Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış haberleri bul
ve ve
ve ve
ve ve
Temizle
Euro
Arrow
36,2401
Dolar
Arrow
34,4862
İngiliz Sterlini
Arrow
43,5545
Altın
Arrow
2962,0000
BIST
Arrow
9.549

"Memuruz dediğimizde 'Ne iş yapıyorsun' sorusuna cevap veremeyen kişileriz"

Sabah farklı, öğlen farklı, akşam farklı iş yapıyor onlar. Her ne kadar tanımları memur da olsa inanın onlar bile bilmiyor ne olduklarını. Oysa ki Türkiye genelinde sayıları 135 binin üstünde bulunuyor. Kim mi bunlar? Yardımcı Hizmetler Sınıfı memurlardan bahsediyoruz. Hani soruşturma geçirdiklerinde ya da ceza isteyeceklerinde memur diye yargılanan yada disiplin cezası verilirken evet sen memursun diyen kişilerdir Yardımcı Hizmetler Sınıfı. Takım elbiseyle paspas yapıp çay servisi yapandır Yardımcı Hizmetler. 135 binin üstünde bulunan Yardımcı Hizmetler Sınıfı personeli seslerini duyurmak için mitingler düzenliyor. Yıllardır siyasi partilere taleplerini iletiyor. Sosyal medyada bir araya gelip dertlerini paylaşıyor. Şimdi de haykırma sırası bizde diyorlar. "Yeter artık yıllardır vaat olmaktan bıktık. Açıkça belirtiyoruz ki, mecliste bir an önce konumuzu çözmezlerse, biz de yerel seçimlerde sandığa gitmeyeceğiz. Vaat değil, gerçeklik istiyoruz."

Bugün yardımcı hizmetler personellerinden gelen yazıyı aktaracağım size.

"Bize disiplin cezası olunca 657 sayılı kanuna göre ya da 7068 sayılı kanuna göre memursun diyorlar. Yalan değil bizler memuruz. Hani sabah evden takım elbise giyip, işyerine geldiğinde elimizde paspas ile tuvalet temizleyen. Evet biz memuruz, çay servisi yapan, bulaşık yıkayan, boyacılık yapan. Evet biz memuruz sabah farklı, öğlen farklı, akşam farklı iş yapanız. Bizler emniyette memuruz, kamuda memuruz diyebiliyoruz. Peki ne iş yapıyorsunuz sorusu geldiğinde cevap veremeyen kişileriz. 1967 yılında yürürlüğe giren 657 Sayılı Devlet Memurları Kanunu’nda zamanın ihtiyaçlarına göre yer verilen Yardımcı Hizmetler Sınıfı, aradan geçen 56 yıl içinde tamamen köhnemiş ve güncelliğini hepten yitirmiştir. Bir benzetme yapacak olursak, yurt dışında çalışan gurbetçilerimizin birçoğu nasıl ki yaşadıkları yerde sıla hasreti ile yanıp tutuşmasına rağmen vatanına geldiği zaman bir kimlik bunalımı yaşıyorsa, kamuda çalışan bir yardımcı hizmetli de tıpkı bu ruh halini yaşamaktadır. Bizler, sabah herkes gibi kalkar, erkekse tıraşını olur, takım elbisesini giyer, kravatını takar. Kadın personel ise özenle kendine çeki düzen verir ve işine gelir. İşyerinde onu yığınla iş beklemektedir. Önce çay suyunu koyar ocağa. Sonra eline süpürgeyi, paspası ve toz bezini alıp büroları, koridorları, tuvaletleri ve etrafını temizlemeye başlar. Gün içinde bu rutini devam eder gider. Daha şanslı olanlar da yok değildir. Bilgisi ve becerisi ile kendini eğer bir şekilde kabul ettirebilmiş ise diğer memurların angarya gördüğü işlere bile razı olup kıyıda köşede kendine göre bir pozisyon bulur. Fotokopi çekme, imza listesi dolaştırma, evrak dağıtma, getir götür işleri yapıyor. Biraz daha şanslılar masa başında kendine uygun bir pozisyon bulmuşsa da onların da durumu amirin iki dudağı arasından çıkacak sözlere bağlıdır. En ufak bir personel eksiğinde hop diye görev unvanının gerektiği pozisyona döndürülmesi an meselesidir. Kamuda yardımcı hizmetli demek bu sınıfa ait olan kişinin aidiyet duygusu hissedememesi demektir.

BİZLER ASLINDA MEMURMUYUZ BİLEMİYORUZ

Yardımcı Hizmetler sınıfında olan bir memur aslında memur da değildir. Ne köylü ne şehirli, ne cahil ne okumuş, ne uşak ne bey…Kısacası iki tezat duygu arasında sıkışıp kalmıştır. Bundan daha vahim olanı da nedir bilir misiniz? Çocuk Esirgeme Kurumunda on sekiz yaşını dolduranlar ile şehit ve gazi yakınları da bu devlet memurluğu payesi verilmiş gibi gösterilerek çaycılık, garsonluk, bulaşıkçılık, boyacılık, tuvalet temizliği, bariyer taşıma ve akla gelen gelmeyen amirin gerekli diğer alanlarda çalıştırılmaktadır.

Her ne kadar 2018/4 Sayılı Başbakanlık Genelgesi ile Şehit ve Gazi yakınları konulu genelgede bu ayıp ortadan kaldırılmaya çalışıldıysa da 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun Ek-1 Maddesi halen durmaktadır. Bunların dışında engelliler ve KPSS sonucu nitelikli alım şartları ile görevlere istenip (mobilya, sıhhi tesisat, ağaç işleri, elektrik vb.) atanması yapılanlar da bulaşık, temizlik, garsonluk, çaycılık gibi işçilerin yaptığı pozisyonlara değerlendirilmektedir. Bu nedenle Yardımcı Hizmetli kendi yakınlarına, eşine ve çocuklarına bile ne iş yaptığını söylerken utanmaktadır. Bu utancın ağırlığından kurtulmak için uzak aralıklarla da olsa açılan Görevde Yükselme Sınavlarına can simidi gibi sarılmaktadır. Açılan 300 kişilik kadroya binlerce kişinin başvurması bu sebepten kaynaklanmaktadır. Yazılı sınavı kazanmakla da iş bitmiyor tabi ki. Ne kadar yüksek puan alırsa alsın sözlü mülakatı da geçme zorunluluğu var elbette. Bu nedenle Genel İdari Hizmetler Sınıfına atanmak Genel Müdür olmak kadar çetrefilli bir süreçtir. Sizce de artık Yardımcı Hizmetler Sınıfının kaldırılıp bu utanca son verilmesinin zamanı gelmedi mi. Bizler de memurlara verilen ve bize verilmeyen çoğu hakları almamızın zamanı gelmedi mi.? Ortak sesimiz 'Bizler artık seçim malzemesi olmak istemiyoruz."