Yalnız ve güzel ülkem... Yalnız ve güzel halkımız….
Umuduyla umutsuzluğuyla, direnciyle kırılganlığıyla, Yoksulluğuyla kabullenmişliğiyle, kandırılmışlığıyla soyulmuşluğuyla, memleketine sevgisiyle küçük mutluluklarıyla, bitmeyen yorgunluğu ezilmişliğiyle, her koşulda 'Ülkem' diyen kararlılığıyla, bildiği ve bilmediği gerçekleriyle güzel halkım.
Algılarıyla oynanan, gerçeklikten koparılan, kandırılan, sömürülen, yoksullaşan halkım...
Çeyrek asra yakın süredir din temelli siyaset yapan, günü geldiğinde AB kapılarını zorlayan, günü geldiğinde AB ile kavga eden, iç siyasette İsrail’e diklenip İsrail’le ticaret yapan, ABD ile büyük iş birliklerine soyunan ama her koşulda siyasetinin tam merkezine inancı oturtan, bolca hamasetle semirdikçe semiren, yedikçe doymazlığı artan, her geçen gün şaşırtmaya devam eden bir iktidara direnen yorgun halkım....
O iktidar ki İsrail’in ile ticaret yaparken aynı anda İsrail’e düşman olabiliyor...
O iktidar ki "Soykırımcı İsrail" diye bağırırken, en büyük destekçisi ABD ile dost olabiliyor.
O iktidar ki bütün dünyanın gözü önünde on binlerce insan soykırıma uğramışken, Donald Trump'tan merhamet bekleyip onun savaşı bitireceğini ve bundan umutlu olduğunu söylüyor. Milyar dolarlık anlaşmalar yapabiliyor.
Dün yine tarihi bir gündü.
ABD ziyaretinde yaşananlar, Trump'ın küstahlıkları, bitmez talepleri, doğalgaz alımı dayatması, KAAN uçağının motorunun olmadığının açıklanmasının yarattığı kriz... Her şey bir anda unutuldu.
ABD'nin "Meşruiyet istiyor, istediğini vereceğiz" dediği Erdoğan, Meclis'te istediği meşruiyeti fazlasıyla almış görünüyordu.
Cumhur İttfiakı, yeni ortakları DEM ile deyim yerindeyse âşıklara dönüştü.
Öyle kareler servis edildi ki insan hayretten hayrete düşüyor.
Erdoğan, yakın geçmişe kadar teröristlikle ihanetle suçladığı, 'PKK'nın siyasi kanadı" dediği DEM Partililere bir baba şefkatiyle yaklaştı.
DEM'liler ise onun etrafında kümelendi. Hayran hayran gözlerinin içine baktılar.
Her fırsatta hakaretler savrulan dönemden can ciğer kuzu sarması olmaya evrilen süreçte neler oldu? Nasıl pazarlıklar yapıldı?
Soru basit; hangi çıkar, hangi gücün buyruğu MHP-AKP ile milliyetçi ve ayrılıkçı kürtleri aynı çatı altında buluşturdu?
Büyük Orta Doğu Projesi ve emperyalizmin planları adım adım ilerlerken, Türkiye şimdiden derin bir zihni bölünme yaşarken, Meclis'te terör örgütü başı Öcalan’ın özgürlüğü için el birliği yapan AKP-MHP-DEM ittifakı birbirleriyle hayran hayran bakışırken, kirli siyasetin ne derece omurgasızlık gerektirdiğini gözlerimizle görüyoruz.
İktidarını korumak ve bütün katmanlarına daha çok rant, sermaye ve güç sunma arzusu, vahşi paylaşma hırsı, ülkemizi parçalama, ulus kavramını yok etme isteğini gerçekleştirmek için el birliği yapanlar adeta birer aşığa dönüştü. Belli ki hedefler aynı...
Hadi o çıkarlar sizi buluşturur da milyonlarca yurttaş bu iki yüzlü çıkar ilişkisini görmedi ve algılamadı mı?
