Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

Bir polis memurundan kritik uyarı: "Çocuğa yöneltilen yanlış sorular telafisi mümkün olmayan sonuçlar doğurabilir"

Meslekte 30 yılı geriye bıraktım. Branş olarak hep polis muhabirliği yaptım. Bu nedenle emniyet teşkilatında çok sayıda memurla konuşma fırsatım oluyor.

Önceki gün de çok uzun yıllardır çocuk polisi olarak görev yapan bir memur arkadaşımla sohbet ediyorduk. Konumuz suça sürüklenen çocuklar idi. Ve tabii son zamanlarda küçük çocuklara yönelik cinsel istismar ve ensest olaylarının artışı.

Anlattıkları son derece çarpıcıydı ve kendisinden müsaade isteyerek yazıya döküp dökemeyeceğimi sordum. Hemen ardından bir soru yönelttim: "Çocuklara yönelik cinsel saldırı, istismar ve aile içi cinsel istismar olayları neden bu denli artış gösteriyor?"

Yılların deneyimli memuru kesinlikle bir artışın olduğunu kabul etmekle beraber çok önemli bir konuya da değinmek istediğini belirtti. 

Açıkçası anlatacaklarının kendisini biraz tedirgin ettiğini gözlemleyebildim. 

Sözlerine şöyle başladı:

"Yanlış anlaşılmak istemem. Evet cinsel istismar olayları son dönemde büyük bir artış gösteriyor. Bunun yanı sıra çok tehlikeli sonuçlar doğurabilecek bazı gelişmeler yaşanıyor. Birkaç kez benzer durumlarla karşılaştım. Çocuklara yöneltilen yanlış sorular bazen çok tehlikeli sonuçlar ortaya çıkmasına neden olabiliyor. Yanlış yöneltilen bir soru bir aileyi dağıtabilir, bir yuvayı yıkabilir hatta intiharla bile sonuçlanabilir. Görevli olduğum ilçede bir ilköğretim okulunda görev yapan rehber öğretmen çocuklara çeşitli sorular yöneltiyormuş. Örneğin, 'Burası senin özel bölgen hiç dokunan oldu mu? Seni kucağına oturtan, dudağından öpen oldu mu? vb. sorular. 7-11 yaş arasında çocukların öğretmenleri bir soru sorduğu için baskı altında kalma ihtimali ortaya çıkabiliyor ve bazen kendilerini ifade edemeyerek yanlış cevaplar verebiliyorlar.

Sorulara şüpheli cevaplar daha doğrusu suç unsuru oluştuğuna kanaat getirilecek cevaplar alındığında veya o kanıya varıldığında tutanak tutuluyor. Çocuğu alıp polis merkezine getiriyorlar. Küçük çocuğa cinsel istismar şüphesi üzerine savcı bilgilendiriliyor ve pedagog eşliğinde çocuğun ifadesinin ve suçlanan aile bireylerinin ifadesinin alınması talimatı geliyor.

Bunun üzerine örneğin suçlanan veya şüpheli olarak algılanan kimse bu bazen baba  bazen dayı bazen amca veya ağabey olabiliyor gözaltına alıyoruz. Sonrasında pedagog eşliğinde çocuğun ifadesi alınıyor ve okulda tutulan tutanağın tam aksi bir durum ortaya çıkıyor.

Bu durum özellikle aile bireylerinde travmatik etkiler oluşturuyor. Aileden biri kendi çocuğuna, yakınına cinsel istismar suçlamasıyla emniyete getiriliyor. Suçsuzluğu ortaya çıksa bile durumuna sevinemiyor. Bir baba az daha intihar edeceğini söyledi. Anlattıklarımın yanlış anlaşılmasını kesinlikle istemem. Rehber öğretmenler işlerini olabildiğince iyi yapmaya, çocukları korumaya çalışıyorlar şüphesiz. Burada dikkat edilmesi gereken soruların çok doğru sorulması ve uzman desteğinin alınması. Yanlış bir soru aileyi dağıtabilir, intihar ya da cinayete neden olabilir."

Deneyimli polis memurunun aktardıklarından sonra bir soru daha yönelttim kendisine: "Peki aileler çocuklarını korumak için neler yapmalı?" 

Şöyle cevapladı:

"Anne ve babalar çocuklarını sürekli kontrol altında tutmalı. Cep telefonlarında neler yapıyorlar, ne tip çizgi filmler izliyorlar, kimlerle görüşüyor ya da mesajlaşıyorlar? Hepsine muhakkak bakılmalı. Çocuklar öğrendikleri, duydukları bir olayı kendileri yaşamış gibi anlatabiliyor hatta 'Bana cinsel istismarda bulundu' bile diyebiliyorlar. Örneğin sınır ötesinde görev yapan bir uzman çavuşun kız kardeşi okuldaki rehberlik öğretmenine ağabeyinin cinsel tacizine uğradığını söylemiş. Tutanak tutuldu. Okul görevlileri kız çocuğunu da alarak yanımıza geldiler. Derhal anneyi çağırdık. Anne şoka girdi. 'Böyle bir şey olamaz çünkü oğlum askerde' dedi. Sonra pedagog eşliğinde tekrar ifade alındığında kız çocuğu. ağabeyinin kendisine dışarı çıkma izni vermediği için yalan söylediğini itiraf etti. Tabii bu şüpheli durumlar hiçbir zaman cinsel istismarların ve saldırıların son derece arttığı gerçeğinin üzerine örtmüyor. Aile içi cinsel istismar vakaları geçmişte de vardı ancak insanlar konu başkaları tarafından duyulmasın diye adli mercilere gitmeyi tercih etmiyordu. Yaşananları aile içinde kapatmaya çalışıyordu. Ancak şimdi okullarda rehberlik öğretmenleri, sınıf öğretmenleri var. Çocuklar titizlikle gözlemleniyor ve şüpheli durumlarda bir problem varsa ortaya çıkarılmaya çalışılıyor. Artık hiçbir şey gizli kalmıyor."