ABD’nin 2024 yılı dış ticaret açığı, 918 milyar dolar. Bu açığın yüzde 58’i, Çin (295 milyar dolar) ve AB ülkeleri (236 milyar dolar) ile yapılan ticaretten kaynaklanıyor. ABD Başkanı Trump, “Çin ve dost bildiğimiz ülkeler bizi sömürüyor” diyerek tarifeleri (gümrük vergilerini) artırdı.
Şimdi gelelim işin aslına. ABD’nin dış ticaret açığı dediği şey, Türkiye gibi ya da parası rezerv olmayan bir ülke gibi bir açık değildir ki… ABD dış ticaret açığı vermez. Ürettiğinden fazlasını tüketmek için doğrudan bir bedel ödemez. Parası rezerv paradır. Dolar basar, verir parayı alır malı. Dolar basıp mal ithal etmekle de kalmaz. Üstüne bir de dış ticaret fazlası veren ülkelere, örneğin Çin’e, Japonya’ya, AB ülkelerine ABD Hazine kağıtları verir. Dış ticaret fazlası veren ülkeleri giderek daha fazla dolar bağımlısı hale getirir.
ABD dolarının rezerv para olması sayesinde, ABD; kağıt, mürekkep, baskı, işçilik maliyeti ile dünyanın herhangi bir yerinden dilediği kadar mal ve hizmet satın alabilir. 28 Kasım 2024’te Ekonomim Gazetesinde Özer Şeyda Uyanık’ın haberine göre, 100 dolarlık banknotun toplam baskı maliyeti 9.4 centtir. Kabaca bir birimlik maliyete karşılık 1000 birimlik bir değer.
Esasında ABD, dünyaya kâğıt verip istediği ürünü alabilirken ve dünyayı haraca boğarken ne oldu da Trump bu düzeni geri çevirmek için gümrükleri artırdı? Üstelik sözde dış ticaret açığına neden olan ithalatın önemli bir kısmı, yine çok uluslu Amerikan şirketleri adına dünyanın çeşitli ülkelerinde yapılan fason üretimin ABD’ye getirilmesi…
ABD’nin gümrükleri artırmasının iki etkisi olacak. Bir tanesi ABD’de fiyatlar yükselecek enflasyonist bir baskı oluşacak. Diğeri de çok uluslu Amerikan şirketlerinin karları düşecek. Bu kadarla sınırlı kalmayacak, Dünyada çok şey değişecek gibi duruyor.
TRUMP SUİKASTİNİ HATIRLAYARAK BAŞLAYALIM
Çok uluslu büyük şirketlerin ve FED’in nasıl bir tepki vereceğini hemen hemen tahmin etmekle birlikte şimdilik bekleyip görelim. Ama FED’in Amerikan devlet kuruluşu olmadığı 8 ailenin kontrolünde olduğunu hatırlarsak, dünyayı derinden sarsacak değişik tepkilerin geleceğini söylemek kehanet olmaz.
28 Haziran 2024’de X (eski adıyla Tweeter) platformunda şöyle bir paylaşımda bulunmuştum:
“TV’de Biden-Trump tartışması üzerine…
Trump seçilecek gibi. Lakin… FED 2 Amerikan Başkanına suikast yapmıştı. Bu kez seçilmeden önce deneyebilir.”
Bir kehanet mi? Değildi. 14 Temmuz 2024’te Trump’a suikast girişimi oldu ve ben de 15 Temmuz 2024’te 12 Punto’da bu öngörümün detaylarını anlatırken kısa bir dünyada rezerv para tarihini, FED’i, Abraham Lincoln ve J.F.Keneddy suikastleri ile bu başkanların FED ile tartışmalarını hatırlattım. Konuya ilgili duyuyorsanız o tarihteki yazının linkini paylaşıyorum. Dolar ve olaylar arasındaki ilişkiyi kavramak için, o yazıyı okuyup tekrar bu yazıya dönmenizi öneririm.
https://12punto.com.tr/yazarlar/meric-koyatasi/trump-suikastini-onceden-tahmin-etmek-44065
Doların dünya rezerv para birimi olmasının arkasında 2. Dünya Savaşı ve daha savaş bitmeden topladığı Bretton Woods anlaşması, savaş bitmeden önce kurduğu IMF, Dünya Bankası, savaştan sonra kurulmasına öncülük ettiği BM, NATO ve ABD donanması vardır.
