Türkiye 2009-2014 arasında PKK ile çatışmaların sonlandırılmasını amaçlayan bir süreç yaşadı.
Erdoğan’ın 2005’de Diyarbakır konuşmasında verdiği mesaj, 2009’da “Milli Birlik ve Kardeşlik Projesi” adı altında başladı.
2009’da Oslo görüşmelerinde MİT ile PKK’nın görüşmesi, Devletin terör örgütünü muhatap almasının ilk adımı oldu.
Yapılan karşılıklı görüşmelerde PKK’nın terör örgütü kimliği bir yana itilip, iki milliyetli bir yapının psikolojik alt yapısı, “Barış” umudu pompalanarak hazırlandı.
DEVLETİN TERÖRÜN ÖNÜNDE DİZ ÇÖKÜŞÜ: HABUR
AKP’nin “Demokratik Açılımı”, Öcalan’ın Kandil ve Mahmur Kamplarındaki PKK teröristlerine yaptığı çağrı ile somut bir sürece dönüştü.
19 Ekim günü 34 terörist Habur kapısından giriş yaptı. DTP’nin “barış elçileri” olarak tanımladığı bu kişiler için Habur sınırında Çadır Mahkemeleri kuruldu.
Hakim ve savcıların yanı sıra İçişleri Bakanlığı Müsteşarı, MİT Müsteşarı, Emniyet Genel Müdürü ve Şırnak Valisi Ali Yerlikaya karşılama heyetinde yer aldı.
Türkiye, gelenlerin pişmanlık beyan etmelerini beklerken, onlar PKK’nın üyesi olduklarını ve olmaya devam edeceklerini söylediler. Türkiye’ye Öcalan tarafından “elçi” olarak gönderildiklerini dile getirdiler.
DTP Eş Başkanı Ahmet Türk yaptığı basın açıklamasında “ grubun gelişini‘teslim olmak’ diye ifade etmenin yanlış olduğunu’ söyledi.” Devlet bir adım atarsa, PKK on adım atacaktır” dedi.
Silopi’ye yollanan hakim ve savcılar tarafından PKK’lılar ikna edilmeye çalışıldı. Ancak ikna edilemeyenler de görmezden gelindi.
Olanların arka planını ve yapılan gizli pazarlığı ilerleyen günlerde CHP ortaya çıkaracaktı. CHP’nin İçişleri Bakanı Beşir Atalay hakkında verdiği Gensoru Önergesinde konuşan bendim.
Pişmanlık beyan etmeden Türkiye’ye kabul edilen PKK’lılar için yapılan gizli pazarlığı şu sözlerle anlatmıştım:
“İçişleri Bakanı Beşir Atalay, 17 Ekim 2009’da, yani Kandil ve Mahmur’dan gelen 34 PKK’lının Habur’dan girişinden 2 gün önce, Tarım ve Köy İşleri Bakanı Mehdi Eker’in Atatürk Orman Çiftliğindeki Makamında, DTP eş genel başkanı Ahmet Türk’le gizli bir görüşme yapmıştır.
Haber basında yer aldıktan sonra AOÇ güvenlik hizmetlerinde çalışan 2 kişi toplu iş sözleşmelerinin 21. Maddesine göre “ Gizli tutulması gereken göreve müteallik sırları ifşa etmek” nedeniyle işten atılmıştır.”
Sözü geçen gizli görüşmede neyin ayarlandığı ve nasıl bir pazarlık yapıldığı DEP eski milletvekili Hatip Dicle tarafından açıklanmıştır.
Hatip Dicle, Beşir Atalay’ın Ahmet Türk’e Kandil ve Mahmur’da gelen 34 kişi için ‘Hakimler ve savcılar ayarlandı. Geldikleri gibi geçecekler’ sözünü verdiğini açıklamıştır.”
Böylece teröristler geldikleri gibi geçtiler, PKK bayrakları, Öcalan posterleri ile kalabalık bir halk tarafından halaylarla karşılandılar.
Başbakan Erdoğan bu fiyaskoyu “Umut verici gelişme” olarak karşıladı ve “Türkiye’de güzel şeyler oluyor” dedi.
Oysa olan şuydu; Devlet, terörün önünde diz çökmüştü.
Konuşmamda; “Açılım projesinin uluslararası ilgi ve katkı ile şekillendirildiğine, ABD’de hazırlanan bir proje doğrultusunda sahneye konulduğuna hiç kuşku yoktur. ABD ve Kuzey Irak otonom yönetimi ile kurulan ilişkiler ve AB desteği projenin şekillendirilmesinde büyük öneme sahiptir” sözlerine yer vermiştim.
