Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
46,8469
Dolar
Arrow
40,5798
İngiliz Sterlini
Arrow
54,2381
Altın
Arrow
4339,0000
BIST
Arrow
10.642

Boğanın esas kızdığı

Teslim edeyim, belki de doğuştan muhalifim. Rahmetli annem anlatırdı. Daha üç-dört yaşındayken oturduğumuz evde -ki ahşaptı- yangın çıkmış ve beni, oturak üzerinde, komşuya kaçırmışlar. Sevgili annem gülerek devam ederdi. Bir süre etrafı süzdükten sonra dudaklarımdan şunlar dökülmüş: “Sizi sevmiyorum, buraya beni zorla taşıdılar!” Belki de bu muhalif niteliğimden ötürü en sevdiğim fıkralardan biri boğanın neden kırmızıya kızdığıdır. Fıkraya göre aslında kırmızıya kızan boğa değil inekmiş. Boğayı çileden çıkarıp saldırgan yapan esas olarak inek yerine konmakmış.  

Dedikten sonra devam edeyim. Belki de bu doğuştan hasletim sabahları ilk iş beni muhalif gazeteleri okumaya itiyor. Bunlardan tirajı en yüksek olanın önde gelen ekonomik köşesinin kuşkusuz konusunda çok deneyimli yazarı kısa bir süre evvel aynen şöyle diyordu: 

Bir İsviçre bankası olan UBS, 16 yıldır “Global Wealth Report” (Küresel Servet Raporu) adlı bir rapor yayınlıyor. 2024 sonuçlarının yer aldığı 2025 raporu geçen ay yayınlandı. Rapor, dünyadaki şahsi servetler toplamının %92’sini temsil eden 56 ülkeyi kapsıyor. Dünyada GSYH (yıllık milli gelir) kabaca 110 trilyon dolardır. Şahsi servetlerin küresel toplamı ise 470 trilyon dolar. Bunun kabaca yarısına dünya nüfusunun %1’i sahip.  Rapor, bir “sebep-sonuç” analizi içermiyor. Bu bakımdan bilimsel değildir. Daha ziyade bir pazar araştırmasıdır. Böyle olmakla birlikte gelir ve servet dağılımını inceleyen iktisatçılara derlemesi zor bilgiler vermektedir.  Servetin ülkelere ve kişi başına dağılımını gösteren bu raporda yer alan “servet” gerçek kişilerin (ailelere göre tasnif daha anlamlı olurdu) şahsi varlıklarıdır. Kamunun (devletin) sahip olduğu servetler bu toplama dahil değildir.  Bu raporda yer alan servetler, kişilerin sahip olduğu menkul ve gayrimenkul varlıklarının piyasa fiyatıyla hesaplanmış toplam ederinden, borçlarının düşülmesiyle bulunmuştur. Yani net servetlerdir. Pek tabii bu hesaplar isim isim yapılmamaktadır. Buna zaten imkan yoktur. Halka açık bilgiler kullanılmaktadır. Ulusal para birimleriyle hesaplanan servetler ülkeler arasında karşılaştırılabilsin diye ABD dolarına çevrilmiştir. Bu çevirme de cari kurdan yapılmaktadır.  Bu da doğru kıyaslamaları zorlaştırmaktadır.

İtiraf edeyim. Yazılanları okuyunca kendimi çok uzun yıllar sonra yeniden komşuya kaçırılmış gibi hissettim. Neden mi? 

1. Yazarın şiddetle eleştirdiği   Küresel Servet Raporu  dünyadaki  tüm servetin yarısının dünya nüfusunun yüzde birinin elinde olduğunu söylüyor. Diğer bir deyişle çivisi çıkmış şu dünyada ne denli bir servet eşitsizliği olduğunun altını çiziyor.                                   Yazarımız buna dudak kıvırıyor ve “Rapor, bir “sebep-sonuç” analizi içermiyor. Bu bakımdan bilimsel değildir.” buyuruyor. Kusura kalmasın. Bilimsel olmakla nedensellik çok hem de pek çok örnekte koşut gitmez.                                                         

Bundan öte, acaba yazarımız dünya başka nedenlerden çivisinden çıktı da bu kahrolası gelir eşitsizliği bunun sonucu mu oluştu diye en azından kendini avutuyor diye de aklıma gelmiyor da değil. O zaman da kendime kızıyor “Saçmalama Hasan!” diyorum. 

2. Yazarımız “Servetin ülkelere ve kişi başına dağılımını gösteren bu raporda yer alan “servet” gerçek kişilerin (ailelere göre tasnif daha anlamlı olurdu) şahsi varlıklarıdır.” diyor.  Bir yerde haklı diye düşünüyorum. Belki de bu servetin kaç ailede toplandığının bilinmesi bize dağılımın eşitsizliği hakkında daha da ayrıntılı bilgi verir.   

3. Ancak o da ne. Yazı, servetlerin hesabı yapılırken, “Pek tabii bu hesaplar isim isim yapılmamaktadır. Buna zaten imkân yoktur. Halka açık bilgiler kullanılmaktadır.” diye devam ediyor. Öyle ya, hangi ailenin ne kazandığı halka ne? Aklıma mini mini mini valimizin yıllar önce “Halk plajlara hücum etti, vatandaş denize giremiyor.” deyişi gelmiyor değil.  

Yazımın sonuna gelirken komşuya kaçırılma anımdan kurtulup biraz ciddiyete dönmem gerek diye düşünüyorum. 

a. Her insan, her toplum daha refah yaşamak ister. Ancak bunun bir yolu yordamı vardır. Hasan daha refah içinde yaşamak isterken doğaya, çevreye ve hepsinden öte insan olarak kendi gibi refah içinde yaşamak çabasında ve arzusunda olan hemcinslerine, onların yaşam haklarına titizlikle saygılı olmak zorundadır.

b. UBS Küresel Servet Raporunda, eleştirdiğim ekonomi yazarının hiç söz etmediği, iki veri daha var. Raporun konusu olan 56 ülkeden sadece Türkiye’de bir yıl arayla toplam servet açısından bir düşüş yaşanmıştır. Ancak aynı yıl içinde ülkemizdeki dolar bazında milyonerler arasında %8,4 lük (7000 yeni dolar milyoneri) bir artış olmuştur. Raporun altını çizdiği gibi bu bir dünya rekorudur ve raporun altını çizmediği gibi Hasan’ın refahını arttırmak yolunda ne derece arsızlık ettiğinin bir göstergesidir. 

c. Neden- sonuç mu aramak gerek. Adaleti bir sorunlar yumağı, servet üzerinden düzgün vergi alınmayan, işçilerinin sendikalaşma oranı ancak %10’un biraz üstünde ve anti-tröst yasalarının olabildiğince gevşek olduğu bir yörenin kapitalizmi de bu kadar olur. 

Son olarak anımsatayım. Kapitalistlerin amentüsü, Adam Smith’in ünlü eserinin başlığı kişilerin değil ulusların zenginliğidir.  Ekleyeyim. Aşırı arsızlık ülkeyi elden çıkarır.