Bu durumda doların maliyeti yukarıda dediğimiz gibi sadece kâğıt, mürekkep giderleri olmuyor. Arkasında ABD donanmasının gücü ve bu gücü sağlamak için yapılan harcamalar var. Yazının ilerleyen bölümlerinde bu konuya tekrar değineceğim.
EMPERYALİST SİSTEMİN AŞAMALARI…
Trump’ın gümrükleri artırma kararı, 1980’li yıllarda ABD tarafından ortaya atılan 1990’larda da soğuk savaşın bitmesinden sonra yaygınlaşan neoliberal düzenin sonuna gelindiğini gösteriyor. Yerine ne kurulacak? Kestirebilmek için eski dönemlerdeki aşamaları başlıklar halinde hatırlayalım.
BİRİNCİ AŞAMA: Bildiğimiz insanlık tarihinin başlangıcından Sanayi Devrimine kadar olan dönem. Askeri güç kullanarak git, işgal et, ürettiği değerleri, hammaddelere, beşeri sermayesine, çocuklarına gençlerine el koy.
İKİNCİ AŞAMA: Sanayi devrimi sonrası dönem. Sanayi ürünleri üret, askeri güçle dış pazarları ele geçir, rakip ülkelerin pazara girmesini engelle. Yüksek bedelle sanayi ürünleri sat, tarım ürünleri ve hammaddelerine düşük bedellerle el koy. Dış ticaret fazlası vererek refahı kendi ülkene transfer et. Borçlandır. Ekonomik bağımsızlık kazanmasını engelle. (Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşının temel nedenleri) İkinci dünya savaşı sonrası soğuk savaş ve iki kutuplu dünya düzeninde savaşlara ara verildi. Sanayi ürünleri yoluyla ya da doğrudan yabancı sermaye yatırımlarının kar transferleri yoluyla bu sistem 1990’lı yıllara kadar sürdü.
ÜÇÜNCÜ AŞAMA NEOLİBERAL DÖNEM: Soğuk savaş ve iki kutuplu dünya sona erdi. Tek kutuplu dünyada ticaretin ve teknolojinin gelişmesiyle küreselleşmeye gidildi. Neoliberal dönemin iki temel özelliği; mallar gümrük duvarlarına takılmadan serbestçe alınıp satılabilecek, sermaye serbestçe dolaşabilecekti. Bu dönemde sanayi sermayesinin yanı sıra finans kapital öne çıktı. Malların serbest dolaşımı, teknolojinin yaygınlaşması ve artan rekabet şartları nedeniyle çok uluslu büyük şirketler sanayi ürünleri fiyatlarında diledikleri gibi fiyatlama yapamıyorlardı. Bu dönemde emperyalist kaynak aktarım mekanizmasında ağırlık borçlandırmaya kaydı. Borçlandır, kendine bağımlı kıl, hem faiz geliri elde et hem de doğal kaynaklarını ucuza kullan. Bu dönemde büyük savaşlar yerine bölgesel vekalet savaşları ve bölgesel huzursuzluklar çıkartılması ağırlık kazandı.
GELECEK ÇOK HIZLI GELİYOR
Bundan sonra ne olacak? Trump şuurunu mu kaybetti? Elinde doların senyoraj hakkı varken, dilediği ülkeden dilediği kadar malı, kâğıt vererek alabilecekken, şimdi neden Amerikan işçilerinin ürettiği malları satarak tekrar emperyalist sistemin bir önceki aşamasına geri dönmek istiyor?
Neoliberal düzen hem ülkeler içinde hem de ülkeler arasında çok ciddi bir gelir eşitsizliği yarattı. Girdiği 2008 krizinden henüz tam olarak çıktığı söylenemez. Diğer taraftan neoliberal düzenin en önemli ayağı malların serbest dolaşması ilkesi, ABD’den çok Çin’in işine yaradı. Çin’in bu hızla büyümesi devam ederse, yakın gelecekte ABD’yi geçme olasılığı kesinleşti gibi… Trump, gümrük tarifeleri ile neooliberal düzenin en önemli sütununa saldırıya geçti. Yeni bir değişimin sancılarını yaşıyoruz.
