Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,3594
Dolar
Arrow
34,4660
İngiliz Sterlini
Arrow
43,6304
Altın
Arrow
2935,0000
BIST
Arrow
9.032

Genel seçimler ve kimlik siyaseti…

Türkiye’de güncel siyasi gelişmelere akıl sır ermiyor. Cumhuriyet Halk Partisi yerel seçimlerden birinci parti çıktığı andan itibaren enteresan dönemlerden geçti.

Yerel seçimin hemen ardından normalleşme ve erken seçimin rafa kaldırıldığının açıklanması sonrası toplumun heyecanının sönümlenmesi ile birlikte herkes köşesine çekildi. Bu arada ekonomik sıkıntılar, asgari ücret, emeklilerin çaresizliği, zamlar, vergiler şiddetini hissettirmeye devam ediyordu. Sadece bunlarla kalmadı elbette; köpek katliam yasası, yenidoğan çetesi, uyuşturucunun gençler üzerindeki tahribatı, kadın cinayetleri, sokaklarda yaşanan asayiş sorunları zaman zaman toplumsal infiale yol açtı.

Şimdi kayyumlar gölgesinde nur topu gibi bir etki ajanı yasası da çıkıyor. Zaten yerel seçimden sonra heyecanı bastırılan seçmen ayrıca bu kıyamet ortamında herhangi bir söz söyleyip başını derde sokmak istemeyecektir. Daha çok içine kapanmış bir toplum ve bu ortamda demokrasi, adalet, özgürlük mücadelesi vermeye çalışan bir muhalefet… Açık sözlü olmak gerekirse Cumhuriyet Halk Partisi’nin işi gerçekten çok zor. Perşembenin gelişi Çarşambadan belliydi. Günlerce yazsak söylenecek söz bitmez… Ama temel olarak iki konuya değinmek iyi olacaktır.

1.Yerel ve Genel Seçim Farkı:

Cumhuriyet Halk Partisi 2024 yerel seçimlerini olağanüstü yüksek bir başarıyla birinci parti olarak sonuçlandırdı. Bu durum toplumsal muhalefete yüksek motivasyon sağlamakla birlikte, bir sonraki seçimlere dair CHP’nin yeni yönetimine ve örgütlerine önemli bir moral kaynağı oldu. İktidarın güncel meselelere dair çözümsüz kalışı, yüksek enflasyona çare bulamayışı, toplumun çok önemli bir kesimini oluşturan emekli ve asgari ücretlinin hali tartışmasız iktidar açısından çok büyük dezavantaj oldu. Diğer taraftan Cumhuriyet Halk Partisi’nin sevilen belediye başkanları, yeni ve genç isimler, CHP’de yaşanan değişim muhalefeti bir cazibe merkezi haline getirmeyi başardı. 

Genel çerçeveyi bu şekilde çizdikten sonra son yıllarda yerel ve genel seçimler arasındaki seçmenlerin davranış farkına da değinmek gerekir. Genel seçimlerde iktidar tarafından yaratılan dış tehdit algısı, yüksek güvenlik merkezli kampanyalar seçmenler açısından stratejik oy kullanmayı ön plana çıkardı. Dolayısıyla seçmenler yerel seçimlerde stratejik kaygıya düşmeden hatta kimi zaman sandığa bile gitmeyerek tavrını koyabilirken, genel seçimlerde ise güvenlik kaygılarıyla sandığa gidip oylarını kullandılar.

Her ne kadar iktidar yerel seçimleri de genel seçim havasına büründürmek istese de seçmen açısından hem 2019 yerel seçimleri, hem 2024 yerel seçimleri iktidara uyarıda bulunmak ve genel siyasette güvenlik endişesiyle bir türlü  fırsat bulamadığı değişimi gerçekleştirmek için elverişli zemini oluşturdu.  Kısaca genç ve yeni siyasetçileri Türkiye siyasetine kazandırarak özgürce hareket ettiği bir alana dönüştü. Öyle ki sandığa gitmek istemeyen de tercihini yerel seçimde gitmemekte buldu ve katılımın düştüğü 2024 yerel seçimlerinde bu durum muhalefetin lehine sonuçlandı.

Tam da bu noktada geçmişten bir örnek olarak 1989 yerel seçimlerinde ANAP’ın kaybediş nedenine değinmek yerinde olacaktır. 1989’da ANAP’lı yetkililere göre seçimi kaybetmelerinin temel nedenlerinden biri katılımın bir önceki yerel seçime oranla yaklaşık on puan düşmesiydi. Kimi araştırmalar ANAP’ın başarısızlığının, katılım oranının çok üzerinde olduğunu ve katılımla ilişkisiz olduğunu ortaya koysa da genel inanış hep bu şekilde sürdü (Çakmak, 1990). Bugünleri yirmi yıl evvelin koşullarıyla değerlendirmek çok doğru kaçmaz elbette…

AKP öncesi dönemde yerel seçimler genelin bir provası gibi görülüyor olsa da, günümüzde 22 yıllık tek parti iktidar dönemi için farklı reflekslerin gelişmeye başladığını tespit etmek gerekir. Çok basit bir örnek; muhalefet açısından 2019 yerel seçiminde kurulan ittifaklar, 2023 genel seçimlerinde aynı etkiyi göstermedi. Stratejik oy verme ve güvenlik kaygısı genel seçim sonuçlarında belirleyici oldu.Ez cümle genel seçimle yerel seçimlerin seçmen davranışı açısından farklı işlemeye başladığını söyleyebiliriz.

2.Kimlik Siyaseti:

CHP Genel Başkanı Özgür Özel gerek Genel Başkan seçilmeden önceki konuşmalarında gerekse de seçildikten hemen sonra yaptığı konuşmalarda “Biz kimlik siyaseti yapmayacağız. Bütün kimlikleri yataydan kesen; eğitim, sağlık, işsizlik,  enflasyon, geçim, gelecek kaygısı gibi  sorunlar  bizim gündemimizde olacak” diyordu. Bu yaklaşım çok doğru ve yerindeydi...

Bugüne kadar iktidarın Cumhuriyet Halk Partisi’ni sıkıştırdığı en önemli nokta kimlik siyasetiydi. Buradan çıkışın tek yolu ise Cumhuriyet’in tanımladığı yurttaşlık çatısı altındaherkesi kucaklayan, kapsayıcı, eşitlikçi bir yaklaşımla toplumun hemen her kesimine dert olan sorunların üstüne gitmekti. Nitekim bugün içinde bulunduğumuz tüm meseleler iktidarın gerçek sorunlara çözüm üretemeyişinden kaynaklanan gündemi manipüle etme çabalarıdır.

Son düzlükte sorun ve çözüm biliniyorken yine bir genel seçim ve yine muhalefeti kimlik siyasetinin içine düşürmeye çalışan iktidarla karşı karşıyayız. Bu bir kader olmamalı… Kimlik siyasetini yırtıp atmak ve halkın gündemini siyasetin gündemi yapmak muhalefetin elinde. Aksi takdirde kimlik siyaseti bir yandan güvenlikçi politikaları, diğer taraftan dış tehdit algısını güçlendiren ve dönüp dolaşıp iktidara kazandıran bir strateji haline dönüşmüş durumda.

Sonuç olarak genel seçimin yarattığı oy verme davranış farklılıklarının göz önünde bulundurulmasını ve kimlik siyaseti batağından bir an evvel çıkılmasını temenni ediyorum. 

Çakmak, C. C. (1990). 1987 Genel seçimleri ve 1989 yerel seçimleri: bir karşılaştırma.