Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

“Ahmak” demekle “Ahmak Yerine Koymanın” cezası aynı olsun!

Adalet sisteminin uzun süredir üzerine kafa yorduğu soru şu: “Ahmak kim?” 

Mahkemeler bu soruya cevap aramaya devam etsin, akıllara başka bir soru daha geliyor: “Yoksa ahmak yerine konulan biz miyiz?”

Tartışmayı biliyorsunuz zaten. eski İç İşleri Bakanı Süleyman Soylu, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na “Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum” dediği gün İmamoğlu, “31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır” cevabını vermişti.

İşte siyasi hayatımıza “Ahmak Davası” olarak giren sürecin dayanağı, bu diyalog oldu. Gelin görün ki yargı sistemi 5 yıldır süren bu olaydan “siyasi kriz” çıkarmayı başardı ya da buna ön ayak oldu.

Başka bir ifadeyle siyaset, yargının işleyişine müdahale edince, iş içinden çıkılmaz bir hal aldı.

Bu tartışmayı yaşayan iki sıradan kişi olsaydı ya da taraflarından biri en azından Ekrem İmamoğlu olmasaydı, bu soruşturma bir davaya dönüşmez, yaşananları kimse ciddiye almazdı.

Ancak gelin görün ki “Güçlülerin Hukuku” olarak nitelendirebileceğimiz süreçte yaşananlar, bu yargılamanın “siyaseti dizayn projesi” olduğunu gözler önüne serdi.

Bu söyleme siyasi iktidarın itirazının olduğunu biliyoruz. Onların değerlendirmesi “bağımsız yargı, tarafsız karar verdi” ve “herkesin saygı göstermesi gerekir” yönünde… Tıpkı geçmişte birçok siyasi davada benimsedikleri söylem gibi.

Ancak yargılama sırasında yaşananlar bunun aksine işaret etti:

Örneğin iki siyasinin “ahmak” söyleminden ibaret soruşturma 18 ay sürdü. Ne toplanacak delil ne de yapılacak bir usulü işlem olmamasına karşın. 

Mayıs 2021’de dava açıldı. Davanın Hâkimi ise teamüllere aykırı şekilde Haziran 2022’de görevden alınıp Samsun’a gönderildi. Bu tayine itiraz edilse de HSK dikkate almadı.

İmamoğlu’nun “ahmak” dediği ileri sürülen Yüksek Seçim Kurulu Başkan ve bazı Üyeleri ise şikayetçi olmadı. Biz “üzerimize alınmadık” dedi.

Aralık 2022’de Savcı, Esasa İlişkin Mütalaasını açıkladı; İmamoğlu’nun cezalandırılmasını talep etti. Avukatları savunma için süre istedi. Hâkim, sıra dışı şekilde duruşmayı “aynı gün öğleden sonraya” erteledi ve Mahkûmiyet Kararını açıkladı.

İmamoğlu’na üst sınırdan ceza verildi, cinayet sanıklarına dahi yapılan “iyi hal indirimi” uygulanmadı, cezası ertelenmedi, para cezasına çevrilmedi.

İmamoğlu’nun avukatları Ocak 2023’de istinaf sürecini başlattı. İncelemeyi yapacak olan Ceza Dairesi’nin Başkanı ve Üye Hakimi yine teamüllere aykırı şekilde değiştirildi.

Tüm bunların üzerine, eski bakan Süleyman Soylu’nun, madem “bana ahmak denmiş” diyerek, İmamoğlu hakkında suç duyurusunda bulunduğu, o soruşturma da ise takipsizlik kararı verildiği konuşuldu.

Özetle, Adil Yargılanma Hakkı’na aykırı tüm bu gelişmeler, davanın safhalarında vücut bulmuş oldu. Tarafsız bir gözle davaya bakan her hukukçu, yaşananların “hukuki” değil “siyasi” niteliğinin olduğunu tereddütsüz ifade eder.

Hatta “Düşman Ceza Hukuku” uygulamasının ete kemiğe bürünmüş bir örneği denilse kimsenin itirazı da olmaz.

Birine “ahmak” demek hakaret midir, değil midir tartışmasının dışında kalarak söylemek gerekir ki, olağan yargı sistematiğine tamamen aykırı, sıra dışı bir süreç yaşandığını tarihe not düşmek gerekiyor.

İmamoğlu’nun yargılandığı davada yaşananları “olağan gösterme” çabası ve “adalet tecelli etti” söylemi, bu davayı yakından takip edenleri “ahmak yerine koymak” anlamına geliyor. 

Önerim şu ki, “ahmak” demekle “ahmak yerine koymanın” cezası aynı olsun. Milleti ahmak yerine koyanlar yargılansın, haklarında aynı usul ve tarife uygulansın. 

Adalet herkes için tecelli etsin!

Kısa bilgi: Av. Dr. Rahşan Sertkaya Daniş, bu konuda X sosyal medya hesabından bir paylaşım yaptı. Paylaşımda, 2018 senesinde “ahmak” söyleminin, siyasilerin taraf olduğu bir hakaret davasında Yargıtay 18. Ceza Dairesi’nin önüne geldiğini ve Yerel Mahkemenin verdiği Beraat Kararının onandığı bilgisini paylaştı. Karara göre Yüksek Mahkeme bu söylemde “suç yok” demiş. Gel gör ki İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ise kendisine “ahmak” denilmesine cevap verdiği için 5 yıldır yargılanıyor. Bunun adı “tarafsız ve bağımsız yargı” oluyor. Ahmakça ama böyle…