Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
38,0543
Dolar
Arrow
34,0200
İngiliz Sterlini
Arrow
45,1525
Altın
Arrow
2761,0000
BIST
Arrow
9.775

Stratejik yönetim ve yerel yönetimler

Strateji ilk olarak savaş alanlarında doğmuş olsa da değişen çevre koşullarının bir gerekliliği olarak zaman içerisinde işletmelere, kurumlara da yansıyan bir yönetim bilimine dönüşmüştür. İkinci Dünya Savaşı sonrasında artan talep ve buna yetersiz kalan arz doğrultusunda seri üretime geçilmesi ile stratejik planlama dönemi başlamış, ardından gelen yıllarda piyasalarda artan oyuncularla birlikte stratejik rekabet dönemine girmiş, 2000’lerden sonra ise işletmelerin kendilerini diğer işletmelerden ayıran biricik, ikame edilemez öz yeteneklerini keşfettiği temel yetkinliklere dayalı strateji dönemi ile süregelmiştir. Stratejik yönetim bilimi gelişirken, işletmelerin üzerinde belirsiz çevre etkilerini ölçümleyen kimi matrisler geliştirilmiş, kolaylaştırıcı ve strateji belirleyici olarak sıklıkla kullanılmıştır. Bu matrislerin en bilinenleri Andrews’un SWOT Analizi ile Ansoff’un Çevre Değişim Düzeyleri Yaklaşımı diyebiliriz. 

Özellikle SWOT analizi, gerek kar amacı güden işletmelerin, gerekse de kar amacı gütmeyen kamu kuruluşlarının adeta sağ kolu olarak strateji belirlemede yol gösterici bir nitelik taşımıştır. Türkiye’de de sıklıkla kullanılan bu analizin iki aşaması olduğunu söyleyebiliriz. İlk olarak dış çevre kapsamında politik, ekonomik, sosyo-kültürel, teknolojik, çevresel ve yasal çevrenin kurumları nasıl etkilediği ve buradan doğacak tehdit ve fırsatları tanımladığımız dış çevre analizi, ardından işletmenin iç yeterlilikler ve kapasitesine yönelip güçlü ve zayıf yönlerinin tespit edilmesi ile sonuçlanan iç çevre analizi. Değişen çevre koşullarına yönelik yeni stratejiler belirlemek özellikle yerel yönetimlerin halkın beklentilerini karşılaması açısından da çok kritik öneme sahip. 

Bu konuya yönelik verilebilecek en basit örnek; aynı belediyenin bir sene evvel yaptığı herhangi bir etkinliği bir sene sonra yaptığında aynı ilgiyi görmemesi ve hatta tepkilere sebep olması verilebilir. Bu tepkinin gerekçesi değişen çevre koşullarıyla insanların ekonomik olarak gelirlerinin daralmış olmasının, beklenti ve taleplerini de bu doğrultuda değiştirmesidir. Ekonomik ve sosyal belirsizliğin çok yüksek olduğu Türkiye gibi ülkelerde çevre etkilerinin sıklıkla ölçülmesi ve ona yönelik stratejik planlamalarda değişime gidilmesi zaruridir. Yaşam koşullarının daha iyi olduğu 2-3 sene evvelki iletişim diliyle bugünün iletişim dili arasında da bu bağlamda farklılıklar olacaktır. 

Çevresel farklılaşmaya uygun en güzel örnek “Kent Lokantaları” diyebiliriz. İktidarın uzun süre burun büktüğü, küçümsediği bu girişim özellikle evde yemek yapma imkanı olmayan yaşlıların ya da ekonomik koşullardan ötürü sağlıklı bir öğüne ulaşmakta güçlük çeken vatandaşın, hangi görüşten olursa olsun ilgisini çekmiş ve yüzünü güldürmüştür. 

Yüksek enflasyonun yaşandığı toplumlarda sosyal patlamalar, isyanlar, itirazlar çok sıklıkla görülür. Bu koşullar göz önünde bulundurulduğunda yerel yönetimlerin sosyal fayda, destek sağlayacak projelerle, sosyal aktivite, eğlence sağlayacak etkinlikler arasındaki dengeyi iyi kurması beklenir. Benzer şekilde yaşanan kimi felaketlere yönelik, örneğin yangın, kaza, deprem vb. gibi yerel yöneticilerin iletişim dilini doğru kullanması, zaten ekonomik ve sosyal olarak baskı altında kalan vatandaş tarafından daha olumlu geri dönüşler alınmasına yol açacaktır. 

Tüm bu bilimsel yaklaşımların desteğiyle ve ötesinde, siyasetçilerin ve dahi yerel yöneticilerin kuvvetli bir öngörüsü, içgörüsü hatta durugörüsü olması beklenir. Zamanın ruhuna ve halkın beklentilerine uygun yaklaşımlar, eylemler, politikalar izlemek ancak bu içgüdü ile mümkün olur. Dünyayı ve değişen çevreyi doğru okuyarak, sürdürülebilir, toplum faydasına yönelik işler yapmak, en önemlisi gönüllere girmek için fırsatlarla dolu olan yerel yönetimler, acemi ve öngörüsüz yaklaşımlarla, yanlış iletişim diliyle aynı hızla bir felakete dönebilir. Bu bağlamda yerelde iktidar olan CHP’nin önünde vatandaşa dokunmak, gönlüne girmek, yaralarına merhem olmak için büyük bir fırsat var. Zamanın ruhunu doğru okuyarak en iyi şekilde değerlendirmeleri dileğiyle.