Neoliberal düzen sonrası olası iki değişiklik var. Öncelikle zaman çok hızlı akmaya başladı. Burada sözünü ettiğimiz zaman, dünyanın kendi ekseni ve güneşin etrafındaki dönüşle ölçtüğümüz zaman değil. Dünya yine kendi etrafında dönerken 4 dakikada bir güneşe göre bir meridyen (boylam) geçişi yapıyor, 24 saatte kendi etrafındaki dönmesini sağlıyor. Ve yine 365 gün 6 saatte bir güneşin etrafındaki dönüşünü tamamlıyor. Söylediğimiz şey, zamanın ruhu, teknoloji ve ekonomideki gelişmelere paralel olarak sınıflar arası ilişkiler, birey devlet ilişkileri, toplumsal yapılar ve siyasal sistemler ve yönetim biçimleri, hatta savaş tekniklerindeki hızlı değişim… Özellikle yapay zeka, robotlar, quantum bilgisayarlar ile beklediğimiz gelecek, beklediğimizden çok daha erken gelecek gibi görünüyor.
GELECEĞE YÖNELİK SENARYOLAR VE ABSÜRT SORULAR
Bugünden tarihi yazamayız. Ama tarihe, özellikle iktisat tarihine dikkatlice bakarsak, yarınlar için tarihe not düşer, olabilecekleri aşağı yukarı öngörebiliriz.
Önümüzde iki yol var. Ya daha çok demokrasi ve sosyal devleti önceleyeceğiz… Ya da dünyanın birçok ülkesinde, devasa teknoloji şirketlerinin kontrolünde ve onlarla işbirliği yapan diktatörlerin dijital otokrasi yönetimlerine dönüşeceğiz.
Rafa kalkmış anayasalar ve temel haklar, sosyal medya platformları ve algoritma yönetimleri ile insanlara tüketimden seçmen tercihine kadar her alanda teknoloji şirketlerinin arzuladığı yönde karar aldırabilen teknolojik yetenekler, piyasa ekonomisindeki tüketici tercihleri ile demokrasilerdeki seçmen tercihlerini çöpe atacak. Her şeye algoritmalar karar verecek. Ülkelerdeki minik vekil diktatörler de kafasını kaldıranı susturacak.
Daha çok demokrasi ve sosyal devlet idealinin ne yazık ki Batı Avrupa ülkelerinde bile gerilediğine tanık oluyoruz. İki kutuplu dünyada sosyalist sistem çöktükten sonra, kapitalist sistemin kendisini pazarlamak için daha çok demokrasi ve sosyal devlete ihtiyacı kalmadı.
Peki dijital diktatörlükler ve ABD gümrük vergileri arasında nasıl bir ilişki kurmalıyız?
Bu saatten sonra olacaklar için bir tahmin değil, ancak soru üretebilirim. Soruların bir kısmı kulakları tırmalayacak kadar absürt olabilir. Madem ABD’nin kağıt vererek dilediğini satın alma olanağı varken, başka bir düzene doğru geçiş aradığı konuşuluyor, o zaman absürt soru sormanın da zamanı gelmiştir diye düşünüyorum.
YENİ KUŞAK DOLAR MİLYARDERLERİ
Dünyanın birçok ülkesindeki dijital otoriter yönetimleri kontrol altında tutacak dev teknoloji şirketler, sadece Wall Street’te değil, artık Beyaz Saraydalar… Dünyayı ele geçirmeye çalışan manyaklaşmış zengin adamların hikayelerinin anlatıldığı absürt komedi Hollywood filmleri gibi…
Amerikan Merkez Bankası FED, 18’inci yüzyıldan bu yana dünya finans kapitalini elinde bulunduran 8 ailenin kontrolünde . Geleneksel sanayi sermayesi ve çok uluslu Amerikan şirketleri de yine en az 4 kuşaktır sahnede.
