Yeni hedefleri 18 yaşındaki gençler

Gerek kamu spotlarında gerekse cep telefonlarımıza gelen mesajla hepimizin bildiği bir dolandırıcılık olayından bahsedeceğiz bugün. Kendisini polis, savcı vb gibi kamu görevlisi olarak tanıtan dolandırıcılardan. Aslında gelişen teknoloji kötüye kullanım anlamında suçlular içinde oldukça cazip bir araç haline gelmektedir. İşte teknolojiyi de kullanan dolandırıcıların yeni hedefi paraya ihtiyacı olan 18 yaşındaki gençler olmaya başladı. Bunun birçok örneği var. Aslında dolandırıcıya hiçbir zaman ulaşılamıyor ama mağdur edilen 18 yaşındaki gençler cezaevine girebiliyor ya da evine icra bile gelebiliyor. İşte bu tür mağduriyetler son zamanlarda çok fazla artmaya başladı.

Bu konulara hakim olan ve elinde benzer davalar bulunan Avukat Ümit Karadağ, 12punto.com.tr'ye yaptığı açıklamada,  'Özellikle 18 yaşındaki çocuklarımızın hesap açıp açmadıklarını sık sık kontrol etmeleri gerekiyor ailelerin' diyerek uyardı ve şu bilgileri verdi. "Gelişen teknoloji akıl almaz şekilde ilerlemekteyken bu gelişim sadece hayatı kolaylaştırma olarak kullanılmamaktadır. Teknoloji aynı zamanda kötüye kullanım anlamında suçlular için de oldukça cazip bir araç haline gelmektedir. Zira suç işleyenler de yöntemlerinde teknolojik gelişmeleri olabildiğince profesyonel kullanarak gerek iz kaybettirmekte gerekse de zahmetsiz olarak haksız menfaat temin etmektedirler. Son yıllarda artan dolandırıcılık olaylarında bu durum kendini açık açık göstermektedir.

SUÇLULAR BİR ADIM ÖNDE

İşin en kötü yanı suçlular bir adım önde giderken, yeni geliştirdikleri yöntemlerin ortaya çıkarılması oldukça zaman alırken suç işleyen gerçek faillerin bulunması da bir o kadar zorlaşmaktadır. Hatta mağdur olması gereken kişilerin de cezalandırılmalarına sebebiyet verilmekle bu konuda soruşturma ve kovuşturma aşamalarında hataya dahi düşüldüğünü düşünmekteyiz. Bu durumu 12punto.com.tr için örneklerle açıklamak daha doğru olacaktır. Hepimizin bildiği bir dolandırıcılık tarzı olan; kendilerini hakim, savcı, polis, vb olarak tanıtıp mağdurların hesap bilgilerini elde eden veya para transferi sağlayan dolandırıcılık eylemleri günümüzde de yoğun olarak devam etmektedir. Öncelikle birçoğumuzun aklına gelecek ilk sorulardan veya eleştirilerden biri şu olacaktır: “Cep telefonlarına gelen onca mesajlara veya yapılan kamu spotlarına rağmen nasıl oluyor da insanlar dolandırılıyor?”

SİZİ ARAYAN 112 DAHİ OLSA BİLGİLERİNİZİ PAYLAŞMAYIN

Aslına bakarsanız tam da öyle değil. Bu kişiler aradığında cep telefonunuzun ekranlarında görünen numara sıradan bir numara olmuyor. Örneğin ekranda 155, 112, 156 gibi numaralar görüyorsunuz. Mağdur bu numarayı görünce doğal olarak polis veya savcılık şeklinde bir algıya kapılmaktadır. Ancak arayan aslında dolandırıcılar. Kullandıkları teknoloji ile aradıkları numaranın hedefteki kişinin telefonunda bu şekilde görünmesini sağlayarak inandırıcı bir izlenimle başlıyorlar. Akabinde telefon açıldığında telsiz sesleri, telefonu aktarmalar vb yöntemlerle polis veya savcılık ofisi havası yaratarak hedefteki mağdur üzerinde hakimiyetlerini sağlamlaştırıyorlar. Bununla da yetinmeyen dolandırıcılar tam hakimiyet sağlamak için agresif tutumlar sergileyerek doğal davranış halindeymiş gibi davranıp hukuka aykırı olarak elde ettikleri kişisel verilerinizle “inanmıyorsan TC numaranı, adresini, annenin TC numarasını, söyleyeyim, her şeyini ekrandan görüyoruz, zamanımız çok az, Terör örgütleriyle uğraşıyoruz,yoksa seni alırız, vb“ söylemlerle mağduru ikna etmektedirler. Bu görüşmenin ani ve mağdurun iradesini sakatlayan gelişimi karşısında son olarak parasını acilen güvenliği için aktarması gerektiğini söyleyerek dolandırıcılık eylemini gerçekleştirmektedirler. Ne olursa olsun bu tür bilinen numaradan dahi aransanız bilgilerinizi paylaşmayın.

