Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
37,7132
Dolar
Arrow
33,9851
İngiliz Sterlini
Arrow
44,6900
Altın
Arrow
2728,0000
BIST
Arrow
9.769

Joshua (Yeşaya) Projesi ve Hristiyan Siyonizmi

Netanyahu, ABD Kongresinde dakikalarca ve defalarca ayakta alkışlandı. Ardından “ Amerikalı bir Siyonist olduğunu söyleyen” Biden’a teşekkür ederken, her ikisi de arkalarında bıraktıkları kan izinden ve insanlık dışı soykırımdan en küçük bir rahatsızlık duymuyorlardı.

Hıristiyan Siyonizmi, 11 Eylül saldırılarından sonra emperyalizmi yönlendiren bir güç haline dönüştü.

Nedir Hıristiyan Siyonizmi? Yahudi halkının “vaad edilmiş kutsal topraklara” dönüşünü savunan ideolojidir. Hıristiyan Siyonistlerinin inancına göre, Yahudiler Kutsal topraklara dönünce, Hz İsa’nın ikinci gelişi gerçekleşecek, “Tanrı’nın Krallığı”  kurulacak ve İsa dünyaya hükmedecektir.

Şubat 1996’da Kudüs’de 3. Uluslararası Hıristiyan Siyonizmi Kongresi düzenlendi. Bu kongre sonunda yayınlanan bildiride;

“ Herşeye gücü yeten Baba Tanrı’nın dünya için kurtuluş planını açıklamak üzere İsrail Halkını seçtiği” açıklandı. Ayrıca; “İsrail Ulusunun yeniden doğuşunun hem Eski Ahid (Tevrat) hem de Yeni Ahit (İncil)’deki kehanetlerin gerçekleşmesi olduğu” mesajına yer verildi.

Hıristiyan Siyonizmi, Protestan mezhebinin en tutucu kanadı olan Evanjelistlerin inancıdır. Evanjelistler ABD’yi kuran tutucu Protestanların devamıdır. Bunların kendilerini Hristiyan Siyonistler olarak tanımlamaları Tevrat ve İncil’den oluşan Kitabı Mukaddes’in Hıristiyan alemince bir bütün olarak kabul edilmesindendir.

Tevrat ve İncil arasındaki bütüncüllük en açık biçimde İncil’in en önemli bölümlerinden olan Yuhanna’nın Vahyi bölümünde yer almaktadır. Vahyin 21. Bap’ındaki ifade çok açıktır.

Yuhanna bir Aziz’dir ve yaşadığı vahyi şöyle anlatır:

“Ve beni Ruhta büyük ve yüksek bir dağa götürdü. Ve bana mukaddes şehri, Yeruşalim’i, göğün içinden, Allah’tan inmekte olarak gösterdi. Onda Allah’ın izzeti vardı…. Oniki kapısı ve kapıların üzerinde yazılmış adlar vardı. Bunlar İsrailoğullarının 12 soyunun adlarıydı”

Yeruşalim neresidir? Kudüs…

Yine Yuhanna’nın vahyinde Tanrı’nın dünyanın sonu geldiğinde yapılacak savaş olan Armagedon’u  ve kıyameti haber vereceği 7 Kilisenin isimleri yer almaktadır.

Nerededir bu 7 Kilise?

Batı Anadolu’da, Ege Bölgesinde.

İsimleri ise şöyle sıralanmış; Efes, İzmir, Bargama, Tiyatiraya (Akhisar), Sardise ( Salihli), Filadelfyaya (Alaşehir) ve Laodikyaya ( Denizli)

Vahye göre İsa, yeniden bedenlenenecek, bu 7 kiliseden birine inecek ve 1000 yıl sürecek “Altın Çağ”, ya da “Tanrının Krallığı başlayacaktır.

Böylece “Yeşaya’nın Kehaneti” başlıklı önceki yazımda belirttiğim gibi, Yahudi inancı ile Hıristiyan inancının ortak noktaları Anadolu’da kesişmekte ve Tanrı’nın Musa’ya vaad ettiği alanda İsa da Krallığını ilan etmektedir.

