Mutluluk nedir sizce? Bu sorunun yanıtı yüzyıllardır felsefe, psikoloji, sosyoloji gibi bilimlerin kesiştiği alanda düşünürler tarafından tartışılagelmiştir. Kesin bir tarifi olmamakla birlikte mutluluğu; bireyin üzüntü, kaygı, stres, öfke, kıskançlık, sıkıntı gibi olumsuz duygulardan olabildiğince uzaklaştığı, özgüvenli, istikrarlı duygulara sahip olduğu, sağlıklı, tatminkar, sevgi dolu, sosyal ilişkilerde başarılı olma gibi olumlu duygularla çevrildiği öznel iyi olma haline sahip olmasıdır diyebiliriz.
Peki hadi bir soru daha soralım; sizi en çok ne mutlu eder? Bu sorunun yanıtı biraz da yaşadığınız çevreyle ilişkili… Mutluluğun süregelen, daimi bir duygu olmadığını çoğu zaman anlardan ibaret olduğunu düşünürsek büyükşehirlerde yaşayan insanlar için stressiz bir iklimde evine ulaşmak, iş yerinde mobbinge uğramadan geçirilecek huzurlu bir gün, alınan bir terfi, tahlil sonuçlarının iyi çıkması ya da belki ailecek yenilen güzel bir yemek… Anlatırken çok basit görünen fakat yaşam mücadelesi içerisinde çoğu zaman ulaşılması mümkün olmayan anların bütünü…
Türkiye siyasetinin stresli ve kutuplaşmış ortamı, yaşam ve geçim kaygısı, çocukların okulu, ev kirası, iş kaygısı, sağlıksız bir ortamda bünyeyi sağlıklı tutma çabası insanı özellikle büyükşehirlerde yeterince yoran unsurlar… Çoğunluğun ortak hayali ya bir kıyı kasabasında, ya da bir dağ köyünde yaşamını huzurla sürdürmek. Sürdüremese de en azından emekliliğini huzurla yaşamak…
Bundan 5-6 yıl evvel bu hedefler nispeten elde edebilecek, rasyonel hedefler iken bugünün Türkiye’sinde ve ekonomik koşullarında gerçekleştirmesi yüksek maliyetli ve imkansız hayallere dönüştü. Toplumdaki mutsuzluk oranının yüksek olması sadece ekonomik gerekçelerle de açıklanabilecek durumda değil. Çevrenizde çoğu kez her şeye sahip olan ama yine de çok mutsuz olan insanlarla karşılaşıyorsunuzdur. Her şeyi satın alabilen ama mutluluğu satın alamayan insanların dramına şahit olduğumuz bir çağdayız.
Bu dram aynı zamanda çoğu kez geçmişe duyulan özlemi de arttırıyor. Sosyal medyada geçmiş yıllara ait bir yılbaşı kartpostalı yüzlerce olumlu yorum alırken, bugünün yapay zekası ile üretilmiş birbirinden renkli kutlama videoları aynı etkiyi yaratmıyor. Kapitalizm ve tüketim kültürü insana her türlü imkanı sınırsız farklı seçenekle sunarken, insanın mutluluk arayışını karşılayacak temel bir değeri yaratamıyor.
İlk defa bu sene yeni yıl yaklaşırken yılbaşının getirdiği o geçici mutluluğun bile yüzlere ve mekanlara sirayet etmediğini fark ettim. Sokaklarda, parklarda, bahçelerde, alışveriş merkezlerinde koşuşturan insanların yüzünde sadece kaygılı bir telaş var. Kimi zaman bu telaşa bir öfke yumağı da eşlik ediyor… Bu öfke kimi zaman trafikte bir tartışmada, kimi zaman markette bir yazar kasa sırasında, kimi zaman ise okulda akran zorbalığıyla her yaş grubunda karşınıza çıkıyor. Tüm bu mutsuzluk silsilesi içersinde insanların sığınağı, sosyal medyada izlediği sanal mutluluk anlarından ibaret… Geçmişe duyulan özlem aynı zamanda geçmişin değerlerine, dayanışmasına, birlikteliğine ve azla mutlu olmaya duyulan özlem… Ünlü düşünür Socrates’in dediği gibi “Mutluluğun sırrı; daha çok olanı aramakta değil, daha azın tadını çıkarma kapasitesine ulaşmaktadır.”
Mutlaktır ki “azın tadını çıkarmak” da keyifli ruh halini gerektiren bir eylemdir. Keyfini ve mutluluğunu kaybetmiş bir insanın az ya da çok tadını çıkaracak bir gerekçesi kalmamıştır.
Mutlu nesiller yetiştirmek için her şeye sahip olmanın yeterli olmadığını gösteren bir örnek de geçen hafta İzmir’de üç çocuğunu tek başına yetiştirme mücadelesi veren baba İbrahim Kale’nin sıcak görüntülerinden geldi. İşten geldiği haliyle mutfağa giren ve çocuklarına yemek yapmaya çalışan babanın görüntüsünü, büyük bir mutlulukla, sevgiyle videoya çeken kızının sevinci tarifsizdi.
Babanın dilinden dökülen o sözler aslında her şeyi anlattı bizlere: “Okuldan gelince çok sevinçli oluyorlar. Ne pişirdiğimi görmek için direkt mutfağa geçmek istiyorlar. Onların o sevincini görmek, benim bütün yorgunluğumu alıyor."
Her şeyi varken mutluluğu yakalayamayanlara ya da yaşamın stres ve koşuşturması altında ıskalayanlara adeta ders gibi sözler… Mutluluğu anlarda aramaktan vazgeçmeyin, yaşam bunca olumsuzluğun yükünü, haseti, öfkeyi taşıyamayacak kadar kısa…
Çok Okunanlar
Beşar Esad'ın nasıl kaçtığı ortaya çıktı
Gelinim Mutfakta 11 Aralık puan durumu: Bugün hangi gelin birinci oldu?
BEDAŞ 11 Aralık'ta İstanbul'da elektrik kesintisi yaşanacak mahalleleri açıkladı
Bir köfte markası daha ifşa edildi
Günlük burç yorumu: 11 Aralık Çarşamba günü hangi burçlar için güzel geçecek?
'Batı Kürdistan' kimin olacak? - I
Fenerbahçe - Athletic Bilbao maçı ne zaman, saat kaçta? Muhtemel 11'ler
Meslek meslek 2025 maaş artışı: Öğretmen, doktor ve polis ne kadar alacak?
Japon deprem uzmanı Türkiye’deki 4 tehlikeli bölgeyi açıkladı!
Meteoroloji uyardı: Gece yarısından itibaren etkili olacak!