HEDEFLERİ DURUMU KÖTÜ OLAN GENÇLER OLMAYA BAŞLADI

Yukarıda anlattığımız dolandırıcılar bu eylemlerini gerçekleştirmeden önce yani parasını alacakları hedef kişiyi dolandırmadan önce paranın aktarılacağı hesabı belirlemektedirler. Bunu belirlerken ise iz kaybettirmenin önemi onlar için işin en önemli kısmı. Zira kendi hesaplarına paranın aktarılması ile yakalanmaları işten değil. Bunun önüne geçmek için özellikle yaşı çok genç, tecrübesiz ve kandırılmaya müsait hesaplarını kullanabilecekleri 18 yaşını doldurmuş genç kişileri tercih etmektedirler. Bu yaştaki kişiler dolandırıcılık eyleminin ikinci mağdurunu oluşturur. Dolandırıcılar özellikle varoş diyebileceğimiz mahallelerden buldukları bazı gençleri çeşitli yöntemlerle etkileyerek (Lüks araçlar ile gezdirmek, restoran ve güzel mekanlarda zaman geçirtmek vb) kendilerine güven sağlatmaktadırlar.

Suç işlemeye meyilli bir iki kişi bulduktan sonra onlar vasıtasıyla mahalle arkadaşlarını, okul arkadaşlarını ayarlamaya çalışarak onların hesaplarını kullanmaya çalışmaktadırlar. Birçoğuna ise “Bizim hesaplarımızda haciz var sizin hesaplarınızı kullanabilirsek size de bir şeyler veririz, asla sıkıntılı bir durum yok..” veya “yeni açılacak hesaplardan oldukça cazip faizlerle para kazandırıyoruz, limitler olduğu için aynı hesapta yapamıyoruz zaten” vb çeşitli söylemlerle onları da ikna etmektedirler. Bu genç yaş gurubu kandırılmaya o kadar müsait ki internet bankacılığı şifrelerini vermek bir yana dolandırıcıların vermiş olduğu patates hat olarak tabir edilen telefon  numaralarını bankacılık işlemi için tanımlayıp teslim etmektedirler.

KANDIRILAN GENÇLERE HESAP AÇTIRIP ŞİFRELERİNİ ALMANIN DIŞINDA KRİPTO VARLIK ALIM SATIMI YAPILAN HESAP BİLGİLERİNİ DE ALMAYA BAŞLADILAR

Dolandırıcılar çeşitli bahanelerle aldıkları banka hesaplarına dolandırdıkları kişilerin parasını aktarıp akabinde yine kandırdıkları gençlerin kripto varlık hesaplarından Bitcoin vb varlıklar alıp soğuk cüzdan olarak tabir edilen cüzdanlara çekerek iz sürülmesini neredeyse imkansız hale getirmektedirler. Bu sayede dolandırıcılar tamamen iz kaybettirerek iki mağduru adli makamlarda karşı karşıya getirmektedirler.

Genel olarak parası alınan mağdur soluğu savcılıkta alıp şikayetçi oluyor. Savcılık ve emniyet yaptıkları araştırmada paranın aktarıldığı kandırılmış hesap sahibi olan genç kişileri kolaylıkla tespit edip haklarında nitelikli dolandırıcılık suçlamasıyla Ağır Ceza Mahkemesine sevk ederek yargılanmalarını sağlamaktadır. Zira paranın izi hesabı kullanılan kişilerde son bulmuş asıl failler ortadan kaybolmuştur. Netice olarak olayda hedef olan parası alınan ile hesapları kullanılan mağdurlar karşı karşıya kalmaktadırlar. Kanaatimize göre ise ikinci mağdur sınıfında olan genç kişilerin mağduriyeti daha ağır sonuçlar doğurmaktadır. Zira hem hapis cezası ile hem de yüksek adli para cezalarıyla karşı karşıya kalmaktadırlar. İşte bu tür dolandırıcılık olayları herkesin duyduğu bildiği olaylar olmasına karşın ayrıntıları anlatılmadığı için insanlar dolandırıcıların etkisinde kalarak mağdur olmaktadırlar. Hatta birçok mağdur telefonlarına dolandırıcılara inanmamaları konusunda mesajlar geldiğini ancak bu şekilde bir taktiklerinin olduğunun söylenmemesi yüzünden olayın gerçek olduğunu düşünerek dolandırıldıklarını söylemektedirler."

Son olarak özetlemek gerekirsek ne polis ne de savcı hiçbir kimseden para istemez.