Şu anda Beyaz Sarayda etkili olan yeni kuşak teknoloji devlerinin tamamına yakını, evlerin garajında bir bilgisayarla bu işe başladılar. Bir mirasa konmadılar. Kuşaklar boyu servet biriktiren ailelerin servetlerinin ya da çok ortaklı şirketlerin elde ettiği servetten çok daha fazla servete sahipler. Bırakın torunlarını, bu zenginlerin çocukları hala işleri devralacak yaşlara gelmedi bile…
Eski kuşak servet sahibi ve çok uluslu- çok ortaklı ABD şirketleri bu gümrük vergilerinden olumsuz etkilenecek. Gerçi yeni kuşak dolar milyarderlerine ait teknoloji şirketlerinin borsa değerleri düştü ama oradaki servet gerilemesi kalıcı olmaz. Soru şu: İki farklı zengin kesim arasında bir çıkar çatışması olabilir mi? Özellikle yeni rezerv paranın sahibi kim olacak sorusuyla birlikte düşünelim.
Evet ABD doları rezerv para… Ama bu parayı ABD devleti değil, 8 ailenin ortak olduğu FED basıyor. FED ve Trump arasındaki ilişkiler epey gergin. Cuma akşamı FED Başkanı Powel oldukça diplomatik bir üslupla Amerikan Ekonomi Gazetecileri Enstitüsünde yaptığı toplantıda, özetle şunları söyledi: “Tarifelerin etkisi beklenen daha büyük olacak. Daha yüksek enflasyon ve daha düşük büyüme olacak.”
ÇİN YENİ BİR REZERV PARA YARATABİLİR Mİ?
Dolar rezerv para. Ancak ABD’nin dünyaya 36 trilyon dolar borcu var.
Rezerv paranın arkasında üretim gücü ve donanma var. Yıllardır bana doların rezerv para özelliğini kaybetmesi ve yerine yeni bir rezerv para, özellikle de kripto paralar gelir mi diye sorduklarında hep şu yanıtı veririm. “Dolar, mağlubu ABD olan büyük bir savaş sonrası rezerv para özelliğini kaybeder.”
Sanırım biraz Çin’in askeri gücünün artması biraz da teknolojideki değişimler, farklı senaryolara evrilebilir.
Henüz bir savaş yok. Arkasında kim olduğu pek belli olmayan bir grup Japon girişimcilerin çıkardığı Bitcoin türü bir kripto para durduk yerde rezerv para olamaz. Ayrıca bitcoin bir mübadele aracı olarak kullanılsa bile ölçme fonksiyonu yok. Lastikmetre gibi bir şey. Bir bakıyorsun 25 bin dolar, bir bakıyorsun bir yıl sonra 100 bin dolar. Örnek olarak 1 ton buğday için ne kadar bitcoin ödeyeceğini kimse bilmiyorsa, o şey bırakın rezerv para olmayı, para bile olamaz.
PEKİ ÇİN?
Dolar ve ondan önce rezerv para olan Sterlinin arkasında ciddi bir sanayi üretim gücü, finans kapital ve dünyayı kredilendirme gücü vardı. Her iki ülke de muazzam bir donanma gücüne sahipti. Çin’in durumu ne? Çin’in arkasında muazzam bir üretim gücü var. Daha önce İngiltere ve ABD’nin, üretim gücü yanı sıra paranın arkasında altın standardı vardı. İngiltere 1931’de ABD’de 1971’de altın standardından vazgeçti. Çin’in elinin altında, bir nevi altın standardı gibi kullanabileceği, dış ticaret fazlası olarak biriktirdiği 2 trilyon dolardan fazla ABD doları (devlet tahvilleri) var.
Peki Çin, elinde böyle bir birikim olduğuna göre, dış ticaret açığı olan ülkeleri, IMF, Dünya Bankası gibi organizasyonlarla ve ABD, İngiltere bankaları gibi modellerle finanse edebilir mi?
Elindeki güçle diğer ülkeleri kendine borçlandırabildiği takdirde ve bu rezervleri, tıpkı altın standardı gibi, bir süreliğine arkasına alıp yeni bir rezerv para birimi oluşturabilir mi?