Dünden beri bazı fotoğraflara bakıyorum. Tekrar tekrar bakıyorum....
ABD’de Trump ile anlaşmalar yapan, İsrail'in büyük ağabeyine "Dostum" diyen Erdoğan, dün Meclis'te herkesinden farklı altın kaplama koltuğunda pozlar verdi.
Sağnda solunda ağırlıklı olarak DEM Partililer vardı. Ve bir dönem birlikte yol alıp sonra ayrılan Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan gibi figürler.
Ne gariptir aynı karede Erdoğan tarafından hakarete uğrayan herkes hazırdı. AKP'lilerin "İngiliz ajanı, Fetöcü" dediği Ali Babacan da oradaydı, geçmişte hakaretlere uğrayan dış politikada tarihi hatalara imza atan Ahmet Davutoğlu da...
Hepsi birlikte altın koltuklu adama istediği meşruiyetin fazlasını verdiler.
Muhalefeti bardak gibi dizip potasında eriten Erdoğan ise pek neşeliydi. Tüm bu bardakları bir araya getiren gücün temsilcisi olarak oturuyordu altın kaplama koltuğunda.
Bir garip fotoğraf daha vardı.
Geçmişin azılı teröristleri, dış güçlerin eli kanlı maşaları, PKK’nın siyasi ayağı...
Bu söylemler bana ait değil, bizzat Erdoğan’ın seçim dönemlerinde rakiplerini alaşağı etmek, terörle ilişkilendirmek için DEM partililere yönelik kullandığı ifadeler....
İşte o DEM Partililer bir karede Erdoğan'ın etrafını öyle bir sarmış ki sanırsınız AKP Gençlik Kolları...
Daha da garibi muhalif olduğunu ileri süren Müsavat Dervişoğlu... O da tam Erdoğan’ın karşısında oturmuştu. Birlikte verdikleri karede Hizbullahçı Hüdapar'dan DEM'e, MHP'den İYİP'e, Atatürk düşmanı eski Meclis Başkanı'ndan bir dönem AKP'ye öfke kusup sonra dahil olanlara kadar kimi ararsanız vardı.
Aynı karede gericisinden ayrılıkçısına, milliyetçisinden tatlısu İslamcısına... Hepsi bir aradaydı.
Bu arada dün Sumud Filosu, İsrail Donanması ile karşı karşıya kaldı. Gerilim yüksekti. İsrail askerleri Gazze'ye su, ilaç ve yiyecek götürmeye çalışan insanlara müdahale etti, gözaltına aldı, gemilerini gasbetti.
Küresel Sumud Filosu İsrail Donanması ile karşı karşıya iken, bütün dünya diken üstündeyken bizimkilerde Meclis'te bir şeyler atıştırıp Mustafa Keser şarkıları eşliğinde keyfediyordu.
Neyse ki sabah saatlerinde Oktay Saral, bir X iletisiyle İsrail'e kızıp haddini bildirdi.
Sözün özü....
Dün verilen fotoğraflar birilerinin iktidarının devamı ve BOP için büyütülmüş Cumhur İttifakı'nın yeni fotoğrafıdır. Yakın gelecekteki Türkiye'nin fotoğrafıdır...
Çok Okunanlar

Eski Cumhurbaşkanlığı Muhafız Alay Komutanı Akar, Güler ve Aksakallı’yı suçladı

Tutuklanan Kemal Can'ın ifadesi ortaya çıktı

'Bahçeli’ye asıl hakaretleri Erdoğan ve Soylu yaptı'

Öğretim görevlisinden kadın öğrenciye taciz mesajları

Netanyahu'yu kurtarma operasyonu!

20 kişi ve 18 kuruluşun mal varlıkları donduruldu

Bankalar emekliler için promosyon miktarlarını güncelledi

Güllü’nün mal varlığı ortaya çıktı

Hoşgeldin AI Slopaganda: Kim, kimin elini öptü?

Altın koltuklu adamın meşruiyeti ve etrafında kümelenen hayranları