İktidarın muhalefeti susturma stratejisi, demokrasinin en temel taşı olan seçme ve seçilme hakkını doğrudan hedef alarak kararlılıkla ilerliyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik başlatılan operasyonlar, aslında yalnızca yerel yönetimi değil, milyonlarca insanın iradesini hedef aldı.
Şimdi, çeşitli yollarla bu iradenin sesi de kısılmak isteniyor. 20 yılı aşkın süredir sistemli çalışmalarla yarattıkları medyayla algısal bir dünya kuran AKP bununla da yetinmedi. Binlerce trolüyle sosyal medyayı dizayn etti, halkın bir karpuz gibi ortadan ikiye ayrılmasına neden oldu. İhtiraslı ve saldırgan nefret yayıcılar bildikleri tek şeyi yaparak büyük bir kırılma yarattı.
İktidar, şimdi de farklı sesleri kısmak için yine yargıyı kullanıyor.
İmamoğlu'na karşı yürütülen operasyonlar zincirinin, düpedüz seçme ve seçilme hakkının gaspı olduğunu çocuklar dahi biliyor.
Sandıkta yenemediğini, tutuklayarak saf dışı bırakma çabası, iletişim özgürlüğünü ortadan kaldırma korkunç bir yeni sürecin yaratılmasındaki son evredir.
Bu yapılanlar, hukuk kılıfına sokulmuş bir siyasi mühendislikten başka bir şey değil. Aksini iddia edenler, hukuku iktidar arzusunun aracı hâline getirenleri savunanlar, bu yapılanları bir mantık düzlemine oturtmaya çalışanlar çıkarcılardır.
Sadece kendi çıkarlarının peşine düşmüş kötülerdir.
Bir yandan "milli irade" söylemi üzerine siyaset yapanlar, öte yandan bu iradenin temsilcilerini ya hapse atıyor ya da itibarsızlaştırmaya çalışıyor. Ekrem İmamoğlu'nun sosyal medya hesabının kapatılması, ifade özgürlüğüne doğrudan müdahaledir. Sözün bittiği yer tam da burasıdır.
Sadece İmamoğlu mu? Hayır. Muhalif olan herkes bu kıskacın hedefi. Şirketlere el konuluyor, medyada iftiralar yağdırılıyor, adaylıklar engelleniyor, gazetecilere cezalar veriliyor, sokakta röportaj yapanlar tutuklanıyor, iş insanları korkutuluyor.
Şimdi de sosyal medya hesapları kapatılarak ses tamamen kısılmak isteniyor. Baskıcı rejim, kendini aşmış durumda.
Bugün mesele kesinlikle sadece İmamoğlu değil... İmamoğlu eleştirilir, sorgulanır, yargılanır... Asıl mesele milyonların oyuna sahip çıkmak. Demokrasiyi tren olarak görüp, iktidarı sonsuza kadar bırakmak istemeyen, ülkeyi baştan aşağı şirkete çevirenlere karşı adaleti ve hakkı savunmak.
Memleketi, Atatürk değerlerini, Cumhuriyeti, eğitimi, ilericiliği, demokrasiyi, insan haklarını, özgürlükleri, kadınları, çocukları, hayvanları savunmak...
Bir de gerçekleri haykırmak...
Büründükleri o inançlı kimseler kimliğinin altında emperyal odaklarla nasıl da iş tuttuklarını haykırmak. Nasıl da emperyalizme hizmet ettiklerini bütün açıklığıyla ortaya koymak. İkiyüzlü oyunlarını sereserpe ortaya saçmak...
Hukuka ihanetle, "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın"cılıkla kurtuluşa eremeyiz.
Seçilmişlerin hukuksuzca susturulması, yarın herkesin başına gelebilir. Sessiz kalmak, adaletsizliğe ortak olmaktır.
Unutulmamalıdır ki; iradenin gasp edildiği yerde, demokrasi değil, tahakküm hüküm sürer.
Çok Okunanlar

Terör örgütü PKK kendini feshetti

Masadaki 'Bayrağa' dikkat!..

Emekli Albay Orkun Özeller: ‘PKK’nın başını Öcalan sanıyorduk Bahçeli çıktı'

Çanakkale’de 8 cana sebep olan kazanın raporu ortaya çıktı

Bu paralar yeniden tasarlanacak

Terör örgütü PKK'nın silah teslim süreci netleşiyor

PKK ne diyor siz ne diyorsunuz? Milleti narkozlamaya utanmıyor musunuz?

Erol Eğrek ölümünden günler önce yardım istemiş: 'Allah aşkına destek olun'

Reyting sonuçları açıklandı! 11 Mayıs Pazar günü en çok izlenen yapım ne oldu?

Gelinim Mutfakta 12 Mayıs Pazartesi puan durumu: Bugün çeyrek altını kim aldı?