Sanayi devrimleri ile birlikte sermaye farklı bir modele büründü.
Cebinde metelik olmayan toprak ağalarının yerini, parayla oynayıp herşeyi satın alan işletme sahipleri aldı.
Açtıkları işletmelerde sundukları maaş ve sosyal olanaklar, toprak ağalarını fena vurdu.
Karın tokluğuna tarlada, bağda, bahçede çalıştırdıkları işçiler, kravatlı fötrlü sanayicilerin etrafında kümelendi.
Böylece, hasat ve verim problemi yaşayan feodal toprak ağaları, sanayicilere savaş açtı.
İç savaş çıktı.
Neticede Amerikadaki Kuzeyli Sanayici ile Güneyli Ağa, emek üzerinden birbirine girdi.
Kuzeyli, Güneyliyi hallaç pamuğu gibi attı.
Sanayicilerin desteğiyle kuzeylinim teknik donanımı yüksek olunca ve de tüfeklerinin menzili daha uzun olunca, Güneylinin 14-15 yaşlarındaki çocukları bile savaşa katılmak zorunda kaldı ve yok oldu.
Osmanlı, sanayi devrimleri ile ilgilenmediğinden, Güneyin başına gelen Osmanlının da başına geldi.
Balkanlarda yaşadığı mağlubiyetler, bir anda Kuzey Afrika ve Arap coğrafyasına da yayıldı.
Ordusu her cephede yenildi.
1800’lerin sonlarına doğru, ikinci sanayi devriminin de etkisiyle, feodal yapılar zayıfladı, sanayi üretimi yapan küçük işletmeler güçlendi.
Yeşilçam bile bu konuya duyarsız kalmayıp, Züğürt Ağa filmini çekti.
Haraptar köyündeki maraba, büyük şehirde ara sokakta açtığı küçücük bir nalbur dükanıyla, 40 köyü olan ağaya harçlık verecek konuma geldi.
Sermaye artık, şehirde idi.
Ara sokakta nalbur olarak var olmaya çalışan eski maraba, yapsat müteahhitliği ile komprador olmaya başladı.
Okur yazar olmasalar da, “söz senettir” düsturu ile büyük işlere girdiler.
Altyapı ve üst yapılar inşa ettiler.
Yanlarında çalıştırdıkları mühendisler ile büyüdüler.
Mühendisler de aranan damat adayı oldular, yüksek gelirli ve yaratıcı olduklarından.
Yeni dönem sanayicilerin sermayeleri hem zamparalık yapmaya hem de evdeki düzeni devam ettirmeye yetiyordu.
Zamparalığın kuralı ise meşhur olmak ve yanındakini de hem meşhur etmek hem de namerde muhtaç etmemekti.
O zaman ver elini kulüp başkanlıkları.
Şöhretin ve itibarın en kısa yolu.
Dört büyüklerin ve Anadolunun tüm kulüplerinin başkanları bu yeni mühendis destekli yapsatçı müteahhitler oldu.
Bu başkanlarn masrafaları ağır olduğundan, daha çok inşaat işi yaptılar ki sermaye sorunu yaşamasınlar.
Üretime dayalı kurdukları bu çark büyüdükçe, futboldaki başarılar da büyüdü.
Ne olduysa, son dönemlerde mühendisler ellerindeki sermaye birikimlerini kaybettiler.
Futboldaki etkileri azaldı.
Boşalan koltukları, yeni sermaye sahipleri olan avukat çeteleri eline geçirdi.
Sıfır üretim yapmalarına rağmen, milyon euroluk transferlerin altına girdiler.
Her akşam televizyonlarda kafa ütülediler.
Garibanların ezildiği hukuk mücadelelerine sponsor hukukçu olup, sahte Robin Hood’luğa soyundular.
Sonunda da amele sümüğü misali duvara tosladılar.
Tıpkı, düşünen, tasarlayan ve üretim yapan zeki mühendislerini gözardı ederek arka plana atan, alengirli işleriyle gündeme gelen, ne sanayiden ne de üretimden anlayan hukukçularını sermayeder yapan ülkeler gibi.
Çok Okunanlar
Sadettin Saran'ın yaptırdığı ikinci uyuşturucu test sonuçları belli oldu
Yılın son anketinde AKP ve CHP arasındaki fark ortaya çıktı!
Anket: Erdoğan sonrası AKP'nin başına kim geçsin?
Uyuşturucu soruşturmasında 3 yeni dalga operasyon!
Anıtkabir’de dün kimler vardı?
Mehmet Akif Ersoy tutuklanmadan 78 gün önce bir mahkemede bunlar anlatıldı...
Okan Tüysüz'den olası İstanbul depremi için endişe veren uyarı!
Serdar Bilgili'ye 'naylon fatura' suçlaması
Seyahat sanattır
Mühendis kalmadı hukukçu verelim