Evanjelistler, bu inançla, vaazlar vererek toplumları Siyonist Hıristiyanlığa davet etmeyi ve dini yaymayı yüzyıllardır sürdürmektedirler.

Evanjelizm, ABD’de en yaygın mezhep olup, oranları nüfusun % 25’ine ulaşmaktadır.

2017’de ABD’de yapılan Life Way Anketine göre, Evanjelist Hıristiyanların % 80’i, İsa’nın ikinci gelişi için İncil’deki kehanetin gerçekleşmesi, yani İsrail’in yaratılış sürecinin tamamlanması gerektiğine inanmaktadır. Kehanete inanların oranı Siyahiler arasında ise % 50’dir.

34 Yüzyıl geride kalan Yeşaya kehanetlerini  ve 23 Yüzyıl önce  yazılan Yuhanna’nın Vahyini,  pek de önemsememek mümkün mü?

Ne yazık ki değil…

Tevrat’ın 6. Kitabında ve İncil’de  yer alan ve  Tanrısal bir emir olan Vaad Edilen Topraklara ulaşmak için ABD kökenli kuruluşlar yıllardır çalışıyor. ABD, Dini sadece iç politikanın bir aracı olarak kullanmakla kalmayıp, emperyalist projelerinin bir aracı olarak da kullanmaktan kaçınmıyor.

JOSHUA PROJESİ

İngilizce adı ile JOSHUA,  Netanyahu’nun diliyle YEŞAYA, İslamiyete göre ise YUŞA Projesi Türkiye’de yürürlükte.

“Joshua Project”, ABD’de Colorado Springs’de 1995’te başlatılmış.  2006’da resmi olarak ABD Dünya Misyonu Merkezi’nin yani misyonerlik merkezinin bir parçası olmuş. Evanjelistlerce yürütülüyor.

 Görünürdeki amacı misyonerlik faaliyetleri için gözlem yapmak, veri toplamak.

Peki, hangi verileri topluyor?

“Joshua Project Türkiye” sayfasında, 2024 yılına göre güncellenmiş veriler ayrıntılı olarak belirtilmiş;

• Türkiye’de yaşayan tüm insan grupları etnik kimliklerine ve milliyetlerine göre 85 gruba ayrılmış. Sayıları belirlenmiş ve Türkiye haritası üzerinde yoğunluklu olarak  yaşadıkları bölgeler saptanmış.

• Her grubun hangi dinden olduğu, hangi dili konuştuğu yüzdelik değerlerle hesaplanmış.

• Bu gruplar içindeki Hıristiyan kökenlilerin yanısıra Evanjelistlerin oranı ve Evanjelistlerdeki yıllık artış oranları belirlenmiş.

• Misyonerlik faaliyetleri için kurumsal yapı, kiliseler, kutsal metinler üzerinde çalışmalar yapılarak hangi topluluğa hangi tür dinsel metinlerin verileceği saptanmış.

• Ayrıca eğitim ve iş imkanları için başvuru sayfaları açılmış.

• Ayrıntılı ve titiz bir çalışma ile Türkiye taranmış.

• Toplanan verilere göre; Evanjelistlerin, Türkiye’de  yıllık artış oranı % 1,2.

• Her grubun yaşam alanları, yaşam tarzları, inançları, ihtiyaçları ve bunlarla ilgili dua yöntemleri saptanmış.

Örneğin Zaza Alevileri için edilecek dua şöyle;

“Tanrı’ya onların kalplerini yumuşatması ve İncil’e açması için dua et.

Tanrı’dan Türkiye’de azınlıkta olan bu gruba güç vermesi ve onları koruması için dilekte bulun.

Tanrı’dan Zaza Alevilerinin  boşlugunu sadakatle  dolduracak   bir arabulucu ordusu dile.

Tanrı’dan Türkiye’de yaşamayı kabul ederek Zaza  Alevileri  arasında çalışacak eğiticiler dile.”

• Zazalar, Alevi Zazalar (210.000) ve Dimlice konuşanlar( 1.323.000)  olarak iki gruba, Kürtler de, Kurmançça konuşanlar (9.299.000), Türkçe konuşan Kürtler( 6.445.000) olarak iki gruba ayrılmış.

