Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,6648
Dolar
Arrow
33,9136
İngiliz Sterlini
Arrow
44,6300
Altın
Arrow
2790,0000
BIST
Arrow
9.685

Atatürk korkusu

Sonsuzluğa yürüyüşünün ardından 86 yıl geçti. 

Bu Millet O’na olan güçlü bağlılığını sürdürüyor. O’nun gösterdiği yolda, O’nun kurduğu laik cumhuriyete sahip çıkmakta kararlı.

Aradan geçen 86 yıl, O’nu daha iyi anlamak ve yarattığı Türkiye Modelini içselleştirmek gereksinimini daha da arttırdı.

Karanlık dehlizlerinden çıkan Atatürk düşmanları, sergiledikleri hadsiz ve şımartılmış nefretlerinde her gün biraz daha boğuluyorlar.

Atatürk’ün adını her duyduklarında iliklerine kadar titriyor, suçlayacak birilerini arıyorlar.

Kara Harp Okulu mezunu teğmenlerin yemini de yine bir titreme nöbeti yaşamalarına neden oldu.

Harp Okulu mezunu teğmen elbette “Atatürk’ün askeri” olmakla onur duyacak, bunu yüksek sesle haykırarak Ant içecektir. 

Korku nöbeti geçirenlere soralım: Türk Ordusu Atatürk’ün değil de kimin askeri olmalı? Kendi Ebedi Başkomutanına değil de kime layık olmaya çalışmalı? Kimin izinde yürümeye, kimin emanetine sahip çıkmaya Ant içmeli?

Türk subayı, Atatürk’e değil de kendisini  tarikat şeyhlerine, cemaatlere, kumpasçılara emanet edenlere, yıllarca suskun kalıp bu kuşatmayı izleyenlere, Silahlı Kuvvetlerin köklerini budayarak okullarını, hastanelerini kapatanlara,  Atatürk’e lanet okuyan sözde din önderlerine mi bağlılık Ant’ı içecekti? 

Teğmenlerimiz Laik Cumhuriyet yerine hangi Cumhuriyete sahip çıkacaklarına söz vermeliydi ?

Medyada söylenenlere bir göz atalım;

Neymiş? “Mustafa Kemal’in Askerleriyiz” sloganı çok militaristmiş…

Militarist kavramının Türkçesi ne? Orduculuk..

Türk subayı “Orducu” olmayacak da “ne”ci olacak?

Kaldı ki “Mustafa Kemal’in Askeri Olmak” kavramının, O’nun izinde ve gösterdiği yolda şaşmadan, sapmadan, disiplinle yürümek anlamına geldiğini, buradaki “asker” kavramının bir benzetme olduğunu orta düzeyde zekaya sahip  herkes bilir. 

Bilir de bilmek istemez, bunu halkı sindirmek için kullanmayı yeğler.

Bir dönemde CHP’nin devşirilmiş siyasetçileri de “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” sloganını yasaklamış, yerine “yurttaşlarıyız” denilmesi talimatını vermişlerdi. Ama tutmadı, yasak 3-5 günde delindi.

Tutmaz, bu Millet bağrından fışkıran Atatürk sevgisi ile O’nun askeri olmayı sürdürecektir.

Atatürk’ün adından bile korkanlar aslında O’nun kurduğu Cumhuriyeti içlerine sindiremeyenlerdir. 

Atatürk Cumhuriyetine sahip çıkma kararlılığındaki milyonları dönüştürememenin korkusudur bu !

Atatürk’ün adını havaalanlarından, stadyumlardan, okullardan silerek, cumhuriyet düşmanlarını ödüllendirerek sonuç alınamayacağını  görmenin korkusudur bu !

Atatürk adı ile bütünleşmiş değerler, Türkiye Cumhuriyetinin taşıyıcı kolonlarıdır çünkü…  

Dünyaya örnek olmuş Türkiye Modeli’ni yıkmayacaklarını anlamanın korkusudur bu  !

Alıştıkları bir üslupla seslenelim; 

“Ey  Atatürk’ün adından bile korkanlar!” 

Artık görün, bilin, öğrenin ki Türkiye’de askeri darbeler dönemi kapanmıştır. Egemenliğin yegane sahibi Türk Ulusudur. Türk Ulusu ise Atatürk’ün yolunda yürümekte kararlıdır. 

Başlattığınız karşı devrim hamlelerinizi, kindar gençlik projelerinizi, tarikat seviciliğinizi, bu topraklarda  İslam dinini ebedi kılan Atatürk’e kılıç gösteren din anlayışınızı, cumhuriyetin mirasını hovardaca harcayan  ekonomi anlayışınızı demokrasiye yürekten bağlı bu Ulus, sandığa gömmekte kararlıdır.

Atatürk’ten korkmayın!  Varlığınızın, imanınızın ve özgürlüğünüzün güvencesi olan Mustafa Kemal’i anlamaya çalışın. Yüzyıllık kini besleyen hurafeci tarih anlayışınızı terk edin.

Vatanı düşman işgalinden kurtarmak için savaşan Atatürk’e ölüm fetvası veren Mustafa Sabri’lerin, Dürrizade’lerin değil, O sonsuzluğa yürüdüğünde,  “Mustafa Kemal Atatürk’ün cenaze namazı, tertemiz hale getirdiği vatan toprağının her yerinde kılınabilir” diyen Rıfat Börekçi’ lerin saflarında yer alın.

İşgalci İngilizlerin  zırhlısına binerek vatanından kaçan Vahdettin’e övgü düzmeyi, “keşke Yunan kazansaydı” diyecek kadar  hadsizleşmeyi kendinize reva görmeyin. 

 Bu Millet, vatanları için can veren kahramanlara, size özgür bir vatan armağan eden Mustafa Kemal ve arkadaşlarına ihanet edenleri affetmez.

 Bu Millet kalemini  düşmana satanları,  Mustafa Kemal için “ İdam, idam, idam “diye haykıran   Ali Kemal’leri, İngiliz ajanı  Sait Molla’ları unutmadı, unutmaz.

Mustafa Kemal’i kin ve nefretinizle  yok edemezsiniz, artık bunu anlayın.  

Milletinin kalbine gömülen ancak ışığı ile umutlarımızı canlı tutan Büyük İnsan’ın, Yüzyılları  Aşan   Adam’ın ışığında  aydınlanmayı deneyin.

Ünlü Fransız yazar Claude Farrere “ O, yüce bir dağa benzer. Eteğinde yaşayanlar bu yüceliği fark edemezler” demişti, 11 Kasım’da… Yüceliği fark edenlerden olmak ayrıcalığına erişin.

Aklınız bir köşesine yazın; Her vatansever Türk, Mustafa Kemal’in Askeridir. Onun izinde yürümekte de kararlıdır.

Suları geriye akıtamazsınız!