ÇİN VE ABD DONANMASI
Bunlar ortada duran sorulardır. Şartların eksik kalmaması için Çin donanmasının durumunu da sorgulamak gerekir. Aklıma ilk gelen isim, değerli dostum emekli Amiral Cem Gürdeniz oldu. Uzun bir telefon sohbeti yaptık ve çok önemli detaylar vardı. Detaylar başka bir yazı konusu. Ama çok kısa bir özet aktarıyorum.
“Soğuk savaş bittikten sonra ABD donanması 600 gemiden 294 gemiye düştü. Bunun da 164 tanesinin pervanesi dönüyor. Diğerleri bakımda. ABD, Çin’in 2010’dan sonraki gelişimini göremedi ve 1990’dan itibaren süratle tersaneleri kapattı. Tersanelerde gemi inşa edecek elemanlar da kalmadı. Çin’in gemi inşa hızına yetişemiyorlar. Ticaret gemilerinde Çin’in kapasitesi Amerikan tersanelerinin tam iki yüz katı. Yine eski Donanma Bakanına (EL Tore) göre savaş gemilerinde de Çin’in bir yılda ürettiği savaş gemisini ABD ancak 7 yılda yapabiliyor. Ve ABD’nin bu açığı on yıldan önce kapayamayacağını söylüyor. Çin, mevcut donanmasının gücü ile hiçbir savaş gemisini kendi sınırlarına iki bin milden fazla yaklaştırmıyor..”
Burada bir ekleme yapayım. ABD yıllık savunma bütçesi yaklaşık 1 trilyon dolar. Trump bunu kısmayı düşünüyor ve Avrupa’ya artık seni korumayacağım diyor. 1 trilyon dolarlık savunma bütçesinin 500 milyar doları donanmaya ait. Yani yukarıdaki bölümlerde rezerv para maliyeti olarak 100 dolarlık banknotun maliyeti 94 cent demiştik ya. Üstüne bir de 500 milyar dolar donanma maliyeti eklemeliyiz. Ancak finanse edilen sözde dış ticaret açığı 918 milyar dolar. Gümrük vergileri artırılmasaydı, birkaç yıl içinde 1 trilyon doları da süratle aşacaktı.
DİJİTAL TOTOLİTER REJİMLERE DİJİTAL PARA MI GELECEK?
Bitcoin ve benzer kripto varlıklar rezerv para birimi olamaz. Ama ya FED egemenliğini devre dışı bırakmak isteyecek olan Trump ve yeni kuşak teknoloji devi servet sahipleri, ellerindeki bu güçle dolara karşı yeni bir kripto para birimi çıkarırlarsa…
Trump zaten ilk minik hamleyi yaptı bile… Kendi coinini çıkarttı.
Önemli bir haber ama ben atlamışım. Emekli Amiral Cem Gürdeniz dostum hatırlattı. Trump’ın geçenlerde bankerlerle yaptığı toplantıda 36 trilyon dolarlık ABD borcu için 100 yıllık ABD Hazine tahvilleri önermiş. 100 yıldan söz ediyoruz…
Bunlara bakınca sanki…. Dolar bir anda teknoloji devlerinin kontrolünde yeni bir kripto para ile yer değiştirebilir.
FED ve 36 trilyon dolar alacaklı olanlar ne yapar çok merak ediyorum.
Dolapta soğuk su var…
Çok Okunanlar

Kıbrıs’tan da vazgeçmediysek... Nerede bu devlet?!

CHP'de cumhurbaşkanlığı adaylığı için çarpıcı iddia

Özgür Özel’den Parti Meclisi’nde önemli değişim

AVM'ler sessizdi: Tüketim boykotu etkisini gösterdi

6 Nisan Pazar günü hangi yapım reyting birincisi oldu?

Sarayda Gaye Erkan sürprizi mi? Ekonomi yönetiminde çatlak endişesi

İstanbul Valiliği'nden sürpriz kar uyarısı! Salı gününden itibaren...

Yeni dönem, yeni vizyon: Özel'in anahtar listesi şekillenmeye başladı

Mourinho'dan Okan Buruk'a olay gönderme

Boykot tartışmasıyla gündeme gelen Teşkilat dizisinde bir ayrılık