• Çalışmada alt dil grupları da saptanmış. Ayrıca örneğin Araplar; (Irak, Kuzey Irak, Mısır, Ürdün, Lübnan, Libya, Fas, Kuzey Yemen; Cezayir, Filistin, Sudan, Suriye, Tunus gibi millet esasına göre ayrıştırılarak sayısal veriler derlenmiş.(1.214.792) En büyük grup ise 593 bin ile Kuzey Irak kökenliler.

Türk kökenliler ise 61 milyon 800 bin olarak belirtilmiş.

• Türkiye’deki etnik grupların dünyanın diğer bölgelerindeki sayısal verilerine yer verilmiş.

• Tam 85 insan topluluğu için kendi dilleri ve alfabeleri ile dinsel metinler hazırlanmış.

Bu bir misyonerlik faaliyeti mi? Yoksa misyonerlik kılıfına bürünmüş bir işgal projesi mi? Öyle ya, bu taramanın yapıldığı Anadolu yarımadası “vaad edilen ülke” !

Misyonerlik çalışmalarının Osmanlı Devleti döneminde kaldığını düşünmenin çok yanıltıcı olduğu ortadadır.

1886’da “The Evangelical Union Church of Pera” (Evanjelizm Birleşik Pera Kilisesi) adıyla Beyoğlu’nda kurulan Kilise, 1956 yılına kadar American Board (Misyonerlik Teşkilatı) dan finansal yardım almıştır. 1966 yılında ise adı, “ The Union Church of İstanbul” (İstanbul Birleşik Kilisesi ) olarak değiştirilmiştir. Halen faaliyetlerine Hollanda Başkonsolosluğu arazisi içinde devam etmektedir. Evanjelizmi yaymayı amaçlayan Kilise, 2020’de Mecidiyeköy’de “Uluslararası Hristiyanlık Burs Merkezi’”ni açmıştır.

Misyonerlik günümüzde emperyalizmin yeni bir aracı olarak varlığını sürdürmektedir.

Osmanlılar dönemindeki misyonerlik faaliyetlerini bir başka yazımda, kendi orijinal kaynaklarına ve raporlarına dayanarak  anlatacağım.

Ancak bir tuhaf cehalete de dikkat çekmeden geçemeyeceğim.

Hz. YUŞA TEPESİ

Yahudilerin ve Hıristiyanların birleşik bir cephe oluşturarak kutsal ilan ettiği ve Tevrat’ın 6. Kitabında yer alan kehaneti nedeniyle soykırıma gerekçe yaptığı Yeşaya/ Joshua/ Yuşa adlı peygamberin mezarının İstanbul’da Beykoz’da olduğuna yıllardır inanılıyor. Onu İslam’ın kutsal kişisi zanneden, halkımız orada derdine çare arıyor.

Devam edelim; Beykoz/ Anadolu Hisarı’nda, Yuşa Hazretleri Tepesi adı verilen yerdeki türbe ona mı ait?

Kuran da adı geçmemesine rağmen, tefsirlerde,  Hızır ile buluşan kişinin Yuşa olduğu yorumunu yapanlar hiç mi sorgulanmaz?

Yabancı kaynaklar, mezarın Batı Şeria’daki Kifi Haris’de bulunduğunu ve fotoğraflarını yayınlıyor.

Peki, bizdeki 17 metre uzunluğundaki, boş mezar ne zaman yapılmış?

Hikayesi şöyle;

Kanuni Sultan Süleyman’ın süt kardeşi Yahya  Efendi (1494-1570) rüyasında Hz. Yuşa’yı görür. Yuşa, tepeyi işaret ederek, “beni burada bul” der. Böylece tepeye 17 metre uzunluğunda bir mezar ve türbe inşa edilir.

Akıl en değerli hazinemizdir.

 M.Ö. 13 yüzyılda yaşayan bir kişiye, 29 yüzyıl sonra, bambaşka bir coğrafyada mezar yapmak ve Anadolu topraklarını işgal etme emri alan Yahudi peygamberini kutsallaştırmak sonsuz bir hoşgörü mü yoksa aklın, bilimin ve tarihin yok sayılması mı?

Atatürk’ü yeniden saygıyla analım; “Hayatta en hakiki mürşit (yol gösterici) ilimdir!”