Bunun ipuçlarını 1 Ekim 2009’da TBMM’nin yeni yasama yılı açılışında yaptığı konuşma ile Cumhurbaşkanı Abdullah Gül vermişti. “Terörü ve Kürt sorununu bitirmek için önümüzde tarihi bir fırsat olduğunu” söyleyip “KENDİ SORUNLARINI ÇÖZEMEYEN DEVLETLERİN, BAŞKALARININ İSTİSMARINA AÇIK OLDUĞUNU” belirtmişti.
Yine 2009 Nisan ayında (13-15 Nisan) ‘da Washington Atlantic Council’daki toplantıdan hemen sonra, proje direktörü David Philips Türkiye’ye gelerek bazı bakanlıklarda görüşmeler yapmıştı. Geri dönüşünde ise bir Kürt sorununa ilişkin bir rapor hazırlamıştı.
Rapor, “Türkiye, Kürdistan ve Ermenistan” başlığı ile 18 Eylül 2009’da yani Habur’dan bir ay önce yayınlandı.
Today’s Zaman Gazetesi David Philips ile bir söyleşi yaptı.
Türkiye ile Irak Kürdistan’ı arasındaki çıkar birliğinden söz eden Philips, şimdilik Kürdistan’la Türkiye arasında kurulacak federasyon düşüncesinin zorlama olduğunu söylemekle birlikte giderek ulusal sınırların öneminin azaldığının da altını çiziyordu.
Philips’in, Kürtlerle çıkarılan anlaşmazlıklarda “derin devletin” rolüne dikkat çekerken, konuyu ERGENEKON’a getirmesi dikkat çekiciydi.
“Ergenekon gibi grupların sadece yargılanmaları yetmez, bürokrasideki uzantılarının da ayıklanması gerekir” dedikten sonra “ Yargıçlar belli davalara bakıyorlar ancak Ergenekon Türkiye’de geçmişten kalan bir zihniyeti temsil ediyor” sözleriyle yerini belli ediyordu.
Zaman Muhabiri; Sizce Büyük Orta Doğu Projesi bitti mi?
David Philips: Demokrasi zorla kabul ettirilecek bir proje değildir, içerde olgunlaştırılmalıdır. Biz özgürlük güçlerinin ilerlemesini istiyoruz ABD bu konuda yararlı rol oynayabilir ve oynamalıdır da.
Dünyanın bu bölgesindeki en güçlü demokrasiler Irak Kürdistan’ı, Türkiye ve İsrail’dir.
David Philips 27 Haziran 2019 da yazdığı raporda “Türkiye ve Irak Kürdistanı’nın stratejik ortaklar olduğunu açıkladı.
Türkiye ile yapılan ticarete ve ekonomik ilişkilere dikkat çektikten sonra; Kürt sorununu çözmek için Ankara’nın atacağı adımları belirtti.
“Ankara Anayasadaki vatandaşlık tanımından Türklüğü çıkarıp, Kürt kimliğini tanımalıdır.”
Bu hazırlıklar, Habur öncesi sorunun çözümündeki rotayı belirliyordu.
AKP iktidarında, 2009- 2015 yılları arasında PKK ile olan ilişkilerde inişli çıkışlı bir süreç izlendi.
Anayasa Uzlaşma Komisyonu kuruldu, sonuç alınamadı.
Akil Adamlar Heyeti oluşturuldu sonuç alınamadı.
Kürtlerin kültürel haklarına yönelik yasal düzenlemeler yapıldı, sonuç alınamadı.
Süreçte bir sonuca ulaşılamamasının tek nedeni vardı: Kürt Hareketinin Türkiye’nin kuruluş değerleri ile çatışan talepleri.
Çok Okunanlar

Anayasa Mahkemesi'nin emsal kararı ortaya çıktı!

Bahçeli'nin sağlık durumunu paylaştı: Yanında sadece 1 isim var

Emperyalist projenin tasfiyesi değil 'Sevr' fırsatı!..

Kürt sorunu: Eşitlik ve özgürlük mü, ortaçağın karanlığına takılıp kalmak mı?

Şampiyonluk yolunda önemli maç!

İmamoğlu diploması ile ilgili karar alındı iddiası...

NASA'nın mahsur kalan astronotları kurtarma görevi başladı

Çözüm sürecinden arta kalanlar

Elazığspor 3 puan için sahada

Fenerbahçe ve Samsunspor maçında gerginlik: Oyuncular arasında kavga çıktı