Dolayısıyla velilerin gözü ve gönlü İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin açtığı yurtlarda… Okulların açılması arifesinde velilerin yaşadığı dertlere baktığınızda, sosyal belediyeciliğin bu dönemde ne kadar önemli olduğunu bir kez daha görüyorsunuz.

Yol, köprü, havalimanı yapılmış ya da tatile gitmek çok pahalılaşmış asgari ücretlinin umrunda değil… Çalışanların yaklaşık yüzde 40’ının asgari ücretli olduğu bir toplumda günlük ihtiyaçlar karşılansın, hayat kolaylaşsın bu bile yeterli… Yüksek enflasyonun bu kadar can yaktığı bir dönemde milletin oyunu yerelde CHP’ye vermesinin bir nedeni de işte bu sosyal belediyecilik, sunulan imkanlar ve yaşamı kolaylaştıran kent yönetimi… Yerel yönetimlerin özellikle çocuklara ve gençlere yönelik sundukları imkanlar her şeyden önemli ve ivedi. Hatta yaşamsal diyebiliriz.