Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
48,1615
Dolar
Arrow
41,1780
İngiliz Sterlini
Arrow
55,6235
Altın
Arrow
4755,0000
BIST
Arrow
11.288

Bir uyarı: Altın rantının sonu mu?

Geçmiş 250 yıllık piyasa ekonomisine dayalı kapitalist uygulama, kâr oranları düşmeye başladığında, mevcut artık değer birikimi üzerinden emtia spekülasyonu evresine geçer. Altın üzerinden kârlılık arayışından çok, değer koruma öne geçmektedir. Tarihte önce gümüş ve sonra altın üzerinden mübadele değerini artırmak, bu arada spekülasyona yol açmak genel geçer bir yol olmuştur. Hane halklarının kültürel ve geleneksel alışkanlıkları bu spekülasyona yardımcı olur.

Çin, Hindistan ve Türkiye’deki hanehalkı altın alımlarını hem kültürel, hem de “yatırım” niyetiyle görebiliriz.

Ya merkez bankaları?

Onların derdi rezerv erimesinin önüne geçerek, yedek parasal dayanak sağlamak.

Altına yeniden ilginin arttığı bu dönem, Altın Para Sistemi (APS) (1870-1914), Bretton Woods’da oluşturulan Altın Kambiyo Sistemi (1944-1971) dönemlerine göre altın mikyasında ne derece etkili olabilir? APS’den hemen sonra Birinci Savaşı yaşayan dünya, BW Sistemi sonrasında petrol şokuyla şiddetlenen stagflasyonist bir sürece girmişti.

Sermaye akımlarındaki devasa artışa bağlı olarak, doların altın karşısında çok büyük değer kaybına tanık olduk. Örneğin 1920’lerde 1 ons altın 20 dolar civarındaydı, günümüzde 4000 doları aştı. Peki bu 200 katlık artışın ekonomide karşılığı var mı ve sürdürülebilir bir düzey midir? Hayır, çünkü büyük artık değerin kaynağı olan ABD ulusal geliri 100 yılda sadece 35 kat artmış. Anılan dönemde nüfus 250 milyon artarak 360 milyona gelmiş ve kişi başı gelir yaklaşık 10 kat artmış. Gelir dağılımı bozuk olduğundan, bu 10 katlık artışın ortalama vatandaşa ancak 5 katlık artışla yansımış olduğunu tahmin edersek, dünyadaki artık değerin bir kısmını yutan 200 katlık bir altın artışıyla karşı karşıyayız.

Yani altındaki artış, kişi başı gelirdeki artışa göre yaklaşık 40 kat fazla. Altın yatırımcısı refahı, ortalama vatandaşa göre 40 kat fazla elde etmiş.

ALTININ GELECEĞİ VE TÜRKİYE'DE DURUM

En büyük rezerve sahip (8133 ton) ABD kendi sermaye birikimini kasalarda bekletmeye razı gelemeyecek, diye düşünüyorum. Bu nedenle altının geleceği pek parlak değil. Kapitalizmde hiçbir meta ve emtia, sermayenin kârından daha değerli değildir. Büyük artık değerin yeniden üretilmesine engel teşkil eden hiçbir yatırım aracı bundan müstesna değildir.

Neoliberalizmin temel önermesi gereği, rezervlerin görevi ödeme krizine hazırlık için yedek akçe bulundurmaktır. Orada “rezerv yönetimi” devreye giriyor.

TCMB rezervlerindeki artışın yüzde 47 oranında altın stokundan (700 ton civarı) kaynaklanması dikkat çekici. Dünyada ABD hariç hiçbir merkez bankası bu oranda altın rezerv oranı sağlamıyor.

ABD tahvil piyasasından çekilerek altına yatırım yapmak ve rezerv çeşitliliğini artırmak TCMB için olumlu, ancak bunun sürdürülmesi mümkün değil. Zira altında tehlike çanları çalmaya başladı bile. ABD’nin kendi parasını uluslararası ödemelerde rahatlıkla kullandığını bildiğimizden, altın rezerviyle parası dolara müdahale edebilecek gücü olduğunu da anlayabiliyoruz.

Geçen hafta onsu 200 dolar düşen altın, hâlâ çok değerli ama bunun garantisi yok. ABD Çin ticaret anlaşmasıyla gümrük tarifelerindeki tırmanışın bir sene ötelenmesi, altın değer düşüşünde etkili oldu. Zira kapitalizmin aktörleri temel bir meta üzerinden spekülasyona izin verirken, bu durumun uzun süremeyeceğini, kârları tırpanlayacağını kestirirler. Çünkü altına dayalı metalardan elde edilen katma değerin çok üstünde katma değer ve buna bağlı olarak artık değer üretmek mümkünse, bu değerlendirilir.

Yapay zekâ, dijital yatırımlardaki büyüme çok hızlı. Bu hızın “balon”, yani “aşırı üretim” getireceği iddia edilse de, henüz o aşamada olunmadığı rahatlıkla gözlenebiliyor. Yapay zekâ yatırımları yüzde 20’ye yakın büyüme arz ediyor ve henüz 1 trilyon dolar bile değil. Dijital yatırımlarda kripto piyasası 5 trilyon dolara yakın bir büyüklükte. Bütün bunlar büyük dünya artık değeri içinde önemli değerler elbette. Fakat gidecekleri yol olduğu gözleniyor, zira kapitalizmin kâr fırsatı olarak gördükleri alanlar olarak öne çıkıyor. Şimdiden İsveç ve Norveç’te nakit para kullanımının kalktığı gözleniyor. Yerine altın kullanılmıyor tabii; bu, dijital paraya geçişin bir aşaması sadece. Karekodlarla ödemeler giderek yaygınlaşıyor. Bu ödemelerin dijital olarak türevleri de geliyor.

Bir paranın mübadele değerinin sonsuz olması, kullanım değerinin sıfır olması beklenir. Altın ve gümüş paralar (bimetalizm) bu tanımlamaya uygun araçlar olmaktan çoktan çıkmıştır. Zira yerkürede altın rezervinin büyük bir kısmı çıkarıldı, yani altının likiditesi çok zayıf bir olasılık olarak gözüküyor.

Merkez Bankası ve hane halkının dikkatine sunulur...