Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,5658
Dolar
Arrow
33,9499
İngiliz Sterlini
Arrow
44,6408
Altın
Arrow
2814,0000
BIST
Arrow
9.577

Normalleşme bahane siyasetin inşası “şahane”…

Türkiye siyasi tarihi boyunca kimi partiler varlık nedenini kaybettiğinde tabela partisine dönüşüp tarihe gömüldüler. Varlık nedenini kaybetmek bir siyasi parti için çoğu zaman daha iyi bir alternatifin çıkması yani seçmen tarafından ikamesinin bulunmasıyla mümkün oldu. Darbe dönemlerindeki parti kapatılmalarının dışında tarihin olağan akışında bu kırılmaların en büyüğü 2002 genel seçimlerinde baraj altı kalan Doğruyol Partisi ve Anavatan Partisi için geçerli oldu. 

Aynı dönemde Demokratik Sol Parti yerine Cumhuriyet Halk Partisi’ni tercih eden seçmen bir dönem dinlendirdiği CHP’yi yeniden meclise soktu ve ana oyuncu haline getirdi.  

1993 Yılında Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın vefat etmesiyle, merkez sağın bir diğer önemli aktörü Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanlığı makamına meclis tarafından seçilmesi ve ardından gelen Çiller hükümeti, 5 Nisan kararları, ekonomik kriz, doların 38 bin TL’ye yükselmesiyle Türk Lirasında yaşanan devalüasyon, borsa krizi, iflaslar derken hem liderlerini hem halkın güvenini kaybetmiş merkez sağ, muhafazakar sağ akımların merkeze yerleşmesine sebep oldu. 

Böyle bir dönemde 1994 yerel seçimi ile başarıyı yakalayan Refah Partisi, ardından gelen 1995 seçimlerinde Türkiye’nin birinci partisi olarak çıktı. Refahyol hükümeti, 28 Şubat ve parti kapatmalar derken Refah Partisi önce Fazilet Partisi ardından da Saadet Partisi adıyla yeniden siyasi hayatına devam etti. 1995 seçimlerinde Özal ve Demirel’in aktif siyasetten çekilip cumhurbaşkanlığı makamına geçmeleri ile boşalan merkez sağda artık muhafazakar sağın hükmü sürüyordu. 

Tarihin akışının değiştiği 2002 seçimlerine geri dönersek, çok değil yedi sene evvel iktidarı yöneten Refah Partisi artık Saadet Partisi adıyla yüzde 2.49 oy oranına kadar gerilemişti. Seçime iktidar olarak giren Demokratik Sol Parti ise yüzde 1.22 oy alarak siyaset sahnesinden çekildi. İşin enteresan tarafı toplam oy oranları yüzde 15’e varan Doğruyol ve Anap’ın siyaset arenasından silinmesiydi. 

Ak Parti’nin kurulması ve lider yoksunluğuyla varlık nedenini kaybeden merkez sağ partiler artık yeniden dirilmeye çabalasalar bile her girişim AKP’ye transferle sona eriyordu. Uzunca bir dönem siyaset arenasında yeni bir siyasi parti oluşumu görülmedi. Ta ki 2017’de referandumla gelen sistem değişikliğine kadar… 

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi diye adlandırılan, yasama, yürütme ve yargının tek elde toplandığı sistemle birlikte artık cumhurbaşkanlığı seçiminde 50 + 1 şart olmuştu. Bu yeni durum hızla yeni partilerin kurulmasına da sebep oldu. Önce İYİ Parti ardından Ak Parti’den kopan Gelecek, Deva ve Refah’ın yerine talip Yeniden Refah… 

Yeni kurulan bir partinin kendine varlık nedeni yaratması ve dolayısıyla alternatifinin yani güçlü bir ikamesinin olmaması önemli demiştik. 2023 Genel Seçimlerinde Yeniden Refah Partisi seçime Cumhur İttifakı çatısında kendi logosuyla girerek kendine bir varlık nedeni yarattı ve Ak Parti’den kopan diğer partilerden kendini ayrıştırmayı başardı. 2024 Yerel Seçimlerinde ise özellikle Filistin meselesine sahip çıkmasının getirdiği yankıyla büyükşehir başkanlığı kazanmayı başardı. 

İdeolojik olarak farklılaşmaların neredeyse hiç kalmadığı, hatta ideolojilerin rafa kaldırıldığı, popülizmle siyasetin gündeminin belirlendiği bir dönemde varlık nedeninizi korumanız o kadar da kolay değil. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın TBMM’ne Filistin lideri Mahmut Abbas’ı davet etmesi ile birlikte Yeniden Refah Partisi’nden AKP’ye doğru transferler hızlandı. Başkaca partilerden de vekil transferleri olacağı dilden dile dolaşıyor. İYİ Parti açısından ise MHP ve Zafer Partisinin varlığı, partide yaşanan kopuşlar, yerel seçimdeki yanlış konumlanma gibi hatalardan ötürü çekim merkezi olma özelliğini çoktan yitirdi diyebiliriz. İdeolojik derinliği ve sosyolojik tabanı olmayan partiler açısından zor bir döneme girildiği açık. 

Cumhuriyet Halk Partisi her halükarda iktidarın tek alternatifi olarak varlığını koruyor. Ekonomideki daralma ve yüksek enflasyon seçmendeki yılgınlığı arttırıp, olağan bir ilgi ve oy akışını Cumhuriyet Halk Partisi’ne yönlendiriyor olsa da “50+1” sistemde varlığını sürdürdüğü müddetçe gelişmeleri dikkatle takip edip, tedbir almak muhalefet için önemli görünüyor. Normalleşme bahanesi altında ekonominin az konuşulmasını sağlayıp, siyasetin inşasına yönelmek AKP açısından “şahane” gidiyor. 

Çocukluğumuzda atari oyunları yeni çıkmıştı. Bizim kuşağın en iyi bildiği ve ilk oynadığı oyunlardan biri de pac-man olmuştu. Sarı renkli yuvarlak varlık önüne çıkan topları yiye yiye yolunu açar ilerlerdi. Akp de tam bir “pac-man“ olarak önüne çıkan sağ partileri yiye yiye ilerliyor. Aman dikkat!